Sakin geçen iki günün ardından Poyraz geri dönüp işinin başına geçtiğinde bu iki günde canı oldukça sıkılan Anka karakol komutanına devriyeye çıkacağı bilgisini verip her zamanki gibi siyah kot pantolon siyah askılı tşört giyinip silahlarını alıp hazırlanmış kulaklıklarını kulağına takıp ritmik güzel bir şarkı açıp sigara yaktiktan sonra karakoldan ayrılarak yürümeye başlamıştı. Arkasından nöbetçi askerler izliyordu gidişini...
"Yine gidiyor, nereye gitti acaba devrem?"demişti yanındaki nöbetçi asker arkadaşına küçük kulübenin yanında duran nöbetçi asker.
"Bilmiyorum devrem ama bu gidiş gidiş değil. Her gördüğümüzde kanla kaplı geri geliyor kadın amk, her nereye gidiyorsa eğlence olduğu kesin. Keşke bizde gitsek, bekle bekle sıkıntıdan ölcez amk"...
Anka ıslık çalarak kulağında çalan müziğe eşlik ederek dağa tırmanmış tepeden etrafına bir iki saniye baktıktan sonra köylerin bulunduğu bölgeye yönelmişti. Bir saat sonunda ilk köye çok fazla yaklaşmadan bir sorun olup olmadığına bakmış bir sorun olmadığını teyit ettikten sonra cebinden sigarasını çıkarıp yakmış ve öyle yürümeye devam etmişti... İkinci köyde de bir sorun yoktu, üçüncü ve karakola en uzak kalan köye yaklaştığında kaşları çatılmıştı. Görmese bile bir sorun olduğunu hissettiği için silahını omzundan indirip dürbünüyle etrafı kontrol etmeye başlamıştı. Hissettiği gibiydi, köylü meydanda toplanmış elleri silahlı itler köylünün ve köyün etrafını sarmış durumdaydı.
"Ulutepe, Deli Anka konuşuyor komutana bağla"demişti telsizi ile karakola bağlanarak.
"Dinliyorum yüzbaşı?"demişti bir dakika geçmeden karakol komutanı binbaşı.
"Dere köyündeyim, etraf çakal dolu eğlence var"demişti yeni bir sigara yakıp Anka,bir elinde sigarası bir elinde telsiz köyü izliyordu uzaktan.
"Koz timi çıkıyor yarım saatte gelmiş olurlar,dikkatli ol ve beklemede kal yüzbaşı"demişti binbaşı bir yandan da yanındaki telsizci askeri eliyle gitmesi işaretini vermişti.
Emri alan asker koşarak telsiz odasından çıkıp Koz timinin yanına ulaşmış bilgi vermişti.Koz timi gelen haber ile ellerindeki çayları bırakıp koşarak teçhizat odasına geçip hazırlanmaya başlamıştı. Poyraz Batur KARANLIK ise bilgi almak için binbaşının yanına gitmişti...
Telsizi kapattıktan sonra dürbünüyle köylüyü izlemeye başlayan Anka gördüğü ile sinirlenmişti.Gri gözlerinin içi sinirden alev almıştı zira gördüğü hamile bir kadına tokat atan şerefsizin biriydi.
"Sikerler amk!"diyip dudaklarında oluşan gülümsemesi ile müzik sesini sona veren Anka ilk kurşununu hamile kadına tokat atan itin alnının ortasına atmıştı.
Gelen müzik sesinin ardından alnından vurulan terörist ile sağ kalan itler korkuyla evlerin bahçe duvarlarının ardına saklanmaya başlamıştı, kimisi ise bir umut köylüyü kendilerine siper etmişti.
Anka ise kendilerini köylülerin ardına saklayan itlere öncelik vererek avlanmaya başlamıştı.Köylü askerlerin geldiğini düşünerek kendilerini korumaya almış olan biteni izliyordu...
"Koz timi geldi, yüzbaşım bize de bırak!"diyip geldiklerini belli etmişti Anka'ya Poyraz Batur yüzbaşının telsizine bağlanarak.
"Geç kaldın Batur"diyip bir itin daha alnından vurduktan sonra sigara yakmıştı Anka.
"Bir dahakine eğlenmeye birlikte çıkalım o zaman Iynem"demişti dudaklarında oluşan küçük gülümsemesi ile yerini almış ateş etmeye başlamıştı Poyraz Batur ve Koz timi.
Konuşmayı yanında bulunan Emre üsteğmende duyuyordu,diğerleri ise kulaklıktan sadece Poyraz yüzbaşının dediklerini duymaktaydılar..."Ne o Alfa tek dolanmaya çıkamıyor mu?"demişti gülerek Anka.Gülme sesi müzik sesine rağmen duyulmuştu telsizden.
"Maalesef çıkamıyor artık"demişti Poyraz,duyduğu gülme sesiyle bir iki saniyelik duraksamasının ardından.
"Kabul o zaman, şimdi izninle"diyip yerinden kalkıp yaraladığı avına yönelmişti çatışma bittiği için Anka, Koz timi de yerlerinden çıkıp köye yönelmişti.
"Bak şimdi boku yedin"demişti yaralı haldeki terörist başına gülerek bakıp da sigara yakan kadına bakarak Mert.
Mert Poyraz ve Anka'nın yanındayken Berk Ali yüksek bir konumdan hem etrafi tarıyor hemde Anka'ya bakıyordu.Emre ve Batuhan ise köylü ile ilgileniyordular.
"E.erzak almaya gönderdiler bizi. Başka birşey bilmiyorum ben komutan"diyip acıyla inliyordu terörist başı, korkuyla kendisine bakan kadına bakarak.
"Ferzan..Başımızda Ferzan var, o gönderdi bizi kamp ka.kamp buraya dört saat uzakta kuzeyde. Ka.kamp.ta yirmi kişi var komutan başka birşey bilmiyom ben, yalvarırım bırak beni. Birşey de asker bıraksın beni, itirafçı olurum yeminlen"demişti sonunda Poyraz'a bakarak.
Anka elinde sigarası gözlerini itin gözlerinden ayırmadan başını gülerek sağ omzuna doğru yana yatırmıştı. Asker olduğundan beri ilk defa bir ite karşı konuşmuştu gülümseyerek.
"Benim Vatan'ımın toprağında daha fazla nefes almana gerek yok!"demesi ile elindeki kasaturasını savurup itin boğazını kesmesiyle yüzüne sıçrayan kanla ayağa kalkması bir dakika sürmüştü.
"Cesetleri köyün dışına toplayıp yakın!"diyip yeni bir sigara daha yakmış ve sözlerine devam etmişti Anka.
"Vatan'ımın bir karış toprağına girmeye layık değiller"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (Bir Deli Yüzbaşı)(Ara Verildi)
Acción"Beni delirten dağlardan intikam alırken eğleniyorum sadece"