Bölümlerin hızı için yıldıza basıp yorum yapın aşkolar 💋Akşama az kaldı kalmıştı. Ne giyecektim ben ya? Büyükbabasının karşısına böyle çıkamazdım ya. Heyecandan ölebilirim.
Ne yapacaktım ben?
Adar Beyin odasının kapısına geldim. Ve kapıyı çaldım.
Adar Beyin. Gel sesini duyunca içeri girdim.
"Afedersiniz, Adar Bey," dedim.
"Evet."
"Ben üzerimi değiştirmek için erken izin alabilir miyim?" Yüzüme baktı. "Akşam yemeğine davet edileceğimden haberim yoktu. Biliyorsunuz."
"Hayır."
Şok oldum.
Kaşlarımı çattım. "Ama sizin evinize gitmek için istiyorum, bu iş kıyafetiyle mi geleyim yani." Bir de Binnur'un üzerine kustum ve üzerimi değişmem gerek ama bunu ona söylemedim. Ondan da herhangi bir rahatsızlık var üzerimde yani.
Kapı çaldı. Bir kadın elbiselerin asılı olduğu bir arabayla geldi. Ağzım açık kaldı. Bunu önceden düşündüğüne inanamıyorum ya. Ne diyeceğimi bilemedim.
Adar Bey, "Eve gitmene gerek kalmadı." dedi. Bazen duyguların tabutu kelimeler olur, bazen kelimerin tabutu duygular olurdu. Diyecek bir şey bulamazdınız ya. Öyle oldu. "Hangisini giymek ve denemek istiyorsan al dene."
Gelen kişiler geldikleri gibi çıkıp gitti.
"Tamam." dedim. "Teşekkür ederim Adar Bey."
"Dene burda." dedi.
Şaşırdım. "Gözünüzün önünde mi?"
"Evet." Gözlerim irileşti. "Şaka yapıyorum. Yönetici toplantım var unuttun mu Azel?"
"Hayır neticede ben ayarladım. Nasıl unuturum efendim?"
Bir şey demeden çıktı.
Ona Binnur'la aramda geçenlerden bahsetmeli miydim?
O kadın beni çok ürkütüyordu. Ürkütücü biriydi. Bana dokunacak kadar nasıl ileri gider aklım almıyor. Resmen taciz etmişti beni. Ruh hastasının aklından ne geçiyor bilmiyorum. Şimdilik söylemeyeceğim ama eğer bana böyle düşmanlık edip haklarımı ihlal ederse söylerim. Suskun biri değilim ben. Olamam.
Askılıktan Bir elbise alıp denedim. Siyahtı. Askılıydı. Tam üzerime ve fiziğime uymuştu. Diğerlerine baktım. Gerek yoktu denemeye. Bunu beğenmiştim, beni hem daha ciddi ve hem de çok asil göstermişti.
Yanımda olan bütün malzemelerle güzel de bir makyaj yaptım. Gözlerimin muhteşem iriliği ortaya çıkmıştı, çekici dudaklarımsa ışılca parlıyordu. Aynadan kendime bakıp kendimi beğendim. Başkasının beğenmesi gereksizdi.
Ben kendime yeterim diye düşünürdüm hep ama... Şimdi...
Ama şimdi Adar Beyin de beni beğenmesini istiyorum. Beğenir mi? Beğenmeliydi hem. Az uğraşmamıştım ya.
Adar Bey sonunda toplantıdan çıkıp geldi. İçeri girer girmez bana baktı. Baştan aşağı beni süzdü. Gözleri... Yani şu gözleri... Beni sanki soymak istiyormuş gibi bakıyordu. Her zaman dikkatliydi gözleri. Her zaman.
Gözleri bir an olsun benden ayrılmadı.Yutkundum. Yutkundum. Kısacası yutkunduk.
Niye bir şey demiyor. Gerçi o gözlerden sonra birşey demesine gerek yok. Sanki beni yiyor, âdeta bitiriyordu...
"Hazır mısın?"
"Hazırım evet."
"Gidelim."
Sesinde bir rahatsızlık var gibiydi, tam olarak anlayamadım.