Sustum. Ne diyebilirdim ki zaten? Ben sadece onu çok fazla özlemiştim. Duygusuz bir vampir onun sayesinde her duyguyu tatmıştım:aşık olmak, acı çekmek, ayrılık, mutluluk, hüzün, boşluk hissini....
"ben onu çok özledim Felix,sandığımdan daha çok özledim." dedim yüzüne bakarak.
Bana sarıldı sıkıca. Bende ona sarıldım. Birden göz yaşlarım akmaya başladı. Bunu 150 yıl boyunca yaşamıştım. Felix'ten ayrılıp göz yaşlarımı sildim. Mutlu olmalıydım. Artık onu bulmuştum.
"150 yıldır bune salya sümük kardeşim. Bir vampirin ilk defa ağladığını gördüm. Bu kız zamanında seni cidden etkilemiş. 150 yıl çıkamadın öldüğünden beri." dedi beni güldürmeye çalışarak.
Güldüm. Gülümsedim. Hepsi onun sayesindeydi. "evet, cidden ona çok bağlanmıştım. Soğuk olan kalbim onun sayesinde ısınmıştı. Ama artık mutsuz son diye bir şey yok. Mutlu olacağız. Ben, o, biz birlikte olacağız."
"eskiye dön işte böyle. Vazgeçmek yok!"dedi gülerek.
"kurtların onu bulamasını sağlamamalıyız." dedim ciddileşerek. "bir daha onu kaybedemem."
Parktan ayrılıp yurda doğru yürüdüm. İster istemez gülümsüyordum onu gördükçe. Ona soğuk davranmak çok zordu. Yurttaki odama girdiğimde nefes aldım. Kapıyı kapattım girdikten sonra. Herkes hazırlanıyordu. Ne oluyordu ki? Minho yanıma geldi.
"hadi hazırlan."
"nereye gidiyoruz ki?" diye sordum
Seungmin gömleğini giyip konuştu "Mina, Ryujin, yuna ve Arin ile bulaşacağız. gezeceğiz yani."
Arin de geliyor! Ben varım o zaman. Belli etme jeongin. Sakin ol! "tamam,hazırlanıyorum o zaman."
Diyip kıyafet dolabımdan şık bir gömlek aldım ve giymeye başladım. İyi de bir şey yersek, ne yapacağım? Sorun yok! Arin de orada, onun için yapabilirim.Hyunjin yanıma geldi. "Bu arada Arin'i yurda bıraktığın için teşekkürler."
Gülümsedim. "sorun değil." dedim. Saate baktım telefonumdan. 16.30 Du. Bu insanların kullandığı telefon garip bir şeydi ama alışmıştım.
Kız yurdunda onları bekliyorduk. Bu kızlar neden çok yavaş hazırlanıyorlar? Bir türlü bunu anlamamıştım. Zaten Arin ne giyerse giysin, ne yaparsa yapsın en güzeli oydu benim için. Her haliyle güzeldi. Kızlar yanımıza geldiğinde Arin'i göremedim.
Kısa saçlı, kahküllü bir kız "Arin bilekliğini unutmuş onu alıp gelecek." dedi.
Herkes koşarak gelen Arin'e baktı. "çok beklettim mi?" diye sordu
Gülümseyerek "hayır, bekletmedin." dedim. Minho, seungmin ve hyunjin in bakışları ile sustum. Hyunjin resmen side eye bakışı atıyordu. Evet, galiba çok bekletmişlerdi kızlar.
"hadi gitmeyecek miyiz?" diye sordu aralarından en uzun olan kız.
"ah biz unuttuk," dedi seungmin. Sonra beni kızlar ile tanışırtırdı yani isimlerini söyledi. "Bu da bizim oda arkadaşımız jeongin."
Eğildim "memnun oldum."
Gideceğimiz yer koreoke mekanıydı. Açıkçası biraz gerilmiştim. En son Arin'e şarkı söylemiştim. Ondan sonra kimseye söyleyememiştim. Onunla yaptığım şeyler onsuz devam etmemişti. Ama başkalarının yanında şarkı söylemek... Ne biliyim garip ve utanç verici. Odaya girdiğimizde yuna mikrofonu eline aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
karşı yurttaki vampir // Yang Jeongin
Fiksi Penggemar"Seni yıldızlara benzetiyorum.Onlar gibi parlak,çekici ve güzelsin ama aranızda bir fark var onlar milyonlarca sen birtanesin" 1#fanmeeting :17/11/2023 1#fanmeeting : 30/01/2024 1#fanmeeting : 18/03/2024 1#fanmeeting : 31/03/2024 1#fanmeeting : 02/0...