7- Tim Yemeği

375 30 14
                                    

Kızımı sevin. Sorulara uzun uzun cevap vermesi DEHB olduğundan.

×××××

Yiğit'i sürükleyerek getireceğimi sanıyordum ama tahminim aksine ben hazır olup evine gittiğimde o zaten beni bekliyordu. Kısa saçlarına olabildiği kadar şekil vermeye çalışmış, sıkı üst bedenine temiz, beyaz bir gömlek giymişti. Hatta sırnaşmak için koluna girdiğimde erkeksi bir parfüm sıktığını da fark etmiştim.

Altına giydiği kumaş pantolonla bir çiçeği, çikolatası eksik derdiniz kız isteme için.

Derdiniz demesine ama o da tamamdı adamda. Küçük bir buket çiçeği bir eline, tatlısını diğer eline almıştı. Üstelik bir de beni beğenmiyordu. "Neden böyle giyindin?" diyip beni süzdüğünde bende aynı şekilde onu süzdüm. Sonra şüphe ettim kendimden, bir tur da kendi üstüme başıma baktım. Zümrüt yeşili, haki detaylı bol bir sweatshirt ve aynı şekilde bol, dümdüz mavi pantolon. Normal tarzımı düşününce gayet sıradandım. "Asıl sen niye böyle giyindin?"

"Tüm timin ve ailelerinin olduğu bir akşam yemeği çünkü. İnsanların evine gidiyoruz. Ne bu rahatlık?" diyip bir kez daha söylenmeye başlıyorken çaldım zili. Başka türlü susmazdı.

Kapıyı Harun abi açtı. Beni bekliyordu ancak Yiğit'i gördüğünde şaşırdı. Yine de bozuntuya vermeden geri çekilip içeri buyur etti bizi.

Yiğit'in ise yüzü düşmüştü Harun abiyi gördüğünde. İçeri girdiğimizde timi gördü, daha da hayal kırıklığına uğradı. Herkes tişört ve rahat bir pantolonla katılmıştı yemeğe. Belli ki o böyle hayal etmemişti.

"Hoş geldiniz." dedi Harun abinin karısı gülümseyerek. Aynı şekilde tebessüm ettim. "Hoş buldum. Bana yemek mi yaptın?"

Misafirlikte çocuğunu uyaran anne bakışları atıyordu Yiğit bana ama Zerrin abla gayet tatlıydı. "Tabii. Hazır olur şimdi, siz oturun rahatça." dediğinde geçtim bir koltuğa. Yiğit ise elindeki çiçeği Zerrin ablaya uzattı. Harun abinin de "Ne gerek vardı." serzenişlerine sessiz kaldı.

Belli ki abi yengeye pek çiçek almıyordu çünkü Zerrin yenge 'bak gör' der gibiydi kocasına karşı.

Geldi yanıma oturdu Yiğit. Onun sakin oturuşunu düşününce daha çok kendimi koltuğa atmak gibi kalmıştı benimki ama olsundu.

"Sizi birkaç kez görmüştüm galiba karargâhta." dedi abla. Keşke demeseydi. Bu adam yıllardır kocanın komutanı be abla. "Evet efendim. Aynı timdeyiz."

Efendim diye hitap etmesi herkes gibi ablaya da garip geldi ama o sadece gülümsedi. "Ne efendimi oğlum, abla de. Ya da ne istiyorsan."

Tamam, bu adamın öğreneceği çok şey vardı belli ki. Bendeki kalp çarpıntısı heyecandandı. Daha önce aile ortamında olmadığımdandı. Onda ise heyecan yoktu. Tüyleri diken dikendi. Gerginliği yüzünden okunuyordu. "Peki abla." demesi yetti şimdilik.

O mutfağa geçerken derin bir sessizlik oldu etrafta. Yiğit'in soğukluğu herkesi gerdi. Bu durumlarda Yiğit'in en büyük destekçisi İlayda yetişti. İndi babasının kucağından, koca poposunu sallaya sallaya gelip çıktı Yiğit'in dizine, oturdu.

O sırada ayağa kalktı Aylin. "Hadi yardım edin kadına. Kalkın bakayım." diyip hepsini kaldırmaya çalıştı ama kimseden bir tepki yoktu ayağa kalkan Yiğit dışında. Omzundan baskı yaparak oturttu Yiğit'i. "Emrim altındaki herkes kadına yardım edecek. Yiğit sen otur çingeneye bak."

Deli Gelin Kurtarma Operasyonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin