Aşkım. Hemen oy ver hemen ❤Sınır mı koysam artık bilmiyorum. Yorumlarını da eksik etme aşkım.
15. BÖLÜM
Ruhlarımızın giysi gibi giydiği karakterler farklıydı yine de onu tanımak istiyordum.
İki hafta sonra...
İki hafta nasıl bitti şahsen anlamadım, sanki aklım tutulmuştu.
Gelin odasında son hazırlıkları yapıyordum, kuzenlerim, yakın çok yakın arkadaşlarım vardı sadece. Yani bizi kendimiz gibi sır gibi saklayacak olanlar. Burda olduğu için beni en çok rahatlatan tabii ki yakın arkadaşım İlay'dı.
Gelinliğimi Adar'ın büyükannesiyle birlikte seçmiştik. Yanımızda bir de annem gelmişti. Ben mütevazı ve sade bir şey almak istedim ama büyükanne izin vermemişti.
Taşlarla örülü, ortama ay gibi berrak doğan bembeyaz bir gelinlik seçmiştik.
Adar'ı beklerken kalbim deli deli göğüs kafesime çarpıyordu. Onu böyle beklemek rastlantı olamazdı. Kalbimin böyle deli gibi çarpması rastlantı olamazdı. Heyecanım da. Aşkın o varlığını sorguluyordum şimdi.
Aşk diye bir şey var mıydı?
Yoksa bu halim ne?
Sonra Adar geldi. Kapıda göründüğü an yakışıklılığından zihnimin içine bir yere çökmüştüm.
"Aynı şeyi düşünüyoruz, değil mi?"
Yanaklarıma sıcaklığın bastığını fark edebiliyordum. "Aynı şeyi mi?"
"Evet aynı şeyi düşünüyoruz, bizim düşüncemiz hislerimizin aynası. Aynı şeyi düşünüyor, aynı şeyi hissediyor, aynı şeyi istiyoruz."
Cevap vermedim. Aklıma cinsel şeyler geliyordu ve öyle değilse bir miktar rezil olabilirdim.
Koluna girdim ve birlikte nikah masasına doğru yürüdük. Nikah salonu Muhteşem görünüyordu. Bize iyi dilekler ve doğrusal talimatlar veren pankartkar vardı.
Nikah masasına yerleştik, tüm insanların kaderini değiştiren nikah memuru sonunda gelmişti. Nikahımız coşku dolu iki evetle kıyıldı. Bana bakarak böyle evet diyeceği aklıma gelmezdi.
İlk dansımızı yaptık, sanki o güne kadar hiç dans etmemiş gibiydim. Vücudu sıcacıktı. Bana güven veriyordu. Dans sona erince yerlerimize geçtik.
Adar, "Artık bitse de gitsek," dedi. Bana baktı. Gözlerindeki ateş kanımı kaynatıyordu.
Yanaklarımı ateş basınca başımı çevirdim. Masalardan birinde bir adam bana pis pis bakarak kadeh kaldırdı. Rahatsız oldum.
Adar bana bakıp sonra baktığım kişiye baktı. "Kuzenlerimden biri o," dedi. Adar kulağıma eğildi, nefesi sıcaktı içimi bir hoş ediyordu. "Sana birinin şerefsiz orospu çocuğu olup olmadığını anlamanın yolunu öğreteyim mi?"
"Olur." dedim. Yani olmaz diyemezdim galiba, belki derdim ama şu an Adar'ı sinir edermiş gibi geliyordu.
Kuzenini gösterdi. "İşte böyle havaya kadeh kaldırıp 'şerefe' diyen orospu çocuklarıdır. Bu hiç şaşmaz." Adar sert sert o tarafa baktı. "Ne zaman böyle poz vermiş birini görürsen bunu hatırla. Şerefini siktiklerim, o kadehi şerefsizliklerine kaldırırlar."
Güldüm. O kadarını bilmem ama bana kro ve görgüsüzce geliyordu. Aklıma hep Türk sinemasındaki tecavüzcü tacizci adamların kadeh kaldırması geliyor. Böyle yapmayı o yüzden sevmezdim. İşte bunlar hep bana annemin küçükken izlettiği filmlerden. Ah be anne. Bunu niye yaptın ki?