Once upon a time

274 14 94
                                    

Yorum ve oylarınız benim için çok önemli, tatlı okumalar!

+18

BÖLÜM ON ALTI
ONCE UPON A TİME

"Bir zamanlar, kehanetleri ile ünlü kadın, gece ansızın gördüğü bir kehanetle birlikte sıçramış uykusundan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bir zamanlar, kehanetleri ile ünlü kadın, gece ansızın gördüğü bir kehanetle birlikte sıçramış uykusundan." Diyerek Chris'in dizleri üzerindeki başından saçlarını okşadı Valeria. Bunun koca adamın uykusunu getirdiğini biliyordu.

"Bende sana aşık olduğumu fark ettiğimde böyle sıçramıştım yatağımdan." Adamın uykulu sesinin arasından çıkan çocuksu mırıltıyla Valeria kıkırdadı.

Ormana gittikleri günün üzerinden bir hafta geçmişti ve Valeria yine Chris'e göre fazla çalışıyordu. Ancak yine bulmuşlardı kendilerine zaman, her zaman bulurlardı.

Bir hafta gittikleri ormanın daha da derinlerin, nehire yakın bir yerde küçük bi' kulübedeydiler. Şömine ikisini de ısıtırken, Valeria koltuğa oturmuş, Chris'te başını sevgilisinin dizlerine yatırmıştı.

"Sen beni hep böyle bölecek misin?" Diye sordu kadın adamın saçlarına parmaklarına dolarken. Adamın bakışları şömineden Valeria'ın gözlerine çevrildi.

Elini uzatıp kadının yüzünde dolaştırdı gıdıklayıcı bir şekilde. Sarhoş değildi ancak uykulu olduğu için yine mayhoş davranıyordu. "Hikayeni böldüğüm zaman seni kızdırıyor muyum?" Ukala tavrı yüzünden okunuyordu.

Valeria yarım ağız gülümsedi, "hayır. Böyle çok tatlı oluyorsun ve insanın karşı koyası gelmiyor. Tüm kalkanlarını kırıp tüm düşüncelerini dinleyesi geliyor." Chris'in yüzündeki gülümsemeyi gördü.

Bu sefer adam konuştu, "peki ya, bu yüce kehanetlerin kadını ne görmüşte korkmuş bundan?"

Valeria hikayesine devam etti, "O sırada, Bizans krallarından birinin bir kızı olmuş. Bu bebek, halk tarafından çok beklenen ve yeniden doğuşu temsil eden bir bebekmiş. Ancak kadın, işte o kız hakkında bir kehanet görmüş."

Şöminede yanan odunların çıtırtıları daha da yükselmişti. "Kehanete göre, Prenses on sekiz yaşına geldiğinde, bir yılan tarafından sokulup öldürülecekmiş. Bunu duyan Kral ve halk, büyük korku ve dehşet içerisine düşmüş."

Chris'in sessizleştiğine şahit olduğunda kafasında canlandırmaya çalıştığını fark ederek saçlarıyla bu sefer daha narin oynadı. "Kral bunun üzerine, denizin ortasına bir kule yaptırır ve Prenses için bu kuleyi yaşanabilir bir hale getirir."

"Peki bu, kızı korumaya yetmiş mi?"

"İşler pek Kral'ın düşündüğü gibi gitmemiş. Bu kulenin onu koruyacağını düşünmüş ancak Prenses, Tanrı'nın sonundan kaçamamış. Bir gün, prenses için kuleye bir üzüm sepeti gönderilmiş. Ancak sepetin içinden çıkan yılan, kızın hayatına son vermiş."

𝐓𝐇𝐄 𝐃𝐎𝐂𝐓𝐎𝐑, chris evansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin