BÖLÜM 16

16 5 0
                                    

Bölüm 16: ÇOK MU GEÇ?

~Daniel'in Anlatımıyla~

Tarih: 01/06/2019

Tahmin ettiğim gibi düzgün bir uyku çekememiş, düşüncelerime esir olmuştum. Onlarca soru, onlarca şüphe... Her şey olabilirdi. Ablamın böyle davranmasının ardında, gün ışığımın bir günde üzgün olup ablamın tarafına geçmesinin arkasında ve bay gizemin bize gelişinden beri ortalıkta gözükmemesinin bir sürü sebebi olabilirdi.

Bu düşünceler yetmezmiş gibi bir de üstüne üstlük tüm gece beni arayıp durmuşlardı. Gün ışığımın aramasını açmayınca ablam, ablamı açmayınca Antonio, Roberto ve Patrice. Onlarla konuşmak istemiyordum. Sözlerini dinlemek istemiyordum. Aklımda tonlarca düşünce varken onlarla konuşmak ağır geliyordu bana. Uzaklaşmak istiyordum, bir gün olsa da. Sadece bir geceyi onlarsız kendi kafamı dinleyerek geçirmek istiyordum.

Bana verdikleri misafir odası büyük ve ferahtı. Geniş bir balkona sahipti. Balkondan bizim ev ve evin balkonu gözüküyordu. Yatakta yatmak bir süre sonra beni boğduğunda balkona çıkıp etrafı izlemeye karar vermiştim. Temiz hava almak belki beynimdeki düşünceleri siler sanmıştım. Ama olmamıştı. Aynıydı.

Uyandığımda balkondaki koltukların birinde olduğumu fark ettim. Yatakta üstümü örtmek için verdikleri battaniyeyi balkona taşımış, üstümü örterek uyumuştum. Boynumun tutulduğunu koltuktan doğrulunca anlamıştım. Fakat aralıksız uyumuştum uyuyabildiğim son saatleri.

Eve yalnız gitmeyi asla istemiyordum. Aklımdaki soruların duruşu yeni düzelmişti. Yerine geri gelmelerini istemezdim. Kahvaltıyı da Matthiewler de yapıp yürüyüş için bir parka çıkar eve öyle geçerdim belki de. Ama eve gitmek oldukça zor geliyordu. Onların
yüzleriyle karşı karşıya gelmem cevabı olmayan yeni soruların oluşmasına yol açacaktı.

Odayı düzelttikten sonra kapıyı açtım ve koridora yöneldim. Matthiew ve Alina çoktan uyanmıştı. Onlara kahvaltı fikrini söylemek için yanlarına gittim. Tam karşılarında olan koltuğa oturdum ve aklımda ki kahvaltı fikrini onlara da açtım. Kahvaltı fikrine ilk cevap veren Alina olmuştu.

"Sofia kahvaltıya çağırdı Daniel. Eğer çağırmasaydı bizim için hiçbir sorun yoktu. Tabi ki de yiyebilirdin yemeği bizimle. Ama Sofia gelmemiz konusunda çok ısrar etti." Hevesimin kırıldığını gören Matthiew koltukta biraz daha öne geldi.

"Hem bak bende yanında olacağım. Sana bir şey denmesi bana bir şey denmesi demek. Sorun çıkmayacak." Bu adamı ve dostluğunu seviyordum. Ne olursa olsun yanımda duruşu, cesareti, sevgisi, bağlılığı. Bir insanın böyle bir dostu olması harika bir şeydi. Onunlayken gerilmiyordum. Aklımdaki sorular bir kere bile çıkmıyordu önüme. Matthiew'in yanımdaki varlığı bunu engelliyordu.

Lina ne olursa ablamlar varken bizim evimize gelmiyordu. Böyle bir tehlikeyi başlarına almak istemiyorlardı. Haklıydılar, evimizde bir bomba vardı ve bir ikinci kız haberi o bombayı patlatabilirdi. Şimdiye kadar Sisi'yi saklayabilmemiz bir mucize olmuştu.

Lina'yı evde bıraktıktan sonra evden ayrıldık. Alina ve Beatrice önde ben Matthiew ile arkadan geliyordum. O sorularla tekrardan yüzleşmemek için Matthiew'in yanından ayrılmıyordum.
Kapıyı açan Hardy olmuştu ve heyecanlı bakışlarla gözleri beni arıyordu. Ben herkesin arkasında geldiğim için tüm aile geçene kadar gözleri beni aradı. Benim içeriye gireceğim zaman gözleri bir anda kocaman açıldı ve yüzüne büyük bir sevinç yayıldı.

"Dayıcım. Seni çok merak ettim. Neredeydin?" diyerek kucağıma atladı. Kollarının altından tutup havaya fırlattım. Geri yere indirdiğimde de sorusunu cevapladım.

SİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin