1¹¹

184 15 79
                                    

Medyayı boş bırakasım gelmediğinden ultra mega dertli çalma listemdeki şarkıları salıyorum.

"Bak bu işte!"

Chifuyu'yu omuzundan çekerek yoldan geçen çocuğu gösterdim. Biraz fazla bağırmış olacağım ki Take korkuyla bize bakıp geriledi. Chifuyu elini yavaşça havaya kaldırınca kolunu bıraktım, o da elleri cebinde bir şekilde ayağa kalktı.

"Hanagaki Takemichi!"

Take'nin yüzü öyle bir hal aldı ki gülmemek için kendimi zor tuttum, hala oturmakta olduğum salıncakta yavaşça sallanırken ikisini izlemeye başladım.

Takemichi kekelemeye başladı, ama öyle böyle değil. Her harfi en az on kere tekrar ederek "Efendim?" dedi. Buna karşılık dayanamadım ve mahalleyi inleten kısa bir kahkahanın ardından ayağa kalktım.

Chifuyu bana doğru döndüğünde elimi omzuna koyarak patpatladım. "Korkutma şunu Fuyu!" Homurdanarak önüne döndüğünde şaşkınlıkla bize bakan Take'nin yanına gidip kolumu boynuna doladım ve ağırlığımın bir kısmını ona verdim. Onu da Chifuyu'nun yanına götürürken konuştum. "N'aber lan, ödlek?" Take "İyi" diye mırıldandı ve onu hafifçe ittirerek Chifuyu ile karşı karşıya durmalarını sağladım. "Bak bu Chifuyu, Chifuyu bu da Takemiççi! El sıkışın şimdi."

İkiside bana tip tip bakarken kaşlarımı çatıp bağırdım. "El sıkışın dedim!" Chifuyu oflayarak Take'nin titreyen elini tuttuğunda Take aydınlanmış gibi baktı.

"Sen dün Baji'nin dövdüğü çocuk musun!"

Chifuyu göz devirirken dudaklarımı birbirine bastırdım "Senin de pek farkın yok gibi." Elimle kapak işareti yaptıktan sonra kollarımı ikisinin de boynuna dolayıp kendime çektim. "O halde artık powerpuff girls olabiliriz! Buttercup benim." Take anlamsızca bana bakarken Chifuyu suratında ruhsuz ifadeyi bozmadan konuştu. "Bubbles benim." Omzumu silkip Take'ye döndüm. "O zaman sen Blossom'sın." Ne dediğimi anlamasada kekeleyerek "Peki." dedi ve tekrar sessizlik çöktü. Salıncağıma geri dönüp sallanmaya devam ettim.

Yavaşça bileğimdeki Ken-çin'in hediyesi olan kol saatine baktım. "Gençler, sohbetinize de doyum olmuyor ama benim gitmem gerek. Siz erkek erkeğe takılın!"

Ayağa kalkıp gitmek üzereyken Chifuyu kolumdan yakaladı. "Hayırdır nereye? Sevgili mi yaptın, başımıza taş yağmasa iyi." Yaptığı aptal şakaya gülerken göz devirdim ve ona biraz ötede elleri cebinde bekleyen çocuğu gösterdim.

"Çok komikmiş. Bir arkadaşıma sözüm vardı, sonra görüşürüz!"

Chifuyu çatık kaşlarıyla bana bakarken kolumu ondan çekip Take'ye el salladım ve koşarak beni evimin önünde bekleyen Kisaki'nin yanına gittim. Bu sırada arkamda bıraktığım iki şaşkın oğlundan da bihaberdim.

Kisaki'yi omzundan dürttüğümde zaten beni bekler bi hali vardı. "Çok bekletmedim değil mi?" Başını iki yana sallayıp gözlüğünü düzeltti "Bende şimdi gelmiştim.".

Başımı salladım ve kısa bir sarılma sonrası kolundan çekiştirerek onu sahile sürükledim, gülerek peşimden gelirken kafam kısa bir saniyeliğine parktaki Chifuyu ve Take'ye kaydı. Anamı sikicek gibi bakıyolardı, umursamadan önüme dönüp Kisaki'yi çekiştirerek yürümeye devam ettim.

***
"Bu morluğu abin mi yaptı gerçekten?"

Omzumu tutarak dövmenin hemen altındaki morluğu gösterince irkildim ve kolumu çekerken başımı salladım.

"Küçük bir kardeş kavgası sadece, önemsiz."

Bana ciddi bir şekilde bakmaya devam etti "Yinede sana bu izi vermesi hoş değil, hiç bir abi böyle yapmaz. Eğer yine böyle bir şey olursa bana anlatmaktan çekinme."

kurdeleli serseri𐙚 | tokyo revengers x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin