Chan ve Minho bir süre matematik çalıştıktan sonra, Chan Minho'nun ayakta uyuduğunu fark etti. Oturduğu yerden kalkıp Minho'yu kucağına aldı. Yatağa yatırıp üstünü örttükten sonra yanağını öptü. "İyi geceler" dedi sessizce.
Chan'da Minho'nun çalışma masasını toplayıp yanına yattı. Minho'yu izlerken uyuya kalmıştı.
"Anne ben onu seviyorum neden anlamıyorsun!?" Chan'ın annesi öfkeyle "BU KABUL EDİLEMEZ CHAN! NE BEN KABUL EDERİM, NE DE ÇEVREN. BU BİR HASTALIK UZAK DUR BUNDAN. Söz veriyorum seni tedavi olman için psikiyatriye götüreceğim."
Chan sinirle karışık üzüntü ile "çevremin benim aşk hayatıma karışmaya hakkı var mı? Bu bir hastalık değil sadece sevgi ama sen ve senin gibiler bunu sadece hastalık olarak bildiğiniz için böyle davranıyorsunuz. Sen ve babam nasıl birbirinizi sevip evlendiyseniz ve bu hastalık değilse Minho ve bende değilim Anne." Dedi.
Chan'ın sözünden sonra yanağına yediği tokat ile söylediği bütün cümleleri yutmuştu. Annesi elini Chan'a göstererek "Annene nasıl davranacağını unutmuşsun Chan. İyice kötü bir oğul olmaya başladın tekrar ceza mı almak istiyorsun! Minho ve sen olmayacaksınız anlıyor musun beni!? Vazgeç ondan sonsuza dek!"
"Sonsuza dek!"
"Sonsuza dek!"
"Sonsuza dek!"
...
"Hayır.. vazgeçmeyeceğim ondan. O beni, bende onu seviyorum." Minho açtığı gözleri ile Chan'ın mırıldandığı cümleleri işitmeye çalışıyordu. "Ben hasta değilim sadece onu seviyorum.." Minho oturur pozisyona gelip gözlerini ovdu.
"Minho beni terk etmez. Sen edeceksen et çünkü Minho yanımda olmaya hazır." Chan mırıldanmalara devam ettiğinde Minho ona baktı. "Chan" diyip onu dürttü.
Chan uyanmadığında bir kez daha dürttü. "Chan kalk" Chan hafifçe gözlerini araladığında geri çekildi. "İyi misin?" Chan Minho'yu gördüğünde onun beline sarılıp bir süre öyle durdu. "Minho." Dedi ağlamaklı bir sesle.
Minho sol eliyle Chan'ın saçlarını okşarken "Ne oldu?" Diye sordu. Chan "Rüyamda annem ilişkimize karışıyordu ve.." diyip sustu. "Ve ne?" "Boş versene." Minho derin bir nefes verdi.
"Chan bak seni zorlayamam ama artık arkadaş değiliz. Ben senin yanında olmak istiyorum. Bana anlatabilirsin ama istemiyorsan da seni zorlayamam." Dedi. Chan başını kaldırmadan "Annem her onun sözünü dinlemediğimde bana ceza veriyordu."
"Ne gibi cezalar?" "İki gün yemek yemek yasak, bugün odandan çıkmayacaksın, git ve kaynar suyun içinde dur ya da buz gibi suyun içinde dur, yağmurlu havada yağmurda bekle, bütün işleri sen yap gibi daha kötü şeyler işte boş versene."
Minho şaşkınlıkla Chan'ın iki yanağından tutup kendisine bakmasını sağladı. "Sen delirdin mi!? Bunlar normal değil ya annen gerçekten böyle yaparsa?" Chan'ın yüzü sinirli bir hal aldığında Minho gerilmişti.
Chan oturur pozisyona geldi ve "Annemden mı korkuyorsun Minho? Annem bize bir şey yapamaz ve artık onun öyle biri olduğunu sanmıyorum." Dedi. "Chan insanlar değişmez sadece saklanır." Chan omuz silkti.
"Bugün eve dönüyorum zaten Minho annemle konuşacağım" Minho Chan'ın iki elinide sıkıca tuttu. "Bende geleyim" "Hayır Minho" "Chan."
İkiside birbirinin gözlerinin derinliklerine bakarken, Chan gözlerini kaçırıp ellerini çekti ve ayağa kalktı. Minho elleri boş şekilde Chan'ı izledi. "Bak Minho ben kendi başımın çaresine bakabilirim." Minho başını iki yana sallayıp ayağa kalktı.
"Neden seni göz göre göre riske atayım?" Chan derin bir nefes alıp verdi sinirle. "Minho burada otur ve sadece kendi başının çaresine bak olur mu?" Minho Chan'ı sinirlendirmek istemese de onu bırakmak istemiyordu.
"Seni tekrar bırakmak istemiyorum Chan." Dedi ağlamaklı bir sesle. "Beni bıraktığın felan yok Minho" "Ne kadar çabalarsam çabalayayım kabul etmeyeceksin değil mi?"
Chan üzgünce gülümseyip Minho'nun yanaklarından akan yaşları sildi ve dudağına öpücük kondurdu. "Söz veriyorum kötü bir şey olursa sana söyleyeceğim" Minho sessizce onaylayıp oturduğu yerden kalktı.
Chan'a kocaman sarılıp "Seni seviyorum Chan beni bırakma buna dayanamam. Bana vurmana bile dayanabilirim ama beni terk etmene dayanamam." Chan gülüp Minho'ya sarıldı. "Bende seni çok seviyorum bunu söylememe gerek bile yok sevmem için ve saçma salak bir rüya için kendini üzme " Beraber bir süre sarıldıktan sonra Minho Chan'ı uğurladı.
Minho Chan gittiğinden beri sadece sohbette onun yazmasını bekliyordu. Aklından sürekli kötü şeyler geçiyordu. 'Acaba Chan'a bir şey mi yaptı?' 'Acaba Chan eve ulaştı mı?' 'Ceza mı aldı ki?' Diye düşünüp yatağında duran telefonuna bakıyordu.
Chan eve gittiğinde Annesi ile selamlaşıp kıyafetlerini değiştirdi. Fil olmak yorucuydu. Kendi üstünde Minho'nun kokusu olması hoşuna gitti. Kendi kendine "acaba Minho'nun parfümü var mı?" Diye düşünmedi değil.
Cesaretini topladıktan sonra içeriye annesinin yanına gitti. Annesi oturmuş televizyon izlerken bakışlarını Chan'a çevirdi. "Oy benim oğluşum mu gelmiş hoşgeldin" "Hoşbuldum anne ama seninle bir şey konuşmam lazım" diyip karşısına oturdu.
Chan'ın annesi kendini toparlayıp "Hayırdır inşallah bir sorun mu var?" Dedi. Chan gerilmişti ve bir yandan da korkuyordu. "Anne benim bir ilişkim var" dedi. Chan'ın annesinin yüzündeki şaşkınlık her yerden okunuyordu. "Ne zamandan beri?"
"Bir kaç günden beri" Chan'ın annesi gülümsedi "Minho mu peki bu kişi?" Chan şaşkınlıkla göz kırptığında "Sen nerden-" "anlamayacağım mı sandın? Uyurken geldik baktık göt göte uyuyorsunuz ne düşünecektik? Üstelik Minho'nun annesi sizi öpüşürkende görmüş" Chan'ın kızaran suratına karşılık annesi kahkaha attı.
"Sizi çakallar sizi bizim gözümüzden kaçar mı sence?" "Anne." "Tamam tamam.."
Chan ve annesi bir süre sohbet ettikten sonra Chan odasına çekilip yattı.
Chan
Minho
Görüldü 14:19Minho
Ne oldu iyi misin?Ayrılıyor muyuz?
Hayır ya Chan
Lütfen ayrılmayalımBırakamam vallaha olmaz
Seviyorum ben seni
ChaaanChan
Kaç saatir beni beklemeni
Var saymıyorum ve annem zaten
Biliyormuş.Minho
NeChan
Senin annen bizi öpüşürken
Görmüş. Sarılırken de gelmişler
Görüldü 14:20Minho?
Görüldü 14:21İşte böylelikle Minho ve Chan'ın ilişkisi uzun zamanlar devam etti. Birbirlerini bu süreçte ufacık kırıp üzselerde her zaman sevgilerine yenik düşüyorlardı.
Hyunjin ve Sunghoon'a gelirsek onlar kendi dünyalarının insanları. Çok uyuşmasalar bile Sunghoon ve sabrı Hyunjin'in tripleri, hal ve haraketlerine sabırlı ve iyi dayanıyordu.
Ne demişlerrr: aşk her şeyi göze almaktır. Tıpkı Sunghoon ve sabrı gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
otobüs vs akraba / Minchan
ActionMinho ailesini, akrabalarını çok seven biriydi. Onlar gecenin köründe Minho'yu çağırsalar bile Minho yine de giderdi. Onları çok seviyordu fakat akrabaları biraz baskıcı insanlardı, Onun dışında çok iyi insanlardı. Yine teyzesinin Minho'yu çağırdığı...