3.2

1.9K 166 93
                                        

bölüm sonu notumu okumadan geçmeyin olur mu?

iyi okumalar! ♡

Sevgi ile birlikte Serkan'ın yanından ayrıldıktan sonra toplu taşımaya binmiştik. O birkaç gün daha yurtta kalacağı için bir yerde yollarımız ayrılacaktı. O zamana kadar bir şeylerden konuşuyorduk. Dün gece diye bahsettiği olayı anlatıyordu şimdi de.

"Uçağı dündü, zaten biliyorsun. Akşamleyin de yurdun sokağına gelmiş, benim de haberim yoktu geleceğinden. Öyle bir dolaştık işte İstanbul sokaklarında, el ele..."

Eriyip biten ifadesini kolundan çok da sert olmayacak şekilde cimcikleyerek durdurdum. "Ay tamam be. Neyse biraz yürüdük. Sonra..." Etrafına bakındı. "Sonra oldu işte bir şeyler," dedi sırıtarak.

"Sen anlatmayacak mısın? Nereden çıktı bu Kıraç ile artık görüşmeyeceğiz fikri?" Yüzüm yine düştü. "Şimdi değil, akşam eve geçince görüntülü ararım olmaz mı?"

"Olur," dedi başını sallayarak.

İneceği durağa geldiğimizde vedalaştık ve arkasından el salladım. Şimdi önümde yalnız başıma gideceğim uzun bir yol vardı. Aynı şehirde yaşıyor olmamız aramızdaki mesafenin saatler süremeyeceği anlamına gelmiyordu.

İstanbul...

Çantamdan kulaklıklarımı çıkarıp çalma listemden rastgele bir şarkı açtım. Whatsapp'a girip anneme yolda olduğuma dair kısa bir mesaj attım. O sırada üstte kalan mesaj sayfamız çarptı gözüme. Kıraç ile olan son mesajlarımız...

Görüntülü konuştuğumuz için son mesajlarımız gayet normaldi. Samimiydi. Güzelim diyordu.

Ama en son onu yorduğumu söylemişti. Yorucu olduğumu söylemişti. Bana kendini açıklamaktan yorulduğunu, bıktığını söylemişti.

Hiçbir şey demeden bitirsek olmuyor muydu? Neden illa bunları söyleme gereği duymuştu? Sözlerine kırılabileceğimi hiç düşünmemiş miydi?

Asıl ben nasıl onun sözlerine kırılacak kadar kendimi kaptırmıştım?

Benim için değeri olmayan birisi söylese umursamaz geçerdim ama Kıraç... Ben Kıraç'a değer vermeye başlamıştım. Ona alışmıştım. Şimdi böyle olması canımı sıkıyordu.

En çok da kendime kızıyordum. Suç bendeydi çünkü ona izin vermiştim. Çünkü ona inanmıştım.

Bir el koluma dokundu. "Bakar mısın?"

Karşımdakine çevirdim bakışlarımı Şarkıyı durdurdum, kulaklığımın tekini çıkardım.

"Hiç iyi görünmüyorsun," dedi karşımdaki kişi. Yüzüne dikkatli baktığımda bugün kafede yanıma gelen çocuk olduğunu gördüm.

İyi görünmüyor muydum?

Dönen başımın farkındaydım ama sebebi hareket halinde olan bir araçta olmamdı. Yoksa değil miydi?

Yutkundum. "Tansiyonum düşmüş olmalı," dedim. Sesim çok kısık çıkmıştı. "Gel, otur şuraya," dedi boş koltuklardan birini işaret ederek. Boş yer yoktu ki, birisi ayağa mı kalkmıştı?

Çocuğun yanındaki arkadaş grubunda olan kızlardan biri koluma girerek koltuğa oturmamda yardımcı oldu. "İyi misin?" diye sordu aynı kız.

Onaylarcasına başımı salladım. Çantamdan su şişemi alıp birkaç yudum su içtim. Başım dönüyordu.

İnsan içinde bayılmak istemiyordum. Başıma bir şeyin gelme ihtimali içimde bir korku hissi meydana getirdi. Kulaklarım da çınlamaya başlamıştı. Hemen telefonumu alıp annemi aradım.

SENDE YANDIM || Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin