> Kim Taehyung
Eve gittiğimizde yine arka kapıdan girdik. Halam kendi odasına gitti. Yavaş adımlarla terasa çıktım. Hiç kimsenin olmamasından faydalanıp bir sigara yaktım. Soğuk havaya karışan dumanı rüzgarla birlikte hızlıca uzaklaşıyordu.
"Senden beklediğim bir şey değildi Taehyung. Sigara eline yakışmıyor."
"Sana çok mu yakışacak?"
Uzun bir süre sessiz kaldı.
"Siz Kim'lerin sorunu ne biliyor musun? Büyüklerinizin düşüncelerini devam ettirebilmek uğruna gelecek nesillerinize zarar veriyorsunuz."
Konudan alakasız bir şekilde konuşması ve söylediği şey beni şaşırtmıştı.
"Bunu bir Kim damadı söylüyor."
"Namjoon diğerlerinden farklı. Dedenin kardeşleri, onların çocukları, torunları. Hepsi pislik. Namjoon sadece normal biri olmak istedi. Fakat şimdi tüm aile üstüne çullandı. Onu zayıf gördükleri için şirketin başına zorla geçirmeye ikna ettiler."
"Senin gözünde ben de bir pislik miyim? İleride doğurmak isteyeceğin tüm çocuklar bir Kim olacak. Onlar da birer pislik mi?"
"Hayır. Sen ve baban diğer nesillere göre özelsiniz. Bu ailenin üçüncü deltası ve beşinci nadir baskın alfası. Herkes size saygı duyuyor ama tek bir zayıf anınızda sizi sırtınızdan vuracaklar."
Sigarayı küllüğe koydum ve babama döndüm. Konuşmaya devam etti.
"Baban sandıkları kadar aptal veya güçsüz değil. Bir saygınlığı var ve onlar bundan bihaber. Bu gücü sen de kullanacaksın. Kimi seçtiğine dikkat etmen gerekiyor."
"Ben ve Kook sizin gibi zorunlu bir ilişkiyle başlamadık. Siz sonradan aşık oldunuz ve bu bizimkiyle karşılaştırılamaz bile."
Sustu ve suskunluğun altındaki küfürleri zihnimde işittim.
"Biz Kim'ler senin sandığın kadar dikkatsiz değiliz. İki ailenin de soyu bir deltaya dayanıyor yani farklı değiliz. Zekası bu rekabete ermeyecek olan aile dışı kişilerin karışmaması gerekiyor. Gelin veya damatsanız bu olayın dışındasınızdır. Fakat sen değilsin baba. Bunun farkındasın. Yüzyıllardır büyük Kim'in sakladığı Vita soyundan geliyorsun. Sen onların da hedefisin."
"Sen..."
"Aile arşivimiz olduğunu unutma. Herkes o odaya giremez."
"Taehyung sana inanamıyorum! Lanet olası ailenin devamı için o arşive mi girdin?"
"Evet ve tahmin et ne öğrendim. Jeon Jungkook yani aşık olmaya başladığım omega! Onun ailesi senin soyundan geliyor!"
"Bilmiyordum..." dedi sessizce. Gerçekten sınanıyordum.
"Baba ben gerçekten katlanamıyorum. Ailemiz koskoca bir sözleşme üzerine kurulmuş. Kişiler değişiyor, isimler ve soyisimleri değişiyor ama kan aynı. Ben bir şeylerin açığa çıkmasından korkar hale geldim."
"Bak...bizim türümüz saf omega. Ailemizde sadece omegalar var. Bu yüzden sizin ailenizle evlendiriliyoruz. Çocuklar daha güçlü olabilsin diye kullanılıyoruz."
"Ben...katlanamıyorum bunlara. Her şey tesadüfle gelişti ama yine de senin soyundan biriyle evlenecektim."
"Jeon'un annesi öldü. Türümüze ihanet ettiği için üzerindeki mühürü onu yavaşça tüketti."
Derin bir nefes alıp devam etti.
"Sizin günahınız biziz. Oysaki bizim cenneti yaşamamızı sağlıyordunuz. Eskileriniz geri gelirse yenilerinizi lanetleyecek."
Son sözünü söyledi ve yanımdan gitti.
.
.
.
Nefes nefese uyandım. Sanki biri boynumu sıkıyormuş gibiydi. Dün gece olanlar kafama dank etti. Hayatım sadece beni yormak için yapılmış bir oyundu adeta. Her bölümde farklı bir mutluluk, her mutlulukta ayrı bir ceza. Her gün yeni bir yük, her gün yeni bir yıkıklık.
Kapıyı dahi çalmadan içeri giren babamla göz göze geldim. Elindeki çantaları bana atıp dolabıma yerleştirmemi söyledi. Onun arkasından birkaç hizmetçi girdi ve yere bir sürü koli bırakmaya başladı. Hepsi işini bitirdikten sonra odanın kapasını sertçe kapatarak çıktılar.
"Bak Taehyung...tek gecede hayatının ne kadar sikildiğine bak...tek gecede güzelleşen gülümseni bir seferde sikip atan insanlara dön de bir bak." dedim aynadan kendime bakarken. Göz altlarım mosmordu. Bacaklarım titriyor, güçlü durmaya çalıştıkta düşeceğimi hissetmemi sağlıyordu.
"Kendine gel Taehyung. Sen neleri atlattın. Sadece bir şeyler dağıldı diye toparlayamacağını mı düşünüyorsun?"
Kapı tekrar açıldı. Bu kez içeri giren kişi büyükannemdi. Hiçbir şey söylemeden boynuma sarıldı.
"Özür dilerim bebeğim. Özür dilerim..."
Ağlıyordu. Burnunu çekip konuşmaya devam etti.
"Neler yaptığından haberim bile yoktu. Ben sadece kendi soyumu biliyordum. Sana yemin ederim ki bunlardan haberim olsaydı ona engel olurdum. Onu öldürmeyi bile göze alırdım. Ne olursun beni affet bebeğim. Bunların yaşanmasını hiç istemezdim."
"Ben..."
Özür kelimesi duymak istemiyorum. Sadece her şeyin düzelmesini istiyorum. Hayatımın bu kadar kısa sürede dağılması hiç adil değil.
"Sorun değil. Hâlâ yanımdasınız."
"Biliyorum ne diyeceğini bilmiyorsun. Ama inan bana bunların tekrarına engel olacağım. Tekrar yıkılmana izin vermeteceğim."
"İkimizin gücü buna yetecek mi?"
"Bu ailedeki en değerli olanlarız Taehyung. Ben sadece omega türünden geliyorum. Ailemde bir alfa yok. Sen ise delta ve vitanın oğlu olan tek baskın alfasın. Yüzyıllardır bekleniyorsun."
"Benim..."
"Bu ailede belli bir yaştan sonra isteklerin herkes için bir emir olacak. Senin soyun sana özel olacak. Elindeki gücün değerini anla."
Alnımı öptü. Elinin üstüne ufak bir öpücük bıraktım.
"Bayan Kim..."
"Efendi Taehyung..."
"Toparlanacağım süre içerisinde yanımda olması gereken tek kişisiniz."
"Yanınızdaki tek destekçi olmaktan onur duyarım."
İkimizde güldük. Üstümdeki pijamaları çıkarmadan odamdan çıktık. O salona gidip yemek masasına oturdu. Ben ise mutfağa geçip kendime kahvaltı hazırlayacaktım.
Bir süre böyle devam edeceği kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
delta's son | tk
FanfictionDelta Kim Namjoon ve Vita Kim Seokjinin oğlu Kim Taehyung ve onun biricik aşkı Jeon Jungkook