Geçmiş
Bilgisayarda ki tarihe derin bir bakış attı. Doğum günüydü. 9. Yaş günü. Vücudu titrerken neden internetteki çocuklar gibi olamadığını sorguluyordu.
Fazlası ile zayıftı.
Dün ki eğitimden sonra babasını hiç görmemişti. Her gün eğitim veriyordu. Bütün çocuklar görürmüş bu eğitimi. Babası öyle söylemişti küçük kıza doğduğundan beri.
"Armin." Kapıdan gelen ses ile kasıldı ve hemen ayağa kalktı. Onu yatakta görürse yine o adamları çağırırdı. Büyüdüğünde de bu alışkanlığından kurtulamayacaktı. Yatağa yattığı an o adamların ellerini hassas yerlerinde hissedecekti. Çığlıkları kulağını tırmalayacaktı.
Kapı aniden açılınca geriye doğru bir adım attı. Çelimsiz vücudu bu adımı atarken zorlanmıştı çünkü dünkü eğitimde bacağı incinmişti. Kolu ve karnı mosmordu. Dün gece uyuyamadığı için göz altları kırmızılaşmıştı ama elinde değildi. Üzerinde eller hissediyordu uyurken. Uyanıyordu fakat gözlerini açarsa canavar ona zarar verir diye korkuyordu. Üzerindeki ellerin canavarlara ait olduğuna emindi küçük kız. Karanlıktan korkardı çünkü canavarlar karanlıkta geliyordu.
Babası tam karşısında dikilirken küçük kıza doğru adımladı. Kızın vücudu kasılırken büyük bir muhtaçlıkla baktı karşısındaki adama. Sarılsın istedi. Saçlarını çekmesin, yakmasın; okşasın, öpsün istedi.
Küçük kız sevginin nasıl gösterildiğini babasının iş arkadaşının kızından öğrenmişti. Talha Bey küçük kızı ile misafirliğe gelirdi bazen.
Hiç unutmuyordu, Melis bir gün önemli bir vazoyu kırmıştı. Babası Melis'in korku dolu çığlığını duyunca hemen yanına koşmuştu. Kızını kucağına almış ve ayaklarına küçük öpücükler kondurmuştu. Melis'e hiçbir şey olmamıştı ama onun yanında ki Armin, kırılan parçaları babası Melis'e kızmasın diye toplamaya çalışmıştı. Çıplak ayakları keskin camlar ile kesilmişti aynı zamanda vazoları toplayan elleri. Henüz 6 yaşlarındaydı o zaman. Sevginin nasıl gösterildiğini öğrenmişti o gece.
Ünal Bey'de, Melis'in çığlığına gelmişti hemen. Arkadaşının kızına birşey olmuş mu diye endişe ile bakarken duvarın köşesinde babası kanları görmesin diye ellerini arkada yumruk yapıp birleştirmiş kızını fark etmemişti. Melis ve babası içeri geçerken Armin elinde olmadan minik ayaklarının acısı ile inledi. Babası sessizce ona dönerken bütün gece işkence edeceğini belirten bakışlarını atmış ve içeri geçmişti.
"Bugün misafirlerimiz gelecek." Başını aşağı yukarı salladı Armin ancak gözlerinde görülür bir korku vardı. Güldü babası bu haline. Ardından daha da korksun diye ona yaklaştı. Zevk alıyordu korkmasından. Yıllar sonra acıya alışacağını tahmin edememişti tabii ki ama Armin büyüdükçe hissizleşmiş ve duygusuzlaşmıştı. Babası sandığı adam Armin'in duygularını almıştı.
"Eğer güzel olmazsan." Armin'in boyuna eğilip işaret parmağını tehditkarca kıza doğrulttu. "Olacaklardan ben sorumlu değilim." Biliyordu Armin olacakları. Ya para karşılığı o adamlara verecekti yada öldüresiye dövecekti. Armin bu yüzden okumak istemişti zaten. Büyüyüp para kazanmak ve o adamlar ona dokunmasın diye babasından daha çok para verebilmek için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLERDEKİ HAYKIRIŞLAR
Genç KurguHer susuşum aslında bir haykırıştı. Her susuşum bir kabullenişti. İzlerimdeki saklı haykırışlarım, her sustuğumda kalbime bir çizik attı. 1 çizik. 2 çizik.. 3 çizik... Belkide binlerce izim, izlerimde saklı haykırışlarım ve çiziğim vardı. Gerçek ail...