Final Bölümu

240 14 52
                                    

Peki siz şuan nasılsınız? Ne hissediyorsunuz? Hayattan beklentileriniz neler? Mutluluk, para, huzur, başarı... Bunların hepsi ya da bunların dışındakiler elbet bir gün sizi bulacak. Bir arkadaşım söyle demişti:

"sabret, her şeyin zamanı vardır. Elbet bir gün gerçek olacak."

Kendinize inanın, kendinizinden başka dayanacağınız dal yok. Sadece siz varsınız. Herkes geçici bu dünyada. Pek niye üzülüyoruz? Niye üzüyorlar bizi?

Bu kurguyu okuyan herkes bu sayfaya geldiğinde şu satırlarımı yapsın:

Gözlerinizi kapatın

Derin nefes alın

Elinizi kalbinize götürün

Dediklerimi yaptıysanız şu soruyu sorun kalbinize "nasılsın?" evet, belki saçma gelebilir ama sorun bunu. Nasıl kalbiniz? Kırık mı, paramparça mı yoksa nasıl? Siz nasılsınız?

Strestli mısınız? Bir kağıt alın, üstüne sizi üzen, strese sokan şeyleri yazın. Ayağınızın altına koyun, üstünde durun kağıdın sonra ayaklarınızı yer değiştirip o kağıdı buruşturun, yırtın.

Denedim ve işe yaradı.

Kalbinizi en çok kim kırdı?

Kimin gidişi sizi en çok üzdü?

Ama kim giderse gitsin boş verin. Gitmesi gerektiği için gidiyor, hayatımızın bir yerinde işe yaramayacak. Yarasaydı gitmezdi zaten.

Haksızlığa mı ugruyorsunuz? Ses çıkarın, bağırın. Susunca hiçbir şey olmuyor. Belki konuşunca, ses çıkarınca değişir bir şeyler. Belki dünya da bir şeyler değişir.

Sizi ezikleyenler mi var? Siz de yapın aynısını. Kim ne yaparsa aynı şekilde karşılık verin. Hak ettiğine hak etiğini verin.

"mino pisliği buraya gel! " abisini yakalamaya çalışan sua'yı kollarımın arasına aldım. Jeongin de mino'yu kucağına aldı ve yanımıza geldi

"ne oldu bakalım?"diye sordu sordum sua'ya

Abisini gösterdi "beni satıp Jia ile oynuyor. Yanlız kalıyorum. Jinyoung desen hep sinirimi bozuyor." jinyoung un Kim olduğunu merak ediyorsunuzdur. Yuna ve seungmin in oğlu.

Jeongin "ne yapıyor mesela jinyoung?" diye sordu.

Sua kollarını birleştirdi "bana çok tatlısın diyor, başka erkekler ile konuşmama izin vermiyor." dedi

Jeongin ile birbirimize bakıp güldük. "demek benim güzel kızıma güzel diyor. Ee haklı değil mi?" dedim gülerek.

Mino'ya döndüm "sen neden kardeşinle oynamıyorsun?"

O da kollarını birleştirdi "sua çok küçük" diyip yüzünü yana çevirdi

"sen çok da büyük sayılmazsın ki oğlum. 10 yaşındasın, kardeşin de 5 yaşında."diyen jeongin oğlumuzu yere bıraktı.

Çalan telefonum üzerine sua'yı yere bıraktım, ikisi de bahçeye çıktı. Arayan Minho idi "alo?"

"hadi gelmiyor musun?"

Kaşlarımı çattım "nereye gelmiyor muyum?"

"nereye olacak? Hani bugün iş yerimizde olan muhabirler ile yemeğe gidecektik ya."

Ben onu hep unutmuşum "ben hazırlanıyorum. Kapat hadi"

"görüşürüz hadi" diyip telefonu kapattı.

karşı yurttaki vampir // Yang Jeongin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin