11|Hayran Kalınası|

1.2K 100 8
                                    


Güneş havada parıl parıl parlıyordu. Yazın son sıcak günleri olmalıydı. Ve itiraf etmeliydim ki Zeester Grandüklüğü beklediğimden daha güzeldi.

Önümde bana rehberlik eden leydi Efranla dışarıda grandüklüğün sokaklarında geziyorduk. Önümde usul usul yürürken gözlerimi ondan ayırdığım söylenemezdi.

Son zamanlarda büyük ilerleme kaydetmişti. Artık içindeki büyü gücünü bile keşfetmişti. Av yarışmasında yaptığı büyü beni dehşete düşürmüştü. Bu yüzden oldukça bu durumdan memnundum ama bir o kadar da öfkeliydim. Hem bu güçlerinden uzun zaman ülkemizi mahrum ettiğinden hem de benden çoğu şeyi gizlemesinden.

Tanrı aşkına, ben bu ülkenin imparatoruydum ama bana tek kelime etmemişti bile. Daha dün tanıştığı Zack ile şimdiden dost bile olmuştu.

Aslında bu da beni biraz dehşete düşürüyordu. Neden bunu önemsiyordum ki? Önemsemem gereken onca şey varken tek takıldığım Zackle aralarında olan samimiyet miydi? Ah , aslında tek konu bu da değildi. Teodorla olan samimiyeti de beni oldukça ilgilendiriyordu. Ama buna pek âlâ sebep bulabilirdim. Sonuçta Teodor düşman ülkenin güvenilmez bir varisiydi. Onunla konuşması beni kesinlikle ilgilendirirdi.

Evet, kesinlikle ilgilendirirdi.

Düşüncelerim arasında pat diye bir şeye çarptım. Efran birdenbire durmuştu ve haber vermediğinden ona çarpmıştım.

"Hey, neden birden dur..."

Sözümü kesti ve ilerledigimiz kalabalıktan birden ücra bir sokağa saptı. "Hey, bekle. Nereye gidiyorsun? Efran!"

Beni umursamadan yoluna devam etti. Peşinden ilerlemek zorunda kaldığımda muhafızın bizi kaybettiğini gördüm ama onu çağıracak vaktim olmadı.

Efran birkaç kere daha saptı. Bu karmaşık yolları iyi biliyor gibiydi. Halbuki bana her yer aynı geliyordu.

Efran çıkmaz bir sokağa saptığında neden bu kadar aceleyle ilerlediğini gördüm. İki tane çok da büyük olmayan iki çocuk başka bir çocuğu hırpalıyordu.

"Hanna!"diye seslendi Efran ve onlara doğru koştu. Hanna'nın yakasından tutan çocuğun kolunu tuttuğu gibi arkaya çevirdi. Çocuk acıyla inlerken onu duvara çarparak itti. Diğer çocuk bir şey yapmaya kalkmadan Efran onu da yere serdi.

Bütün bunlar iki saniyede olup bitmişti. "Efran, sakin ol."dedim ve yerdeki çocuğun yanına çöktüm. "İyi misin?"

Çocuk korkuyla baş salladı. Yanıma Efran'ın çöktüğünü hissettim. Hanna'ya yavaşça yaklaştı. Ellerini yüzüne götürüp bir şeyi var mı diye kontrol etti.

"Ben iyiyim Efran."dedi çocuk ve doğruldu. İkimizde onunla beraber doğrulurken Hanna isminin bir erkek çocuğu için çok uygun olmadığını fark ettim.

"Her zamanki Sant ve Craig. Onlarla her zaman uğraşıyorum."

"Sana söyledim. Seni yerleştirebileceğim bir yer biliyorum. Orda sana kimse bulaşmaz."diyen Efran'a baktım. Oldukça endişelenmiş görünüyordu.

"Hayır, ben böyle iyiyim. Orda bu kadar özgür olamam. Yine de sağol Efran."dedi çocuk ve gülümsedi. Yanımızda çok oyalanmadan koşarak gitti.

"Onu baya iyi tanıyor gibiydin."

"Evet, bazen sokaklara çıkarım. Onunla öyle tanıştım ama yardımımı reddediyor. Aptal kız!"

Ona şaşkınlıkla, "Kız mı? Onu oğlan çocuğu sanıyordum."dedim.

"Hayır, bilerek saçlarını kısa tutuyor. Sokakta daha korkutucu oluyormuş." Güldü ve elini beline koydu. Bir süre kızın kaybolduğu yöne baktı. Ardından bana döndü ve "Gidelim mi?"diye sordu.

Celladımla Son DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin