9. Bölüm Münferit

113 9 0
                                    

"İçimin sesi de olmasa Ölürdüm yalnızlıktan"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İçimin sesi de olmasa Ölürdüm yalnızlıktan"

-Oğuz Atay

Münferit/Tek, Ayrı,Kendi başına olan

Her zamanki döngü gibi yine sabah erken kalkmıştım ve Esma abla ile birlikte kahvaltı ediyorduk. Esma abla, gözlerinde şefkat ve pişmanlık karışımı bir ifadeyle aramızda büyüyen uçurumu kapatmaya çalıştı.

"Neden bir şeyler atıştırmıyorsun yavrum? hadi biraz yede kendine gel böyle aç bırakarak bir şey elde edemezsin aksine daha güçsüz olursun ve kaçamazsın zayıf gücünle.

Her ne kadar teselli etme amaçlı olsa da sözleri, kontrolden çıkan bir kaderin kaçınılmazlığını yansıtıyordu.

"tamam yiyorum.

Tek kelime ettiğim buydu. her ne kadar ona alınsam da bana ilk günden anne şefkatiyle yaklaşmıştı bana. Yine de kızamıyorum işte, bu kadar çok yufka yürekli olmam iyi miydi yoksa kötü müydü karar veremiyordum ama Esma ablayı da anlamaya çalışıyordum bi yandan. Belki onu anlayabilirsem iletişimimiz daha kuvvetli ve daha anlayış çerçevesinde olabilirdi.

"Tabağından bir şey bırakma.

Tabağımdakileri tek tek yerken boğazım düğümleniyor hala içim acı içinde kıvranıyordu. Dünkü baş dönmemin ardından tekrardan bir baş dönmesi yaşamamak için ilaç almaya karar verdim.

"Esma abla sende baş dönmesine iyi gelen bir ilaç var mı?

diye sordum. Esma abla korkuyla gözünü büyütüp sordu.

"Ne oldu neyin var başın mı dönüyor?

"Evet ama o kadar da ciddi değil, var mı ilaç?

"bilmiyorum ki bakmam lazım dolaba ama bulabileceğimi zannetmiyorum. Genellikle baş ağrısı migren ve mide ilacı var evde ama yinede bi bakarım

"Tamam.

Tekrardan tabağıma geri dönüp yemeye devam ettim ve düşünmeden edemedim. Böyle devam ederse aklımı oynatacaktım.  İlacı aramak için ayrılırken düşüncelerim bir fırtına gibi çalkalandı. Kaçma girişimim gerçekleşmesine az kalmıştı hissedebiliyordum . İçinde bulunduğum koşulların gerçekliği üzerime kapandı ve kurtuluş ile esaret arasındaki ince çizginin daraldığı hissinden kurtulamadım. Tabağıma döndüğümde yemeye devam ettim.her lokma ağızda acı bir tat bırakıyordu. Tabakların tabaklara çarpma sesi havada yankılanıyordu. Esma abla ilaçla geri döndüğünde minnettarlıkla kabul ettim.

"Bunu hemen alma kahvaltıdan sonra al olur mu

"Tamam öyle yapacağım zaten

Esma abla kahvaltısına geri dönerken Cep telefonu sesi işittim. Büyük ihtimalle Esma ablayı birisi arıyordu. Tekrardan masadan kalkmak zorunda kalırken salonun ortasında duran komidindeki telefonunu eline alıp baktı uzun uzun. Telefonu kulağına götürürken arayan kişinin Akın olduğunu konuşmasından anlamıştım. Dikkatle kulağımı oraya verdim.

EN KÖTÜ KABUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin