22.Bölüm:Sevgi

4.9K 446 68
                                    

Bir süre Oğuzlar benimle dalga geçmiş, Arman'ın müdahalesi sonucunda nihayet susup yürümeye başlamıştık sessizce. Birkaç adım önümde Arman, hemen arkamdan da sırayla Fırat, Mustafa, Baki biraz yüksekten Yiğit yürüyordu.

Her ne kadar alışkın olsamda günlerdir Binbaşı Araf Yiğit'i ararken de doğru düzgün uyku uyuyamadığım için bedenim fazlasıyla yorgundu.

Suskunlardan önce de gördüğüm kabuslar Suskunlardan sonra çoğalmıştı. Önceden en azından iki günde bir kabus görürdüm.Suskunlardan sonra her Allah'ın günü kabus görmeye başlamıştım...

"İyi misin Iynem Anka"demişti Arman yanıma yaklaşarak.

"Uykusuzum sadece, görevdeyken uyumaya fırsatım olmadı"

"Oğuz mola veriyoruz, Fırat nöbetler sende. Gel benimle güzelim"diyip yakınımızdaki küçük mağaraya elimi tutup girmişti Arman...

"Baki nöbettesin, bizde birşeyler yiyip dinlenelim beyler sonra Mustafa Baki'nin yerine geçersin"dediğini duymuştum Fırat'ın.

"Arman ne yapıyorsun"diye sordum çantasını çıkarıp içinden matını yere seren Arman'a.

"Uyuyacağız, gel"diyip elimden tutup serdiği matın üzerine oturmamı sağlayıp kendisi de yanıma oturmuştu.

İkimizin de uzanması ile başımı göğsüne yasladım. Büyük elleri anında saçlarımı okşamaya başlamıştı, bir eli de belime sarılmıştı. Kollarımı beline yerleştirip kapattım gri gözlerimi.Barutla karışık okyanus kokusu burnuma geliyordu, istemsiz derin bir nefes aldım. Kokusu rahatlatıcıydı...

Tanışmamızın üzerinden uzun zaman geçmemişti.Ama Oğuz timi bana kardeş sevgisini hissettirirken, Arman bambaşka hisleri tatmamı sağlıyordu...

Sevginin,ailenin ne olduğunu ilk Eşref babam ve ailesinden sonra ise Suskun timinden öğrenmiştim. Şimdi ise kollarında uyumamı sağlayan bu adamdan sevginin bambaşka halini öğreniyordum...

Siyah gözlerine bakmak, barutla karışık okyanus kokusunu solumak, davudi sesini duymak kalp atışlarımın hızlanmasına sebeb oluyordu. Yanında beş yaşında ki bir çocuk gibi şen şakrak olabiliyor, içimdeki küçük kız çocuğunu saklamak zorunda kalmıyordum. Ve bu isteğim dışında kendiliğinden oluyordu...

"İynem Anka"diye seslenen Arman ile kısa süreli de olsa uyuduğum en güzel uykumdan uyandım.
Gözümün önüne gelen saç tutamımı kulağımın arkasına sıkıştırıp yanağımı okşayarak seslenmişti Arman, gülümsedim hafiften.

"Dinlene bildin mi biraz Iynem Anka"demişti birkaç saniye gözlerime baktıktan sonra Arman.

"Neden bana herkes gibi Anka demek yerine Iynem Anka diyorsun?"diye sordum, tanıştığımızdan beri merak ediyordum.Hiç sadece Anka diye seslenmemişti bana...

"Iynem ismi öz türkçede dost,yaren,canan anlamlarına gelir..Sen benim için Iynem Anka'sın..Asker olarak dostum, canıma cananım, gönlüme yarenimsin... Gönlüm seni yıllardır tanıyor sanki, ruhumun eksik parçası tamamlanıyor yanında İynem Anka"demişti Arman gri gözlerimin içine bakarak...

ANKA (Bir Deli Yüzbaşı)(Ara Verildi) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin