Yarbay evinin salonunda oturmuş açtığı televizyonda gösterilen haberi izliyordu, elinde kahvesi ile. Başarılı olamamış olsalar dahi birkaç askerin yaralı olduğu haberini gülerek dinliyordu haberi sunan kadından...
Ne Deli yüzbaşının,ne de bordo bereli Koz timinin orada olduğundan ve de kendisinin hain olduğunu söyleyen teröristten haberi yoktu.Zira dikkat çekmemek için askeriyeden hastalık izni almıştı birkaç gün önce...
İzinde olduğu içinde kendisini almaya gelen askerlerden haberi yoktu,taki evinin zili çalana kadar...
"Vatan'a ihanetten tutuklusun Necmi BULUT"diyip itiraz edip emir vermelerine rağmen bileklerine kelepçe takan askerler ile susmaya başlamıştı...
Karakolda her ihtimale karşı iki gün kalan bordo bereli Koz timi helikopter ile karakoldan ayrılarak Ankara'daki tugaya dönüş yapmıştı... Yol boyunca aralarında Deli yüzbaşının muhabbeti dönmüştü...
Deli yüzbaşı karakoldan silahına kurşun temin edip dağlarına geri dönmüştü..Kulağında kulaklık müzik dinleyerek...
Ankara'daki tugayda ise hareketlilik vardı.Birkaç aydır içlerinde hain olduğunu bilen ve bu nedenle şüpheli olarak takip edilen yarbay Necmi BULUT'un tutuklanması zaman almamıştı. Tutuklanan yarbayı sorgu odasına almış, bizzat sorgusuna albay Dursun KARANLIK girmişti. Ama hain yarbay Necmi konuşmuyordu hiçbir şekilde...
Korgeneral Eşref SUSKUN bizzat takip ediyordu olanları.Albayın sorgusunu da izlemiş, yarbayın konuşmamasına gülerek karşısındaki albay Dursun KARANLIK'ı izlemesine sinir olmuştu...
Bugün yarbayın yakalanmasının üçüncü günü idi.Ne yaparlarsa yapsınlar bir türlü konuşmasını sağlayamamışlardı...
İyice sinirlenen korgeneral Eşref SUSKUN üç yıldır sadece isim söyleyip tamam diyerek kapatan askerine ulaşmıştı telefonundan.
"Hain yarbay Necmi BULUT"demişti.
"Tamam"diyip kapattı tuşlu telefonunu Deli yüzbaşı...
Bulunduğu dağdan inen Deli yüzbaşı iki gün sonra Ankara'daki tugaya ulaşmıştı gece yarısını geçerken. Kulağında yüksek sesle çalan intikam marşı ile tugayın kapısına gelmiş komutanına kısa tek kelimelik 'Geldim'diye mesaj yollamıştı.
Toz toprak ve kurumuş kan olan siyah kıyafetleri, bacağında bağlı kasaturası sırtında sırt çantası ve omzuna asılı keskin nişancı silahı ile kapıda bekliyordu sigarasını içerken.
Kapıda nöbet tutan askerler kadının kapıda belirmesi ile silahlarını doğrultmuştu ki kapıyı açmaları emrini almışlardı bizzat korgeneral Eşref SUSKUN'dan...
Deli yüzbaşı biten sigarasının izmaritini atıp kendisini izleyen meraklı bakışları umursamadan içeriye girmiş direkt sorgu odasına yönelmişti...
Korgeneral Eşref komutan albay Dursun KARANLIK ile birlikte sorgu odasına geçmişti hemen... Haberi duyan birkaç meraklı asker ve Koz timi de izleyebilmek için sorgu odasının bulunduğu koridorda toplanmıştı...
Rahat bir şekilde önündeki masaya kollarını koyup başını yaslayarak uyuyan hain yarbay Necmi BULUT gıcırdayarak açılan kapı ile uykusundan uyanmış başını kaldırıp gelenin kim olduğuna bakmak için kapıya taraf dönmüştü ki gördüğü kişi ile oturduğu sandalyeden kalkıp birkaç adım geriye korkuyla gitmesi dakikasını almamıştı...
Karşısında gri buzları andıran iri gözleri ve psikopat gülümsemesi ile kendisine bakan kadının kim olduğunu herkes gibi biliyordu zira...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (Bir Deli Yüzbaşı)(Ara Verildi)
Aksi"Beni delirten dağlardan intikam alırken eğleniyorum sadece"