İşsizdim, ev sahibim beni evden çıkarmıştı ve çaresizce arkadaşımın yanında kalıyordum. Mecburdum. Kimsem yoktu. Yakın bir süre önce, patronumun günlük programında bir toplantının tarihini yanlış söylediğimden kovulmuştum. Adamla baya tartışmıştık. Eh, o ne kadar kendini beğenmiş ve inatçı olsa da benim de ondan farkım yoktu. Şimdi ne yapıyorsun diye soracak olursanız, arkadaşım Alara'nın yanında kalıyordum. Alara, ortaokuldan beri arkadaşımdı. Birbirimize hep destek olmuştuk. Aynı şuan olduğu gibi.
"Ela!"
Alara'nın bana seslenişini duymamış gibi yapıp yatakta uyumaya devam ettim. Biraz sonra üzerime "Ela! Kalk!" diye bağırarak atlayan Alara ile gözlerimi açtım. "Noluyo Alara?" dedim uykulu sesimle. Alara hemen yanıma geçti ve "Ela, benim çalıştığım yer var ya," dedi. "Ee? Nolmuş çalıştığın yere?" tek kaşımı kaldırmış ona bakıyordum. "Patronumuzun sekreteri istifa etmiş!" adeta gözleri parlıyordu. "Yani?" dediğimde kaşlarını çattı. "Yani, şuan patronumuzun bir sekreteri yok. Yani, sana iş buldum! Ve sen bunu anlayamayacak kadar saf mısın?" dedi ellerini beline koyarken. Önce bir kaç saniye yüzüne baktım. Olayı kavrayınca hızla yatakta oturur pozisyona geçip Alara'nın yüzünü tuttum. "Ciddi misin?" diye sorduğumda hızla kafasıyla onayladı. İki yanağından sertçe öpüp, "Sen en iyisisin Alara! En iyisi! İyi ki varsın be!" diye bağırdım. "Sen de iyi ki varsın!" dedi kahkahalar içinde. Hızla ayağa kalktım. "Saat kaçta işe gidiyorsun?" diye sordum. "10:20'de evden çıkıyorum. Zaten oraya varmam 20 dakika sürüyor." diye yanıtladı beni. Kafamla onayladım ve dolaba ilerledim. Dolabı karıştırırken "Saat kaç?" diye sordum. "09:40" dedi. Hızlıca birkaç parça şey seçip giyindim. Aynada kendime baktım. Bence oldukça güzel olmuştum.
Alara'yla gülüşerek kahvaltı hazırladık ve sonrasında aynı tempoyla hazırladığımız kahvaltıyı bir güzel yedik. Alara bana göre daha geç hazırlanmıştı. Çünkü Alara nereye giderse gitsin hep makyaj yapardı. Ben ise sadece özel günlerde yapardım. İşe giderken ise sadece gözaltlarıma kapatıcı uygular ve nadiren ruj sürerdim. Bugün ise kapatıcı, ruj ve kirpiklerime maskara sürmüştüm. İş görüşmesine gidiyordum ne de olsa. En sonunda ayakkabılarımızı giyip, anahtarlarımızı alıp evden çıktık.•••••
Sonunda sıkışık ve boğucu olan otobüsten inmiştik. Yolu geçtikten sonra kocaman bir binanın önünde durduk. Üzerinde büyük harflerle 'BİLİR ŞİRKETİ' yazıyordu. "Ela, neden orada öylece duruyorsun? Gelsene." Alara bana seslenince hızla yanına gittim. Birkaç koridoru geçtik ve bir asansöre bindik. İçeride ağlayan bir kız vardı. Kapı açılır açılmaz asansörden indi ve çıkışa doğru ilerledi. Alara 12. katın düğmesine basarken "O kız niye ağlıyordu?" diye sordum. "O da senin gibi sekreterlik başvurusu için gelmiş. Patronumuz sekreterlik başvurusu yapanları bir gün boyunca çalıştırıyor. Bir tür deneme yani. Eğer o bir gün içinde düzgün çalışırsan ve patron seni kabul ederse işe girebiliyorsun. O kızda sanırım denemede başarısız olmuş." diye açıkladı. Kafamı sallayarak onaylamakla yetinirken 12. kata gelmiştik bile. Bir sürü koridordan geçerken Alara gördüğü herkese 'Günaydın.' demişti. Yine bir başka tanımadığım sarışın ve kahverengi gözlü bir adamın yanından geçerken Alara, diğerlerine söylediği şekilden çok sevecen, heyecanlı ve kızarmış yanaklarla birlikte aptal bir sırıtışla "Günaydın Başkan Vekilim!!" dedi. Adam Alara'yı görünce onun da yüzünde kocaman aptal bir sırıtış belirdi. "Günaydın Alkız." dedi sevecen bir sesle. Birbirlerine gülümsediler ve Alara ile yürümeye devam ettik. Alara'ya imalı imalı bakmaya başladım. Sadece göz devirmekle yetindi. Belliydi, o adamdan hoşlanıyordu. Belki aşık bile olabilirdi.
Ah, benim saf kalpli Alara'm. Çok güzel olduğundan mı bilmiyorum, fakat şu ana kadar olan ilişkilerinde -kendisi haklı bile olsa- hep üzülen o oluyordu. Ve bu beni de üzüyordu. Alara güzel bir kızdı. Kumral saçları ve açık yeşil gözleri vardı. Saçları hep dümdüz idi. Benim aksime, insanlar hep onu beğeniyordu. Bense hafif dalgalı kızıl saçlara ve ela gözlere sahiptim. Giydiğim kıyafetin rengine göre göz rengim yeşil ve mavi arasında değişiyordu. Kendimde sevdiğim tek özellik bu olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güya Aşıkmışım
Romance"Senden hoşlanıyorum. Senden o kadar çok hoşlanıyorum ki, senin için gözümü kırpmadan bu şirketi satabilirim." "Ne?" Sesim sadece bir fısıltıdan ibaretti. Bunca zaman onu yanlış anlamıştım. Sevdiğim adam, patronum, o kadını sevmiyormuş. Beni seviyor...