Dere köyüne ulaşan komandolar işi devralmış Koz timi ve Anka köyden ayrılmıştı. Anka dediğini yaptırmış toplanan cesetleri yakmıştı köyden ayrılmadan önce daha sonra ise Koz timinden ayrılıp yola çıkmıştı teröristin verdiği bilgi ile kuzey kampına gidiyordu...
Hakkari Yüksekova ilçesine yeni atanan savcı Zeki SAĞLAM ilk olayı olarak dere köyüne gelmiş olay yeri inceleme ekibine katılmıştı. Lakin ilk görevinde gördükleri ile sinirlenmiş kimin yaptığını öğrenmesinin ardından ertesi gün soluğu Ulutepe karakolunda almıştı. Karakol komutanı binbaşı ile konuşmasının ardından Koz timi ile de görüşen savcı asıl sorgulamak istediği yüzbaşıyı bulamayınca karakolda bir gün daha kalmaya karar vermişti.
Anka bu sırada kampa ulaşmış eğlenceli bir gün geçirmesinin ardından bir gece dağda dolaşmış ertesi sabah gün aydınlanırken karakola geri dönmüştü. Yine üzeri toz toprak kan ile kaplıydı. Odasına geçip temizlenmesinin ardından bir askerin gelip haber vermesi ile karakol komutanı binbaşının odasına yönelmişti. Kapıyı çalıp gel diyen ses ile odaya girip kapıyı kapatmış, konuşmadan başıyla selam vermişti.
"Savcı bey seninle konuşacak yüzbaşım, izninizle savcım"diyip odadan çıktı binbaşı.
"Oturun yüzbaşı, ben cumhuriyet savcısı Zeki SAĞLAM."
Anka savcının tam karşısına geçip oturmuş gri gözlerini karşısındaki savcının gözlerine dikerek bakmaya başlamıştı, konuşma gereği duymadan.
"Dere köyünde olanları anlatmanı istiyorum yüzbaşı. Teslim olup itirafçı olmayı kabul eden bir teröristi öldürüp diğer teröristlerin cesetleri ile birlikte yaktırdığın doğru mu ve neden bunu yaptın?"diyen savci Zeki ile gülümsemişti Anka.
"Türkiye Cumhuriyeti savcısı Zeki SAĞLAM.. Zorunlu doğu görevini yapmak için geldin, savcılıkta ilk yılın. Hatta ilk davan Dere köyü değil mi savcı?"
"Evet öyle yüzbaşı?"demişti kaşları çatık gülümseyerek gözlerine bakıp konuşan kadına bakarak Zeki savcı.
"Tam tanışalım savcı, Anka Iynem SUSKUN, genelde bana Deli yüzbaşı derler. Öyleyim de zira raporum var. Delirmemim sebebi ne biliyor musun savcı.. Üç yıl önce bombalı saldırıda ailem dediğim Suskun timini şehit verdim. Keskin nişancı olduğum için bir ben sağ kaldım.Ailemin parçalarını ben topladım etraftan savcı. Tam bir hafta akıl sağlığım yerinde mi diye hastaneye kapattılar. Kaçtım.. Ailemi şehit eden itleri bulmak için dağa çıktım yanımda bana babalık yapan tim komutanımın hediyesi olan müzik çalar dışında birşey yoktu. Bir ay sonra Korgeneral Eşref SUSKUN yerimi buldu. O bir ayda ailemi şehit eden itleri bulmuş acı çektirerek intikamlarını almıştım. Şimdi bana bir teröristi öldürdüğüm için soru soramazsın burada. Zira ben Türk askeri olarak yaşadığım sürece Vatan'ıma ihanet eden göz koyan itleri bağışlayıp yaşatmam. Vatan'ımın bir karış toprağına girmeye layık olmayan itleri yakmaya devam edeceğim savcı. İstediğini yap, ister dava aç ister komutanlarıma şikayet et umurumda değil zira askerlikten muaf olmak umurumda değil. Ben askerden önce Türk evladıyım, devletimin verdiği silahım olmasada evime dağlarıma döner yine avlanırım"diyip susup kalan savcıya son kez bakıp gülerek çıkmıştı odadan Anka...
Merakli askerler ve Koz timi gülerek karakoldan çıkıp sigara yakan kadına bakıyordu. Savcı Zeki aldığı cevap karşısında ne diyeceğini bilememiş ama böyle bir Türk kadınıyla tanıştığı için mutlu olmuştu. Binbaşıyla da böyle bir askere sahip oldukları için tebrik edip ayrılmıştı karakoldan savcı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (Bir Deli Yüzbaşı)(Ara Verildi)
Ação"Beni delirten dağlardan intikam alırken eğleniyorum sadece"