9. Bölüm/Git!

143 42 10
                                    


Kalbimin Esiri ~Berdel

9. Bölüm=Git!

Mehra nefesini tutmuş, elinde tuttuğu ışıkla burnuna kadar gelmiş kişiyi gözlerini kısıp kim olduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Sonunda bu kişiyi ses tonundan tanıyabilmişti.

"Bu valizlerini getirmesen olmaz mıydı? Tak tak tak herkesi uyandıracaksın!" Kısık sesle konuşmuştu Lalin.  Telefonun parlak ışığını Mehra'ya tutuyordu. Mehra gözüne gelen telefonu indirip kolunda ağırlık yapan çantayı onun kaçmasını sağlayacak kadının eline uzattı. Lalin çantayı tutmadığı gibi birde bir adım geri attı. Heralde uşak gibi sevdiği adamın karısının çantasını tutucak değildi.

"Kendin tut çantanı. Hem ne bekliyon yürüsene."

"Bana emir verme. Hem sen ne hırsız gibi elinde ışıkla dolanıyorsun? Biri geldi sandım."

"Ödün mü koptu?"

"Yoo ne alaka. Hem konuşmasakta iş başına mı koyulsak artık. Hem ben valizimdeki eşyalarsız hiçbir yere gidemem. Sen tut şu çantayı yükümü hafiflet." Mehra tutması için çantasını Lalin'in kollarının arasına tutuştururken kıkırdayarak, 'eee bende konaktan giderek senin yükünü hafifletiyorum' dedi.

İkili sessiz bir o kadar temkinli adımlarla konağın büyük kapısına ulaşabilmişlerdi. Lalin büyük kapıyı açarken, Merha kapının arkasına saklandı.

"Hala gile gidip bana ilaç alın hemen. Evde kalmamış abor abor karnım." Yeni nöbet değiştiren adamlar şaşkınca, acı dolu bir yüz ifadesiyle karnına dokunup kıvranan kadına bakıp, ses tonlarına ayar vererek "Hazar Hazani'nin kesin emri buradan ayrılmamamız" dedi.

Lalin kapıyı hafiften adamların yüzüne kapattı. Kapı ardında duran sevdiği adamın karısı olan kişiye napayım der gibisinden bakışlar attınca Mehra çıldırmışcasına hallet der gibisinden elini sallayınca Lalin kapıyı tekrardan açıp adeta ölecek gibi kıvrandı.

"Ben burdan ölüyöm ölüyom. Öldükten sonra dersin dedeme hap almaya gitmedik diye."

Adamlar ikna olmuş, kapı önünden ayrılmak için ilk adımlarını atmışlardı bile. Mehra duyduğu ayak sesleriyle sırtını sanki koca bir yükten kurtulmuş gibi kapıya dayarken, Lalin ise başarmış gibi kocaman bir gülümseme sergiledi. Artık sevdiği adam ile arasında hiç bir engel kalmamıştı.

"Hadi git ve bir daha asla dönme!"

Mehra emrivakiden asla ve asla hoşlanmazdı. Karşısında ona kaçması için yardım eden kadına alayla sırıtıp çekil önümden dercesine kenara çekip çantasını hızla elinden kavrayıp koluna taktı. Çantası kolunda, valizi elinde nereye gideceğini bilmezmişcesine ama gideceğinden mutlu olmuşcasına büyük kapıdan adımını dışarı attı. İlk adımını attığında ilk adımını atan bir bebeğin sevincinden çok daha büyük bir sevinç içerisindeydi. Kurtuluyordu bu konaktan, bu emir veren insanlardan, bu dedikoducu kadınlardan, çıt çıkarmayan kocasından kuruluyordu. Hani son kez arkasını dönüp bakardı ya insanlar gittiği yerden. Mehra bakmayacaktı. Evet evet bakmayacaktı. Bakmamalıyıdı ama bakmak istemesede sanki biri bak diye onun omuzundan dürtüyordu. Sanki değil sahiden de biri omuzundan dürtüyordu. Omuzunda hissettiği el ile çığlık atmamak için adeta ses tonunun üzerine ağır bir taş koydu. Şu anda omuzuna dokunan kişiye ağır ağır bedualar ettiği doğruydu. Arkasını dönüpte o yaşlı meymenetsiz adamın yüzünü görmek istemiyordu. Görmek istediği tek kişi o ikizlerden biri idi. Onları da ekarte edebildiği için. Yüzü sapsarı kesilmiş Lalin'e baktığında gergineleşerek arasını döndü. Karanlıktan dolayı yüzünü görememiş ardından gözlerini hafif kısınca görebilmişti.

KALBİMİN ESİRİ                                                          ~BERDEL~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin