Güven problemleri olup yeni insanlarla tanışmaktan kaçınan Beyza ve onun güvenini kazanıp tekrardan hayata döndüren Kıraç'ın hikayesi.
-
@kiracsolak: Evleneceğiz seninle.
@kiracsolak: Aşık olacaksın bana.
@kiracsolak: Bekle ve gör :)
-
başlama tar...
@beyzakarar: Sonuçta sadece kedimi göstereceğim kameraya.
Görüldü.
Yazıyor...
Yazıyor...
@kiracsolak: Evet, evet.
@kiracsolak: Öyle olacak.
@beyzakarar: Bekle, Kedim'i bulayım.
@beyzakarar: Gelince ararım.
@kiracsolak: Tamam, ara.
@kiracsolak: Bekliyoruz biz.
***
Hemen yatağımdan kalktım ve aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı salıp hızlıca taradım. Ne olur, ne olmaz. Kamerada görünmek zorunda kalabilirdim. Altımdaki siyah eşofmanımı çıkarmama gerek yoktu. Zaten üstümde de düzgün bir sweatshirt vardı. Kötü görünmüyordum.
Odamdan çıkıp Kedim'i aradım. "Kedim," diye seslendim içeriye doğru. Miyavlayarak bana karşılık verdiğinde sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Salondaydı. "Gel bakalım," diyerek kucağıma aldım ve geri odama döndüm.
Annem evde değildi, aşçılık kursuna gitmişti bugün. Gelmesine bir saat falan daha vardı. Odama girdiğimde kapımı kapattım ve yatağımın üstünü düzeltip Kedim'i oraya bıraktım.
Tekrardan aynaya baktıktan sonra ben de yatağıma oturdum. Kedim her şeyden habersiz yayılmış yatarken elimi uzatıp tüylerini okşadığımda mırıldanmaya başladı. Başını kaldırıp hareketlendi ve gelip kucağıma oturdu.
"Hayır, hayır. Şimdi gelme kucağıma. Şimdi orada durmalısın. Arka kameraya açacağım, hadi Kedim."
Kucağımdan alıp yatağa bırakmaya çalışsam da hiç umrunda değildi. Tekrardan gelip kucağıma oturdu. Ağlamaklı bir ses çıkardım. "Hayır, orada dur, lütfen."
Mırıldanarak kucağıma kuruldu.
Ne yapacağımı bilemezken aniden gelen gazla arama yerine bastım. Ön kamera da olsa aşağı doğru tutabilirdim. Çaldığına dair çıkan dııt sesleri Kedim'in kulaklarını kaldırmasına sebep oldu. Gözlerini kaldırıp telefonuma baktı.
Birkaç saniye sonra arama cevaplandı. Ekranda çok güzel bir kız çocuğu belirdi. "Pisi pisii," diye bağırdı ekrana doğru. Telefonu iki eliyle tutuyor gibiydi. "Abi, bak! Kedicik! Pisi pisi!"
"Evet abiciğim, kedicik var. İsmini sormak ister misin?"
"Pisi pisi, senin adın ne? Çok güzelsin sen!" Bağırarak konuşmasına gülümsedim. Kelimleri çok iyi telaffuz etmiyordu ama ne dediği anlaşılıyordu. Çok tatlı bir ses tonu vardı.
Kamerada yüzüm görünmüyordu, sadece bacaklarımda yatan Kedim vardı görüş açısında.
"İsmi Kedim," dedim son harfini bastırarak. "Aa! Kedi mi? O zaten bir kedi değil mi ama?!" Anlaşılan son harfi bastırmam bir işe yaramamıştı. Kelimelerini yavaş yavaş düşünerek "senin adın insan mı?" diye sorduğunda şok oldum. Kıraç'ın kahkaha sesi duyulduğunda Kumru da gülmeye başladı.
"Hayır, benim adım Beyza. Onun adı da kedi değil, Kedimmmm," dedim tekrardan, yavaş yavaş.
"Kedimmmm," diye tekrar etti beni. "Evet, öyle." Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "Kedimmmm çok güzel, abla."
Kedim adının sürekli bağırılarak tekrar edilmesinden rahatsızlık duymuş olacak ki kucağımdan kalktı. "Gidiyor," dedi Kumru üzgün üzgün. Arka kamerayı döndürmeye çalışırken telefonu kendime doğru tuttuğumun farkında bile değildim.
"Aa! Abla, sen de benim gibi çok güzelsin!"
Gergince gülümsedim. O sırada kenardan sadece omzu görülen Kıraç da kadraja girdi. Kumru telefonu ona doğru döndürmüş olmalıydı. "Hayır, sen benden daha güzelsin," dedim. Sesim nereme kaçmıştı?!
Kumru başını iki yana salladı. "Abi! Abla çok güzel değil mi?"
Kıraç kameraya bakarak gülümsedi. "Evet, abla da senin gibi, çok güzelmiş."
Beni ilk defa görüyordu. Ben de onu ilk defa görüyordum. Çok güzel olduğumu söylemişti?! Kalbim hızlandığında ellerimin de titremeye başladığını fark ettim. Ne oluyordu böyle?
Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Ve en yapmamam gereken şeyi yaptım...
Aramayı sonlandırdım.
***
not: Kumru konuşurken sürekli duraksayarak, düşünerek, kelimeleri tekrar ederek ve düzgün telaffuz edemeden konuşuyor. bölümde görüntü kirliliği olmaması için düzgün yazdım ama bilin ki o şekilde konuşuyor <3