Lehep'te de söyledim. Bölüm gelecek dediğim tarihte bölüm gelmese de en sevdiğiniz yazarım. Bunu unutmayın.
×××××
Karşımda rahatça uzanmış, pişkin pişkin sırıtan bir adam vardı. Çıplaklığından hiçbir şekilde utanmazken daha da yayıldı koltuğumda.
"Bazen öyle boş bakıyorsun ki kendimi eskort gibi hissediyorum tavşanım. İnsan istemzice komodini yokluyor hani." dedi oturduğum krem orta sehpanın üstündeki sigara kutuma eğilirken. Bir dalı ağzına alıp yaktığında omuzlarımı düşürecek kadar sertçe nefes verdim.
"Gitmen gerekiyor artık." dediğimde iki omzunu silkti.
"Benim hatunumun yanında olmam gerekiyor." Daha fazla dayanamadım. Rahatlığı sinir bozucuydu. "Emrediyorum."
"Şu an sivilim. Üniformam yok. Senin de olmasın. Çıkarsana."
"Hüseyin!" diye uyarmam yetmişti. Doğruldu uzandığı koltuktan ancak kalkmadı. Kısa saçlarını kaşıyıp üstündeki battaniyeyi tamamen kendine çekti.
"Yav kırk yılda bir izinliyim. İki gözüm, seninde acelen yok, geç gideceksin işe. Tadını çıkarıyorum." dedi sitemkarvari bir tonda. "O sarı kendi dedi gelmeyeceksin diye. Yuttu yani. Az rahatla sende."
"Osurmadan adam sıçacağını anlar. Kandırman mümkün değil de, neyse." Bir sigara da ben yaktım. Kendini tekrar atmıştı koltuğa. Sigaram bittiğinde gidip gitmemesini daha fazla umursamayacaktım. Üstüne kapıyı kilitleyip çıkardım. Bana neydi.
"Seni seviyorum." dediğinde sigaramı sirkelediğim kül tablasında kaldı gözlerim. Başımı aşağı yukarı salladım sadece. Tekrar sigaramı aldım dudaklarımın arasına. "Bu kadarcık mı? Gerçekten bedenimi kullanıyorsun be."
Sessiz kaldığımda çatıldı kaşları. Yeni değildi bu durum ikimiz içinde. Artık alışır dedikçe bu duruma daha çok bozulması saçmaydı. Bu hâli beni de üzüyordu. "Saçma sapan konuşma Hüseyin. Söylememe gerek yok hislerimi."
"Söylememen tek değil ki sıkıntı Aylin. Hissettirmiyorsun da." Yalnızca elimdeki nasırları tırnaklayıp kazıdım. Beni izlediğini biliyordum, önüne dönmesini bekledim ama bunun hiçbir zaman olamayacağını da biliyordum. Ben nasıl yüzüne bakamıyorsam o da tam zıddı olarak bir saniye çekmiyordu gözlerini. Bu artık sıradanımızdı.
"Sivilde gösteriyorum." diye bir ses çıktı ağzımdan ancak benden beklenmeyecek şekilde cılızdı, sahiplenemedim bile bu sesi.
Diretti "Göstermiyorsun." diyerek. Ellerime uzandı, öptü birinin tersini. Midemin ağzıma gelmesiyle istemzice buruştu yüzüm. Öğürecek gibi oldum. O da fark etti bunu. Yavaşça ayrıldı tuttuğu ellerimden. Özür dilememe firsat verilmeden kapımın alacaklıdan hâllice çalmasıyla ikimizde durduk. "Birini mi bekliyordun?" sorusuyla başımı iki yana salladım. Sesler geliyordu ancak seçemiyordum.
Kapıya yaklaştıkça netleşti o sesler. Biri boğuk tonda adımı çağırıyordu. Biri... Leyla?
Kapıyı açtığım an karşımda ağzı sonuna kadar açık kızı görmek kesinlikle beklenmedikti. Göz göze geldiğimizde gülümsedi hatta otuz iki diş sırıttı. Sesin boğuk olması ağzını kapıya dayamasındandı. Bir de kucağındaki küçük koyunun sesinden. "Günaydın Aylin. Ayıpsız pilav yer misin?" diye sordu elindeki plastik kabı kaldırıp yüzüme tutarken.
Bir kez daha yüzümü buruşturdum. Leyla leş gibi çöp kokuyordu.
×××××
Sabah uyandığımda yoktu tabii Yiğit'te yarbayım da. Alaya gittiğimde benim ödemden şişmiş yüzüme rağmen ikisini de dinç görmüştüm. Bir kahve almıştım elime ayılmak için ama bende uykumu açan bir etken değildi genelde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Gelin Kurtarma Operasyonu
ActionBabasının izinden gitmeye çalışırken tahmin ettiğinden de yalnız olmuştu Leyla. Kafası iyi çalışırdı ancak genellikle kullanmayı tercih etmezdi. DEHB'si de bu duruma tuz biberdi. Bir de Kıdemli Üsteğmen Yağız Türkmâni'si. Adam her şeyi zaten bin kı...