Her susuşum aslında bir haykırıştı.
Her susuşum bir kabullenişti.
İzlerimdeki saklı haykırışlarım, her sustuğumda kalbime bir çizik attı.
1 çizik.
2 çizik..
3 çizik...
Belkide binlerce izim, izlerimde saklı haykırışlarım ve çiziğim vardı.
Gerçek ail...
Gözlerimi açtığımda birinin göğsündeydim ve güvenli hissediyordum. Birkaç saniye nerede olduğumu düşündüm. Ayça Hanım ile yattığım aklıma gelince başımı hafifçe kaldırıp Ayça Hanım'ı kontrol ettim. Düzenli nefesler alıp veriyordu ve uyuyordu. Şefkat duygusunu ilk defa hisseden vücudum istemsizce Ayça Hanım'ın göğüsüne daha fazla sokuldu. Gözlerimi kapatıp kendimi düşüncelerden uzaklaştırmaya çalışırken kapı açıldı ama gözümü açmadım, biraz daha bu huzuru hissetmek istiyordum.
"Uyuyorlar baba gel rahatsız etmeyelim." Ares'in dediğine babam "Armin zaten okula gitmeyecek." Dedi. Hayır, okula gidecektim ve Deniz'i yalnız bırakmayacaktım. Hem okulun 2. Gününden devamsızlık yapmak istemiyordum. Onlar biraz daha bizi izleyip gittikten sonra gözlerimi araladım ve duvardaki saate baktım. Okulun başlamasına iki buçuk saat vardı yani rahattım. Telefonum yoktu ve bu beni ister istemez zorluyordu. Biraz daha Ayça Hanım'ın göğüsünde yatıp ayağa kalktım. Uyku sersemi bir şekilde paytak adımlarla ve kalpli pijamamla merdivenlerden inip salona girdim.
Koltukta Arlas'ın üzerine yatmış Ares'i görünce birkaç saniye mal mal baktım. Beni fark etmemişlerdi.
"Lan mal çık üstümden." Diyen Arlas'ın yakarışını Ares umursamamıştı. Üstüne üstlük Ares dudaklarını büzüp Arlas'ın yanağına doğru yaklaşmaya başlamıştı. Arlas "Gerizekalı saplıktan bana mı sulanıyosun kalk üstümden!" Bağırınca Ares ayağa kalkıp Arlas'a dil çıkardı. Ben onların bu hallerine dayanamayıp kahkaha atınca mutfakta onları izleyip beni fark etmeyen Aren dahil bütün abilerim bana dönmüştü. Gülüşüm yavaşça sönerken paytak adımlarla koltuğa ilerleyip oturdum. Evet, paytak adımlar. Ben uyandığım ilk 1 saat boyunca kendime gelemezdim ve sarhoş penguen gibi gezerdim.
"Arlas götü kolla kardeşim Armin böyle gülecekse ben senin soyunu kuruturum." Ares'in dediğine Arlas göz devirip "Soyumuz aynı aptal." diye söylendi. Ares umursamadan Arlas'a yaklaşırken Arlas tiz bir çığlık atıp koşmaya başladı Ares ise peşinden. Ben onlara kahkahalarla gülerken birkaç dakikanın sonunda evi en az 5 defa turlayıp geri koltuğa oturdular. Benim ise yine uykum geliyordu. Benim hep uykum vardı zaten. Başımı koltuğa yaslayıp ayaklarımı kendime çektim ve gözlerimi kapadım. Düşünceler ve izler beni rahat bırakmadığı için yüzümü buruşturup gözlerimi tekrar açtım.
Ayağa kalkıp yine sarhoş penguen gibi salonun çıkışına ilerlerken Arenler arkamdan kahkaha atıyordu. Yukarı çıktığımda Ayça Hanım'ı yatağımı toplarken buldum. Gülümseyip "Günaydın." diye mırıldandığımda Ayça Hanım gözleri paralarken "Sanada günaydın kızım." dedi.
Ayça Hanım diyerek anneme haksızlık yaptığımın farkındaydım ve üzülmesin diye ona asla dışımdan 'Ayça Hanım' demeyecektim, babamada 'Tahir Bey'. Bence artık içimden anne ve baba diyebilirdim. Bunu onlar için değil ruhumdaki hapsolmuş küçük kız çocuğunun yüzünde oluşacak o tebessüm için yapacaktım.
Annem odadan çıktığında banyoya girip bir duş aldım ve rutin işlerimi hallettim. Dolaptan kıyafet seçip giydiğimde hazırdım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.