Chan, Minho, Hyunjin ve Sunghoon beraber sahile kalmaya gitmişlerdi. Uzun zamandır bunu düşündükleri için fazla heyecanlıydılar.
Beraber yaktıkları ateşin yanında otururken, Minho başını Chan'ın omzuna koymuş, Chan elini Minho'nun omzuna koymuş sırtlarında da bir pike varken sakin denizi izliyorlardı.
Hyunjin ve Sunghoon ise taş, kağıt, makas oynuyorlardı. "TAŞ KAĞIT MAKAS" Hyunjin taş, Sunghoon kağıt yapmıştı. Hyunjin bir çığlık koparıp kollarını birbirine doladı.
"YA OF AMA KAÇ OLDU BU SUNGHOON!!" Sunghoon elini alnına koyup Hyunjin'e baktı. "Hyunjin alt tarafı oyun" Hyunjin başını çevirip denizi izlemeye başladı sırtı dönük.
Sunghoon Hyunjin'in arkasına gelip boynunu öptü. "Kızma hemen, oyun sadece. Kaybetsende, kazansan da benim gönlümü kazandın sonuçta değil mi?" Hyunjin hemen yumuşayıp gülümseyerek Sunghoon'a dönmüştü.
"TAŞ KAĞIT MAKAS" Yaptığında Sunghoon anlık şokla taş yaptığında Hyunjin makas yapmıştı. Hyunjin sinirle oturdukları kilimden kalkıp kuma bastı. "OYNAMIYORUM BEN YA! diyip sağ tarafa doğru yürümeye başladı.
Sunghoon yumruklarını sıkıp dişledi ve ayağa kalktı. "Hyunjinnnn" diyerek peşinden gitti. Hyunjin tekrar başını çevirmiş denizi izlerken "Ya Hyunjin ben az önce ne dedim sana? Oyun diyorum ne olacak kaybetsen kazansan bir şey kaybetmiyorsun ya"
Hyunjin tekrar yumuşayıp Sunghoon'a baktı. "TAŞ KAĞIT MAKAS!" dediğinde Sunghoon tekrar ani şok ile kağıt yaptığında Hyunjin taş yapmıştı.
Hyunjin sinirle ayağını yere vurdu. "YAAA! YETER AMA SUNGHOON HİLE YAPIYORSUN!" Dedi. Sunghoon sinirle çömelip Hyunjin'in bacaklarına kollarını dolayıp Hyunjin'i omuzuna aldı.
"Yeter lan ne çok konuştun!" Diyerek denize ilerledi. Hyunjin kedi gibi çırpınırken "BIRAK BE BENİ!!" Diye haykırıyordu. Sunghoon'un ayakları denize değdiğinde Hyunjin'i denize atmaya çalıştı, ama Hyunjin Sunghoon'un tişörtüne tutunmuş gitmiyordu.
Sunghoon daha da sinirlenip kendi tişörtü ile Hyunjin'i atmaya çalışırken daha derine yürümeye çalıştı ve ikisi de suya yapıştı. Sunghoon üstsüz şekilde sudan çıkıp saçlarını geriye attı.
Hyunjin sudan çıkmadığı için elini suya kaldırıp Hyunjin'in tişörtünden çekti ve çıkardı. Hyunjin öksürüp elinde Sunghoon'un tişörtü ile Sunghoon'un göğsünde duruyordu.
"YA ISLANDIM İŞTE!" Diyip Sunghoon'un sert göğsüne vurdu. "Hyunjin." Hyunjin başını kaldırıp Sunghoon'a baktı. "Tişörtümü ver" "Ha?"
Hyunjin Sunghoon'un üstsüz vücuduna baktı ve ağzını bir karış açtı. "Oha-" dedi sessizce. Sunghoon'un karın kaslarını ellemeye başlayınca Sunghoon elini tuttu. "Tişörtümü verrr!!" Diyip tişörtü çekiştirdi.
Hyunjin bırakıp Sunghoon'a baktı, Sunghoon'da ona bakarken tişörtünü geri giydi. "Bütün sırrımı öğrendin
artık " dedi. Hyunjin kaşlarını çatıp "BÖYLE SIR MI OLURR!!!" Dedi gözleri parlarken. "Oluyormuş ha?" Diyip sudan çıkmaya başladığında Hyunjin'de peşinden giderken yere yapıştı.Chan ve Minho ikilisi onları gülerek izlerken birbirlerine sarılıyorlardı. "Biliyor musun Chan hiç bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim" Chan'ın gamzesini gördüğünde gülümsediğini anlamıştı.
"Seni mutlu edebildiğim için mutluyum" Minho gülüp Chan'ın gamzesini öptü. "Minho"
"Hm?" Chan bakışlarını Minho'ya çevirdiğinde bir süre gözlerini izledi. "Beni kurtardığın gün sana aldığım kolyeyi getirmiştin"Minho bir an Chan'ın omzundan kalkıp diklendi ve telaşla boynuna baktı. "Chan! Ama ben onu elimde sım sıkı tutuyordum! nasıl kaybolabiliyor!? ben on-" Chan'ın Minho'yu öpüşü susmasını sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
otobüs vs akraba / Minchan
AksiMinho ailesini, akrabalarını çok seven biriydi. Onlar gecenin köründe Minho'yu çağırsalar bile Minho yine de giderdi. Onları çok seviyordu fakat akrabaları biraz baskıcı insanlardı, Onun dışında çok iyi insanlardı. Yine teyzesinin Minho'yu çağırdığı...