18- Tansiyon

374 28 7
                                    

Hatırlatma!
Güneş kremi sürmeyi, yeterince su içmeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.
Hatırlatma bitti!

×××××

Tim odasında Mahir timi, üstüne Aylin'in kamuflaj gömleği atılmış koyun ve üstüne İbo'nun kamuflaj gömleği atılmış İlayda duruyorduk. Kimsenin keyfi yoktu. Ellerindeki dosyadan ne olduğu asla ilgimi çekmeyen paragraflar okuyorlardı ve boğulmuştum.

"Komutanım." dedim karşımda oturmuş sarışına. Kafasını kaldırdığında gülümsedim dişlerimi göstererek. "Biraz hava almaya bahçeye çıksak?"

Cıklayarak tekrar önüne döndüğünde tüm keyfim kaçmıştı. Kendisi koltuğa yapışmıştı, benimde gitmeme izin vermiyordu. Neymiş efendim, gözümün önünde olmuş. Can sıkıntısından öleceğim ulan!

Yanımdaki Eren'in omzuna kolumu attığımda ilgisi dağılmıştı. "Erkek şempanzelerin dişileri sevişmek istemediğinde onları yerden yere vurarak çocuklarının gözü önünde öldürdüğünü biliyor muydun?"

Odada bir sessizlik olduğunda gülümsedim. "Bilmiyordum." dedi Eren.

"Çok korkarım şempanzelerden." derken oldukça ciddiydim. Gözlerimden akıyordu o ciddiyet.

"Bir sorun mu var? Dayak yiyecek gibi hissettim şu an."

"Ciddi bakıyorum. Genellikle ciddi biriyim." dediğimde zoraki olduğu belli olacak şekilde sırıttı.

"Ciddiyetsizken daha mı iyisin acaba?" diye bir soru sorduğunda umursamadan ciddiyetle Yiğit'e döndüm. Kaşlarını çatmış, bana bakıyordu.

"Tehlikeli mi duruyorum?" Hâlâ bakıyordu. Yanıt yoktu. Üstelik nasıl duruyorum bilmem ama onun kadar aksi durmadığım kesindi. "Tehlikeli mi duruyorum Yiğit?"

"Kolumu indir."

"Tehlikeli mi duruyorum?"

"Kolunu indir Leyla. Bu bir emir." dediğinde emre uyup indirdim kolumu Eren'in omzundan.

"Tehlikeli mi duruyorum?"

"Hayır. Fare gibi küçük bir suratın var. Tehlikeli gözükmene, birini korkutmana imkan yok." dediğinde şımardım. Bulunduğum koltukta Eren'in üstüne doğru eridim "Yaa... Demek farelere benziyorum." derken.

Hemen araya girdi Aylin. "Aslında ben genellikle dengesizliklerinden korkuyorum."

Durur mu yalakası Hüseyin. "Bende hak veriyorum petunyama." diyip öptü hemen yanındaki kadını saçlarından. Petunya mı? Özenmiştim işte. İrenmiştim. Bende petunyaydım.

Kalkıp hemen dibine sıkıştım Harun abi ve Yiğit'in. Bir yandan da "Abi az kay ya." diye mızmızlanıyordum. Sonunda koca götüme yer bulduğumda sarıldım koluna Yiğit'in. "Ben neyim?"

"İnsan?" derken gerçekten nasıl cevap vereceğini bilmediği belliydi.

"Daha spesifik düşün sarışınım." dedim koluna sardığım kolllarımı kendime daha çok çekerken.

"Leylasın?"

"Ya Yağız ya!" diyip bıraktım kolunu. "Ne kadar düzsün. Dümdüzsün. Limon gibisin." Hâlâ hiçbir anlamıyordu ya birde, cinnet sebebiydi.

Kendisine "Limon düz olmaz ki. Olur mu?" diye soran Eren'i boş vererek Yiğit'e bir şey söyledi Hüseyin. Hem ağız okumada kötüydüm, hemde bakmamıştım zaten.

Sonunda göğsümde birleştirdim kollarımın üstüne yanık tenli elini koyduğunda yeri izleyen gözlerimi onun lacivertlerine çevirdim. "Sende benim çiçeğimsin."

Deli Gelin Kurtarma Operasyonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin