Chan bu olaydan sonra odasından çıkmaz, yemek yemez, konuşmaz olmuştu. Adeta hayatı bitmişti sadece kendine acı çektiriyordu.
Ağzına sürmediği hatta iğrendiği sigaraya başlamıştı. Sadece sigara ile beslenmekten öksürük krizine giriyor, sürekli kusuyordu. O günden beri telefonunu açıpta kimseye mesaj atmamıştı.
Minho ise o günden sonra Chan ile olan ne varsa bodruma atmıştı. Onunla ilgili hiçbir şey görmek istemiyordu. Seungmin'in manipülesine kapılmıştı ve bu güç Chan'ı sonsuza kadar affedemeyecek kadar güçlüydü.
Sunghoon günlerdir Chan'a ulaşamıyordu. Ne telefonu çalıyordu ne de mesajları gidiyordu. Chan'ı ziyarete gitmek istiyordu ama bir türlü boş zaman bulamıyordu.
Hyunjin ise Minho'yu anlamaya çalışıyordu ama tabii ki tek taraflı yorum yapmak saçmalıktı biliyordu. Chan'ı da dinlemesi gerekiyordu fakat Chan'a ulaşamıyordu.
Chan'ın aksine Minho daha iyiydi.
Chan kapkaranlık odasında sigara dumanı üflerken kapısından gelen gün ışığı ile gözlerini kıstı. Sunghoon içeriye girip ışığı yaktığında Chan gözlerini kapatıp elini yüzüne koydu.
"Vampir mi oldun amina bu hal ne? Salak mısın sen?" Chan elini yüzünden çekip Sunghoon'a baktı. "Kapatsana ışığı." Dedi garip bir ses tonunda.
"Bu ses ne yarram kaç gündür konuşmuyorsun? üstelik açlıktan kemiklerin çıkmış, odanda leş gibi sigara kokuyor amk ne oldu sana?" Diyip camları açtı.
Chan derin bir nefes verip sigarayı içecekken Sunghoon elinden alıp camdan aşağı attı. "Chan saçmalıklarını bırak ve bana anlat. Bunun sonunun nereye gittiğini ben çok iyi biliyorum kendine bunu yapamazsın"
Chan'ın kaşları çatıldığında Sunghoon resmen dejavu yaşıyordu.
"NE ANLAMI KALDI Kİ SUNGHOON! BEN BİTTİM VE ARTIK YAŞAYAMAM. CANIM ACIYOR VE BU ACI GÜN GEÇTİKÇE ÇOK DAHA ACI VERİYOR. ÖZLEDİM ONU ANLIYOR MUSUN ÇOK ÖZLEDİM!" Chan elleri ile yüzünü kapatıp hıçkırarak ağlamaya başladı.
Sunghoon ne yapacağını bilememişti çünkü hiç böyle bir şey yaşamamıştı. "Chan yapma bunu kendine. biliyorum üzülüyorsun ama bu böyle devam ederse hiç hoş şeyler olmaz.." "Sunghoon ben daha ne kadar dayanayım bunlara?"
Sunghoon korkuyordu Chan'ın aldığı kararlardan. Chan güldü ve Sunghoon'a baktı. "Sence de bu dünyada yerim yok değil mi hoon?" Sunghoon telaşla bakmaya başladı.
"Şu an kafama bir silah dayanmsa ne komik olurdu değil mi?" Diyip yastığının altından bir tabanca çıkarıp kafasına dayadı. Sunghoon gözlerini büyütüp en hızlı şekilde Chan'ın koluna atladı.
Chan tetiğe bastığı an Sunghoon'un baskısı ile tavana ateş etmişti.
"Ne anlamı kaldı ki Sunghoon? Sinirimi unuttuğum insan şu an benden nefret ediyor.. ne kadar acınası değil mi?" Diyip güldü. Sunghoon başını iki yana salladı. "Chan bana aynı şeyleri yaşatma lütfen. Eğer bu şekilde kaçmaya devam edersen hiçbir sonuç alamazsın. Korkak gibi odanda oturup sağlığını mahvedeceğine telefonunu aç ve Minho'ya mesaj at, dışarı çık ve nefes al. Haline baksana dışarıda ki köpeklerden farkın kalmamış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
otobüs vs akraba / Minchan
ActionMinho ailesini, akrabalarını çok seven biriydi. Onlar gecenin köründe Minho'yu çağırsalar bile Minho yine de giderdi. Onları çok seviyordu fakat akrabaları biraz baskıcı insanlardı, Onun dışında çok iyi insanlardı. Yine teyzesinin Minho'yu çağırdığı...