Hastanede Minho kaşları çatık şekilde oturduğu yerden ekranı izliyordu. Chan ise Minho'nun bu haline gülüp, dalga geçiyordu. "Merak etme yemem seni" dedi.
Minho sinirle Chan'a döndüğünde ve tam elini kaldırdığında onun sırası geldiği için sinirle soludu ve odaya ilerledi.
Odaya girdiğinde doktor Minho'ya durumunu sordu. Minho tam açıklayacaktı ki arkadan Chan hemen atladı. "Arkadaşım serçe parmağının üzerine düştü" dedi. Minho sağlam eliyle Chan'ı itti.
"Yataktayken parmağımın üstüne düştüm ve sanırım kırıldı" diyince doktor onayladı ve kağıda bir şeyler yazıp Minho'ya uzattı. "Röntgen çekip geri gelebilirsiniz." Dedi doktor.
Minho önden önden röntgen odasına ilerleyip orada da bir süre bekledikten sonra röntgen çekildi. Minho'nun kemiği kırılmıştı, tam da düşündüğü gibi.
Minho sinirle soludu ve sessizce "zırt oraya pırt buraya! Yeter artık!" Dedi ve doktor odasına geri geldi. Doktor röntgeni inceledikten sonra Minho'nun parmağını sardı. "Malum okullar başlayacak, okula gidiyor musun?"
Minho başıyla onayladı. "Bir hafta izin veriyorum, bir hafta sonra tekrar gel kontrol edelim. Çok fazla kırılmamış" Minho sessizce onayladı ve yerinden kalktı. Doktor rapor ve reçete verdi.
Minho reçeteyi alıp tekrar önden önden gidip arabanın önünde bekledi. Chan geldiğinde Minho'ya baktı. "Ne bu sinir ya? İyilik yapıyorum sana işte. Kaşlarını da çatma artık başın ağırıcak" Minho hiç bir şey demeyince Chan sessizce gülüp arabayı açtı.
Chan Minho'nun ilaçlarını alıp, evine bırakıp gitti. Minho içinden "sürekli benimle uğraşıyor! şükürler olsun ki bir hafta yüzünü dahi görmiycem" dedi ve odasına geçti. Beklediği gibi Hyunjin görüntülü arıyordu. Aramayı onayladığı an Hyunjin'in yüzünde küçük bir korku ifadesi vardı.
"Nasılsın Minho? İyi misin? Nolmuş?" Minho güldü ve alçıyı gösterdi. "Hafif kırılmış bir şey yok" Hyunjin derin bir nefes verdiğinde rahatladığı her yerden belli oluyordu. "Bir hafta izinliyim okula gelemiycem" dedi Minho.
"Sorun değil ya sıra arkadaşım olmadan bir hafta geçiricem. Sen iyi ol da" Minho gülümsedi. "Umarım hemen iyileşirde gelirim bende" dedi. Hyunjin'de "Umarım" dedi.
Saat geç olmaya başladığı için aramayı sonlandırdılar. Minho telefonunu şarja takıp uyudu.
Yaklaşık dört gün sonra Minho uykusundan bir arama ile uyandı. Telefonunu eline alıp aramayı onayladı. "Alo?" Hyunjin'in sesi çok telaşlı ve korkmuş geliyordu.
"MİNHO MİNHO!!!" Minho sesten ürküp telefonu kulağından hafif uzaklaştırdı. "MİNHOOOO YOKLAMADA ADIN YOK!?" Minho tek gözünü açtı ve telefonu tekrar kulağına götürdü.
"Bağırma, nasıl yok?" Hyunjin derin derin nefes alıp verdi. "Bilmiyorum minho hoca adını okumadı. Sordum, adı yok dedi sonra bende gittim diğer sınıflara şuben değişmiş" Minho bu sefer diğer gözünüde açıp gözlerini büyüttü ve oturur pozisyona geldi. "NE!?" Hyunjin ağlama sesleri çıkarıyordu. "A şubesine geçmişsin"
Minho kaşlarını çattı. "Annem öyle bir şey yapmaz? Müdür niye değişti!? Ulan hani on ikinci sınıflarda sınıf değişimi yoktu? Yalancılar!" Hyunjin ofladı. "Dert etme solucanım benim değişirim ben rahat ol sennn"
Minho tekrar kontrole gittiğinde parmağını tekrar alçıya aldılar ve bir hafta daha durmasını istediler. Minho okula gittiğinde raporunu verip A şubesine gitti ve içerideki insanlara baktığında resmen dili tutuldu.
Okula en gıcık olduğu, Minho'ya aşık olan kızlar, pick meler, kendilerini havalı sananlar ve Chan. Chan mı?
CHAN MI? Minho şaşkın şaşkın Chan'a bakarken kızlar Minho'nun yanına toplandı. "Minho koluna ne oldu?"
"İyi misin minhooo???" "Ayy minhoommm noldu sanaa"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
otobüs vs akraba / Minchan
AcciónMinho ailesini, akrabalarını çok seven biriydi. Onlar gecenin köründe Minho'yu çağırsalar bile Minho yine de giderdi. Onları çok seviyordu fakat akrabaları biraz baskıcı insanlardı, Onun dışında çok iyi insanlardı. Yine teyzesinin Minho'yu çağırdığı...