Kalbimin Esiri~Berdel5. Bölüm:Ceza
Mehra konağın avlusuna geçtiği esnada o kendilerini yükseklerde gören Hazani'ler kahvaltı yapmaktaydılar. Kimse onu farketmemiş ama o her birini fark etmişti. Tanımadığı yüzler ona çok itici geliyordu. Şimdi olmazdı, şimdi modunu düşürmezdi. Dimdik durup sesini oldukça yükseltti.
"Günaydın?"
Başlar sese doğru çevirilince neredeyse lokmalar boğazlarda kalacaktı. Hepsi şaşkın dolu yüz ifadeleriyle bakarken en büyük hayal kırıklığını Mirkan yaşamıştı. Başını ön eğip, parmaklarını şakaklarına koydu. Herkesin bir eş aday hayali vardır. Mirkan'ın kesinlikle eş hayalî Mehra değildi. Oysa o örtülü bir kadın istiyordu. Oysa o beraber namaz kılacak eş hayal etmişti. Hayalleri boğazında bir düğüm olup zoraki bir şekilde yutkundu. Başı eğik, gözlerinde ise kocaman bir hayal kırıklığı vardı.
"Eee günaydın dedim yoksa gününüz aymadı mı?" Mehra alayca söylediği bu sözlere bir tek kendisi kahkaha attı. Onu öldürecekmiş gibi olan bakışları zerre takmıyordu. Hazani kadınları ise onu çekiştirmeye başlamışlardı bile. Yok bu minicik elbise neymiş, yok terbiyesiz konuşmaymış, yok patavatsızmış. Kulağına gelen fısıltılara umursamaz bir tavırla büyük kapıya doğru ilerlerken, herkesin hayret edici bir şekilde ona baktığını tahmin edebiliyordu. Aldırış etmeden sallana sallana yürümeye devam ediyordu. Avlunun ortasındaki mermerin yanına vardığı esnada, kalın, yaşlı, hırıltılı bir ses duyuldu. Bu ses deminden beridir hayret edercesine bir torununa bir berdel sonucu aldıkları geline bakan Hazar Hazan'i den çıkmıştı.
"Hele hele sen nereye gidersin?" Öylesine dişlerinin arasından tıslamıştı ki bu kısık ses dahi konağı inletmişti. Mirkan tereddütle ayaklandı. Hümeyra ve sevdiği adamı sonsuza kadar kaybettiğini düşünen Lalin pencereden aşağı baktılar. İkizler sırtlarında çantalarla okula gitmek üzereydiler. Anneleri Zerda beslenme çantalarını hazırlamış yarım dakikadır eli havada kalmış o beslenme çantalarını hızla kavramışlardı çocuklar. Zerda derhal az ötede hayretle bakan eltilerinin yanına gitmişti. Büyük eltisi Rodin ve öteki eltisi Fidan aralarında fısıldaştılar. Bu fısıldaşmaktan öte bir dedikoduydu.
"Hele şu densize bakın babamın sorusunu cevaplasana!" Bu sefer sesini yükselten konağın yaşça ikinci büyüğü olan Hazar Hazani'nin oğlu Batur idi. Koca bir gerginlik oluşmuştu herbirinin yüzünde. Neredeyse tüm kişiler tarafından saygı duyulan Hazar Hazani'nin sorusu yanıtlanmadığı gibi bir de üstüne üstün Batur ağa'nın sorusu cevaplanmamıştı.
"Mirkan hele karına laf geçir. Ona çıkış yoktur bilmezmisin." Mirkan sakinlikle baktı dedesine. 'Senin kabul ettiğin Berdel sonucu karımdır' demek istedi ama diyemedi. Dedesinin ne taş yürekli biri olduğuna dafalarca tanık olmuştu. Bir yudum su alırken bu arada sandalyeyi hızla geriye çekip ayaklanan Asral'ın sesi duyuldu.
"Elini kolunu sallaya sallaya çıkacağını mı sanarsın sen? Hele o kız buraya gelmeyecek sen de bu konaktan dışarı adım atmayacan."
Asral'ın 'o kız' diye bahsettiği kızın Şilan olduğunu her biri çok iyi biliyordu. Zerda Hanım duygulanırken Asral'ın öfkesi ise konağı inletmişti."Dedem bu konaktan çıkamana izin vermez!"
"Asral sus!" Mirkan'ın bu sözlerine çıldırmıştı büyük amcası. "Ne sus delirdin sen Mirkan susma Asral susma."
"Bı sakin olalım." Ortalığı yatıştırmaya çalışıyordu Mirkan'ın kuzeni.
"Kız gidiyo hele cevapta vermiyo." Bunu diyen ise Hazar Hazani'nin küçük oğlu Fırat idi.
Tüm bu konuşmalar yaşanırken Mehra ise yavaş adımlarla büyük kapıya doğru ilerlemeye devam ediyordu. Ardındaki konuşmaları duymak için adımlarını daha yavaşlattığı doğru idi. Her adım atışında sebep olduğu tartışmaya keyifleniyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN ESİRİ ~BERDEL~
RomanceYanıp kül edilmeye mahkum edilen bir kadının azmi... Yanmasın kül olmasın diye çabalayan bir adamın azmi... Bir Berdel meselesi..... NOT: HER CUMARTESİ, PAZARTESİ, ÇARŞAMBA İNŞALLAH YENİ BÖLÜMLERLE.