1⁶

186 10 42
                                    


Sınav haftam an itibariyle bitti (berbattı) artık daha sık bölüm atmaya çalışacağım. Mangayı da okumaya başladım ve hikayeye Senju'yu bir an önce eklemek istiyorum. Neyse bölümü atıyorum ve cai'ye kaçıyorum, iyi okumalar!


"Kalk şurdan."

Keisuke'nin sinir bozucu homurtusuyla yattığım kanepede rahatsızça kıpırdandım. Keisuke ben yatmaya devam ederken beni bir çırpıda tişörtümden yakalayıp havaya kaldırınca bunu bir savaşın başlangıcı olarak algıladım ve havadaki bacaklarımı yavru köpeğin (Keisuke) omuzuna geçirerek ters bir şekilde onun omzuna çıkmış oldum. Gövdemle onun görüş açısını kapatıyor, konuşmasını engelliyordum. Orospu çocuğu bir anda karnımı ısırınca dengemi sağlayamadım ve gövdemin dengesini kaybettim fakat omzunda duran bacaklarımı boynuna sararak baş aşağı durmamı sağladım. Gözlerimi henüz açmamışken Keisuke bağırdı.

"Koala mısın orospu, siktir git üstümden!"

Baş aşağı bir şekilde sarhoş sarhoş gülümsedim.

"Ben koalaysam sende odunsund-"

Lafımı daha tamamlayamamışken süzüldüğümü hissettim, gözlerimi araladığımda havada olduğumu anladım. Bir cüsseye yapışıp ikimizi de yere düşürmeden önce son hissettiğim şey tüm bedenimi saran meltemdi.

Bir anda kendimi birinin üzerine yapışmış hissettim. Sonra farkettim ki altta olan benim, dikkatle baktığımda üzerimdeki oğlanın Chifuyu'dan başkası olmadığını gördüm.

"Hey!"

Tam birbirimizden uzaklaşıyorduk ki Keisuke ikimizide yakamızdan yakalayıp uzaklaştırdı.

"Kız kardeşime dokunma Chifuyu. Sen de erkek cinsiyetine yaklaşma Mizuki!"

İkimizide bıraktı ve bu sefer birbirimizden uzak olduğumuza emin olarak daha demin yattığım kanepeye oturup bacak bacak üstüne attı. Aklıma akşam geldi, eve saat beşte gelmeme rağmen Keisuke'yi evde bulamamış ardından onu beklerken kanepede uyuya kalmıştım. Sahi neden bu kadar geç gelmişlerdi ki, eğer birinde kalmış olsaydı zaten eve hiç gelmezdi. Oğlanlar kanepede oturup bana hiç bir hesap bile vermeden televizyon izlemeye başladıklarında sinirle Chifuyu'nun elindeki kumandayı sertçe çekip televizyonu kapattım.

"Mizu-"

"Canına mı susadın lan!"

Chifuyu'ya ve onun tuttuğu Keisuke'ye sırayla baktıktan sonra konuştum.

"Dünkü kavgadan bahsetmeyecek misiniz? Neden geç geldiniz Keisuke bey?!"

Baji soğuk bir bakış atarken Chifuyu konuşup konuşmamak arasında kalmış gibiydi. Sesimi daha da yükselttim.

"Cevap verin lan ibneler! Hem diğerleri nerde, bu kadar kişi misiniz?!"

Bunu sormamın sebebi genelde kavga edilmişse hemen sonrasında bizim evde buluşup sabaha kadar kritik yapardık, hatta bazen ben kavgada yaşadığım havalı sahneleri Chifuyu'nun üzerinde uygulayarak yeniden canlandırırdım bu niyetle defalarca kez onun yüzünü rengarenk yapmıştım.

Keisuke'nin yüzünün ciddileştiğini görünce bir şeylerin ters gittiğini hissettim ve merakla onlara baktım.

"Baji-san.."

Keisuke Chifuyu'nun sözünü kesip bir çırpıda konuştu.

"Dün Draken'i yaraladılar, fakat şuan durumu iyi. Yakında taburcu olur, hatta bir kaç gün sonra tekrar toplantı yapacağız."

kurdeleli serseri𐙚 | tokyo revengers x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin