1- Sihirli Barbunya

899 57 29
                                    

Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz.

Bölümün başında diyeyim Yiğit'in cinsiyetçi biri olmadığını.

|Koyu cümleler Arapçadır|

İyi okumalar

×××××

Babam, her zaman kendime idol olarak bellediğim bir adam olmuştu. Vatanına aşık, hatta anneme olan aşkından bile daha aşık bir adamdı. Başarılıydı, sürekli işteydi. Bizimle olduğu zamanlarda bile işini eve katardı.

Günlük hayatında onu sivil görürseniz bile hiç düşünmeden "Bu adam bir asker." derdiniz. Askerlik onun için dağda olan mehmetçikten fazlasıydı. İşini iyi yapan, disiplinli olan her vatansever adam mehmetçikti.

Benim bu konuda olan fikirlerim dedeme daha çok benziyordu. Evet, bütün iyi yapılan işler kutsaldı ama askerlik...

Bu çok başkaydı işte.

Yerde, gökte ya da denizde olması fark etmiyordu.

Babamın ölümünün ardından dedemin yanına, babamın babasının evine taşınmıştık. O da tıpkı babam gibi askerdi. Annem babamın ölümüne dayanamayıp aynı yıl kansere yakalanıp bizi bıraktığında iyice düşkün olmuştum dedeme.

Zaten bir asker gibi yetiştirilmiş, sonra düz tabandan elenmiştim.

Tam bir fiyaskoydu.

Yani dalga mı geçiyorsunuz arkadaşlar? Sağlıklıyım, sportifim, mülakatta da geçmişim. Düz taban neydi Allah aşkına?

İçimdeki dağ aşkı sönmemişti.

Bu geçmişten sonra terörist oldum dersem komik dururdu değil mi? Hayır, sadece dağlara çıkan bir temizlikçiydim.

Ölen dedemin yazın soğumayan, kışın ısınmayan, dağdaki ahşap evine taşınmıştım genç yaşta. Yaşamımı burada devam ettirirken Allah'ın işine bak, sen gel terör bölgesinde ol, sen gel ben silah al, sen gel patla.

Yani bazı şeyler kaderdi işte.

Şu an ise esir olduğumu sanıyorlardı. Bayılmış olabilirdim, elleri silahlı bir örgütün ortasında silahsız olabilirdim, kollarım arkamdan bağlı olabilirdi ama bir Leyla Oğuz asla esir düşmezdi.

Onlar benim esirim olurdu en fazla.

Kahve gözlerimi çok az açtım kısa kirpiklerimin arasından. Küçük bir mağaraya doğru gidiyorduk. Girişine doğru yaklaşıyorduk ki kapı tarafının üstündeki pürüzlü yüzeye minik bir an baktım.

Kapının tam altına girdiğimiz an iki kolumdan tutup sürükleyen adamlardan birinin bileğini tutup bu sefer ben kendime çektim elini, topuğuna vururken. Dengesi bozulduğu an kafayı gömdüm yüzüne yüzüme doğru eğildiği için.

Diğeri göründüğünden daha zekiydi. Hemen çaktı köfteyi. Tahminimden daha hızlı davranıp ayağıma vurdu silahla. Ani hareketim yüzünden sıyırmıştı ama hiçte öyle filmlerde ya da kitaplarda olduğu gibi dik duramıyordun veya "Sakin ol dostum, sadece sıyırma." diyemiyordun. Fena sızlıyordu.

Aniden atıldım yüzüne doğru. Refleks güzel şeydi. Eğer zekiyseniz karşınızdaki adamın reflekslerinin kuvvetli olması sizin için daha kârlıydı.

Geriye çekileceğini tahmin etmiştim. Buna ayırdığı küçük saniyeden yararlanıp o yüzünü korurken ben kasıklarına tekmeyi geçirdim. Dengemi bozmuştum ama o da iki büklüm olmuştu. Dirseğimi geçirdim boynuna. Kırık sesini duydum. Yere kapaklandı.

Deli Gelin Kurtarma Operasyonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin