"Çok sıkıldım!" diye bağırarak yatağa sırt üstü atladım. Anında yanımda biten Sevgi ve Alara'yla abartılı bir şekilde göz devirdim.
"Dikkat etsene kızım! Hala dikişlerin duruyor. Yiğit Bey'e söylesekte acaba bir hafta daha mı izin istesek sana?" Alara'nın dediğiyle yerimden sıçradım adeta.
"Hele ki böyle bir şey yap! Hele bir yap!" dedim hırsla.
Kaşları çatıldı. "Diyelim ki yaptım, ne yapacaksın?" dedi.
Ona sinsice sırıttım. "Enes Bey'e ondan hoşlandığını söy-" Lafım bölündü.
"Ela, sakın!" Omuz silktim.
"Off! Sıkıldım ya!" diye cırladım yine. İki gün önce Yiğit Bey ile yemek yemiştik. Onu daha iyi tanımıştım. Mesela benim hayatım hep ters köşelerle doluyken, onunki düm düzdü. Hedefi hep belliydi, şirketin başına geçmek. Ben ne kadar kararsızsam o, bir o kadar kararlıydı. Annesini de anlattıklarıyla biraz tanımıştım. İyi bir kadın gibiydi. Babasını bilmiyordum, anlatmamıştı da. Ben de üstelemedim. Herkesin özeli vardır.
"Ela," dediğinde Sevgi'ye döndüm. "İki gün önce o Yiğit adındaki adamı bizim evden çıkarken gördüm. Bir sorun mu var?" dediğinde naneyi yediğimi anladım.
Alara irileşmiş gözleriyle bana baktı. "Yiğit Bey bizim evde miydi?! Seninle beraber? Evde? Tek başına?!" Ofladım. Cidden naneyi yemiştim.
"Ya of! O gün regl olmuştum. Siz de o gün planlaşmış gibi müsait değildiniz. E ben de çağreyi Yiğit Bey'i aramakta buldum. Aradım kibarca istedim, tamam dedi. İki saat sonra geldi bir sürü poşetle. Bende yemek ve kek yapmıştım. Adamı kapıdan kovamazdım, o yüzden davet ettim. Yemek yedik sonra da kek eşliğinde sohbet ettik. Bu kadar yani, abartılacak bir şey değil." diye uzun uzun açıkladım.
Bana baktılar, baktılar, ve baktılar. Ardından sırıtmaya başladılar. "Demek o kadar abur cubur ve pedi o getirdi, ha?" dedi Sevgi imayla. Göz devirdim. Hayır adam yardımcı olmak için almıştı. Konuyu hemen o tarafa çekmeyi nasıl beceriyorlardı, aklım almıyordu.
"Ben sana hastanede de demiştim canım! Aşıksın kızım sen, aşık!" Alara'nın dediğiyle kulaklarımı kapadım ve onların imalarını duymamaya çalıştım.
"La, la, la! Duymuyorum, kimseyi duymuyorum!" diye bağırmayı da unutmuyordum.
"Neyse, neyse. Biliyor musunuz, Yiğit Bey ünlü bir sanatçıyla iş birliği yapacakmış." dedi Alara. Konu dikkatimi çektiği için ellerimi kulaklarımdan indirdim.
"Kimmiş bu ünlü sanatçı?" diye bir soru yönelttim ona.
Pis pis sırıtıp cevapladı. "Yaren Kaya diye biri. Baya ünlü diyorlar ama ben hiç duymadım." Yaren Kaya, öyle mi?
"Ha kadın yani?" dedim elimi çenemin altına koyarken.
"Ela, sen kıskanıyor musun yoksa?" dedi Sevgi imayla. Hadi canım! Ben mi? Patronumu mu? Hah!
"Kıskanmak? Ben mi? Yiğit Bey'i mi? Yok canım, daha neler!" dedim, ve daha fazla bu saçma imaları dinlememek için ayağa kalkıp odadan çıktım.
Bana neydi ki sanki! Kimle iş birliği yaparsa yapsın! Hem neyini kıskanacağım canım! Alt tarafı bir kadınla iş birliği yapacak...
Bir kadınla...
İş birliği...
Bir saniye, bir sani-
Ay! Noluyo be bana?! Bana ne sanki?!
Mutfağa gidip kendime temiz bir bardak çıkarttım. İçine su doldurup masaya oturdum. Evde gerçekten çok sıkılıyordum. Kitap okumak da bir yere kadar canım! İnsan biraz gezip tozmak istiyor. Yalan mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güya Aşıkmışım
Romance"Senden hoşlanıyorum. Senden o kadar çok hoşlanıyorum ki, senin için gözümü kırpmadan bu şirketi satabilirim." "Ne?" Sesim sadece bir fısıltıdan ibaretti. Bunca zaman onu yanlış anlamıştım. Sevdiğim adam, patronum, o kadını sevmiyormuş. Beni seviyor...