Merhaba arkadaşlar
Biliyorum uzun zaman oldu ve bunun için herhangi bir bahanem yok. Sanırım kurguda bir noktada tıkandım ve hikayenin nasıl ilerleyeceğine karar vermem gerekti. Bu yüzden bu uzun ara için gerçekten üzgünüm.
İyi okumalar...
Yeşil saçları rüzgarda savrulurken aceleyle kirli beyaz kaldırımları aştı. Bir süre sonra kalabalığın arasında duraksadı ve gözleri etrafı taradı. Yakınlarda bir terzi arıyordu.
Gördüğü üstünde makas ve kumaş resmi çizilmiş eski bir tabela asılı dükkana yaklaştı.
Nerdeyse görünmeyen dükkan dar kapılı ,iki binanın arasına sıkışmış ve hiç ilgi çekmeyen bir şekilde orada öylece duruyordu. Sanki içine gireni kendi boğuk karanlığında kaybedecekmiş gibi duran dükkana girip girmemek arasında kaldı bir süre.
Aradığı şeyi burada bulacağından bile emin değildi. Yine de durumunun aciliyeti yüzünden uşağına pek de güzel olmayan sözler sarf ederek içeri girdi.
Kapıyı açmasıyla yukarıda bir çan çaldı. Tahmin ettiği gibi dükkan daracık ve içi kıyafetlerle dolu eski bir yerdi ama oldukça temiz görünüyordu. Aynı zamanda düzenli. Belki de birkaç dokunuşla şu boğuk havadan kurtulabilirdi.
İçeride yetkili birini ararken köşedeki ahşap masanın arkasında birinin eğilmiş bir şeyler aradığını gördü.
"Afedersiniz. Bana bir takım elbise gerekiyor. İlgilinebilir misiniz? Oldukça ac-" Sesi hafif buyurgan ve burda olmaktan rahatsız olmuş çıkıyordu ama sesi kesildi.
Masanın arkasındaki kişi nefes nefese doğruldu ve yüzünü kapatan dağınık saçlarını yüzünden çekti.
Bir an ikisi de donup kaldı. Teodor nutku tutulmuş bir şekilde masanın ardından çıkmış kadına bakıyordu.
Kadın... Çok güzeldi. Bunu nasıl tarif edeceğini bilmiyordu.
Kızıl saçları yer yer terlemiş yüzünde çizgiler oluşturmuş ve dağınık bir şekilde omzuna dökülüyordu. Güzel yüzü az önce harcadığı efor yüzünden kızarmıştı. Rengini tam olarak çözemediği gözleri ise canlı bir parlaklığa sahipti.
Bir an düşünebildiği tek şey bu kadar güzel bir kadının bu ücra dükkanda ne aradığıydı.
Kalbi ufak bir kuş gibi kanat çırpmaya başladığında kendini toparlamak için başını iki yana salladı. Hadi ama, ilk kez gördüğü bir insandan bu kadar etkilenmiş olamazdı. O Harkus imparatorluğunun varisi Teodor Harkustu. Gerçi son olanlardan sonra bu çok da doğru sayılmazdı.
Genç kadının da ona şaşkınlıkla baktığını fark ettiği an kadın yüzündeki ifadeyi sildi. Öyle ki bunu hayal ettiğini bile düşünebilirdi. Gülümsedi kadın ve "Ah, hoşgeldiniz lordum. Size yardımcı olabilirim."dedi.
Teodor bir süre kadının göz alıcı gülümsemesine takılı kaldı. Ardından kadına nasıl bakıyor olabileceğini fark edip gözlerini kadından çekti.
"Evet, olursanız memnun olurum." Sesi tüm sıkılganlığını yitirmişti. Şu an tek düşünebildiği uşağının iyi ki hasta olduğuydu.
"Eğer acilse size hazır takımlarımızdan verebiliriz efendim."dedi kadın masanın ardından çıkıp bir dizi elbisenin asıldığı askılığa yönelirken.
"Aslında acil değil."dedi Teodor ne dediğinin farkına sonradan varıp. Bunu neden yaptığı hakkında pek bir fikri yoktu. Sadece bu kalbini çarpttıran kadının yanında biraz daha durmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Celladımla Son Dans
FantasíaMeşe gayet sıradan bir hayata sahipti. Ta ki kendini entrikalarla dolu okuduğu bir romanda bulana dek... Tabi ki hikayenin asıl kahramanı, güzeller güzeli Ashley olmamıştı. Bu fazla iyimser olurdu sanırım. O elbette romanın kötü ve imparatora aşırı...