-10-

5K 285 192
                                    

Abim? Hapishanedeki abim? Beni herşeyden koruyacak bir abim?

Taşşak geçiyor Armin çok takma kafana.

"Tamam." Onu arkamda bırakıp yürümeye başladığımda arkamdan güldüğünü duydum. Durup omzumun üstünden ona ters bir bakış atıp yoluma devam ettim.

"Kız cimcime illa kucağımıza alıp mı götürelim seni?" Arkamdan geldiğini adım seslerinden ve yaklaşan ses tonundan anlamıştım.

"Pisikolat mıdır nedir?" Kendi kendime söylenerek ilerlemeye devam ederken arkamdan kahkaha attığını duydum.

"Pisikolat aynen evet işte ondanım." Durdum. Lan ben böyle mi demiştim? Arkamı büyük bir sinirle döndüğümde o hâla gülüyordu.

"Dilim sürtmüş işte." Oflayıp yanıma geldi ve bir anda eğilip bacaklarımı kavradı. Kendimi onun sırtında bulurken dudaklarımdan minik bir çığlık koptu.

"Ben o eve ölsem de gitmem!" Bağırmamla durdu. Ben onun sırtı ile bakışırken konuşmaya başladı. "Niye sana bir yanlışları mı oldu bizimkilerin?" Sessiz kaldığımda sinirlerinin gerildiğini fark ettim.

"Tamam benim evime gidelim?" Soru sorar gibi cümle kurduğunda kaşlarımı çattım. "Hayır dersem bırakacak mısın?" Dediğimde yine gülüp "Hayır." Diye mırıldandı.

Siyah bir arabanın yanına geldiğimizde beni yere indirdi. Ben ona sinirle bakarken o 'hadi bin' dercesine bir bakış attı. Göz devirip arabaya bindiğimde tebessüm edip yanıma yani şoför koltuğuna yerleşti.

Yaklaşık yarım saat kadar sessizce yolculuğumuza devam etmiştik. Araba bir villanın önünde durunca merakıma yenik düşüp soru sormaya başladım.

"Zengin misin?"

"Evet"

"Mesleğin ne senin?"

"Seri katilim."

"Hı?"

Halime kahkaha atıp içeri girdiğinde hâla mal mal bakıyordum. Bir kaç saniye sonra yanında olmadığımı fark etmiş olacak ki tekrar yanıma gelip beni bacaklarımdan tuttuğu gibi yine sırtına aldı.

"Şimdi sövsem öldürür müsün?" Suratımın korkudan bembeyaz olduğuna emindim.

"Kızım pisikolat mısın sen ya?" Dediğinde korkmasam kahkaha atardım. "Değilim katil falan." Rahat bir nefes verdiğimde çoktan içeri girmiştik.

Beni yere indirdiğinde konuşmaya başladı. "Güzelim şimdi üst katta 3 tane oda var. Birisi benim odam, diğeri spor odam, diğerini ise senin için hazırlattım. Git dinlen biraz." Ona tip bir bakış atıp yukarı çıktım. Sanırım mor kapılı oda benim odamdı.

Odaya girdiğimde beni ferah bir yer karşılamıştı fakat hava bulutlu olduğu için oda karanlıktı. Şuan ise en büyük korkum yağmurun başlamasıydı.

Üzerimde rahat birşeyler vardı zaten o yüzden rahatça benim için ayrılan yatağa yattım. Gözlerimi kapattığımda yine aynı manzara karşıladı beni.

Bir kız çocuğu vardı. Masmavi boncuk gözleri korkuyla doluydu. Sindiği duvar köşesinde elleri ile oynuyordu.

Evet, elleri ile oynuyordu çünkü bu oda da oyuncak değil işkence malzemeleri vardı.

Sonra babası girdi içeriye, babası sandığı adam. Pis bir sırıtış ile yaklaştı küçük çocuğa. Yüzüne dokundu ve yavaşça iğrenç bir şekilde okşamaya başladı.

"Seninle oyun oynamak isteyen adamlar var."

"Nasıl yani oyuncaklarla mı oynayacağız?" Küçük kızın içi mutlulukla dolmuştu.

İZLERDEKİ HAYKIRIŞLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin