"Her şey değişir Bazen zamanla, bazen bir insanla"
Bölüm şarkısı: Melike Şahin - Pusulam Rüzgar
İDİL:
Ertesi gün yatağımdan kalkarken üzerime bir kefen gibi yapışan bir ağırlık hissiyle doğdum. Dün yaşananlar zihnime ağır bir yük bindiriyor, bozuk bir plak gibi düşüncelerimde tekrarlanıyordu. Efkan'ın şifreli uyarıları kulaklarımda
yankılanıyor, içimde bir şüphe ve belirsizlik girdabını uyandırıyordu.Yatağımın kenarına oturduğumda, perdelerden süzülen sabah güneş ışığı odaya sıcak bir ışık yayıyordu ama zihnimin köşelerinde gizlenen gölgeleri dağıtmaya pek yardımcı olmuyordu. Bir şeylerin ters gittiği, Efkan'ın sözlerinde göründüğünden çok daha fazlası olduğu hissinden kurtulamadım. Ya söylediklerinde haklıysa? Esma abla ile tanıştığım zamanda Esma abla buna benzer cümle söylemişti. "Sen alışmana bak sadece kızım, sonrası ip söküğü gibi gelir" gerçekten de Esma ablanın dediği gibi olabilir miydi diye de düşünmeden edememiştim. İç çekerek, dönen düşüncelerimi bir kenara ittim ve kendimi önümüzdeki güne odaklanmaya zorladım. Keşkeler ve belkiler üzerinde durmanın bir anlamı yoktu. Bu karmaşadan bir çıkış yolu bulmak istiyorsam odaklanmış ve kararlı kalmam gerekiyordu. Aşağıya indiğimde evin tanıdık görüntüleri ve sesleri beni sardı ve zihnimi kasıp kavuran fırtınaya kısa bir mola verdi. Esma abla çoktan mutfaktaydı, kahvaltıyı hazırlarken telaş içindeydi.Nedenini merak ederken Esma abla beni görür görmez "hadi üstünü başını değiştir otur masaya kahvaltı hazır İdil yavrum" dedi. Kafamı olumlu anlamda sallamadan önce "Günaydın esma abla" dedim o da bana karşılık verirken hemen yukarı kata çıkıp odanın banyosunu kullandım. Kendime çeki düzen verdikten sonra masaya oturdum ve Esma abla çayları koyduktan sonra birlikte kahvaltı etmeye başladık. Esma ablaya Efkan ile konuştuklarımızı anlatmamıştım. aslında anlatıp anlatmamak konusunda kararsız kalmıştım ama bunu eninde sonunda söyleyecektim... ondan bir şey saklayamazdım. çaydan bir yudum aldım, sıvının sıcaklığı yıpranmış sinirlerimi yatıştırıyordu. Efkan'ın şifreli uyarılarını ona anlatmalı mıydım? Bu sadece onu daha da endişelendirmeye mi hizmet edecekti, yoksa etrafımızı saran gizemleri çözmeye bizi bir adım daha mı yaklaştıracaktı? Düşüncelerime dalmışken Esma abla elini benimkinin üzerine koyduğunda zar zor fark ettim, dokunuşu beni şu ana toparladı. "İdil, iyi misin yavrum düşünceli gibisin sanki?" diye sordu, sesi endişeden yumuşaktı.Başımı kaldırdım ve bakışlarıyla endişe ve kararlılık karışımı bir ifadeyle karşılaştım. "Esma abla" diye başladım sesim tereddütle. "Sana söylemem gereken bir şey var." dedim anında. Esma abla beni dikkatle izlerken kapı çalmıştı. Esma abla masadan kalkarken yine bunun üzerinde düşünüp durdum.Kapının çalmasının zamanlaması neredeyse tesadüfi geldi, sanki Efkan'la konuşmam konusunda beni susmaya çağıran bir işaretmiş gibi. kafamı çevirdiğimde akının korumalarından bir tanesi Esma ablaya telefonu uzatıp anında gitmişti. neden Esma ablaya telefonu vermişlerdi? Esma abla masaya oturduktan sonra merakıma yenik düşüp sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EN KÖTÜ KABUS
RomanceNe işe bulaştığının farkına çok geç varan İdil'in zorlu kaçış hikayesi... Gölgeli hayatında bürünmüş bir dünyada tesadüf bir tanıklık İdil'in mafyanın gizli entrikalarının içine sürükler. Loş bir otoparkta bir cinayete tanık olunca tehlikeli bir oyu...