BÖLÜM 23

16 4 0
                                    

Bölüm 23: ÇIKILMAZ BİR BATAK

~Daniel'in Anlatımıyla~

Tarih: 02/06/2019                        Saat: 16.00

"Nerede kaldı bu lanet olası gemi? Sözde 1 saate getiriyorlardı değil mi? 3 saattir bekliyoruz ve hiçbir gemi yardımımıza gelmedi! Ne yapacağız şimdi baba? Bu geminin de tamir edilecek bir yanı yok gibi öyle değil mi sizce de?"

"Roberto! Artık şu çeneni kapatmaya ne dersin? Babamın seni dinlediği filan yok. Bence şuan o da senin susmanı tercih ediyordur." Haklıydı Antonio. 3 saattir bekliyorduk ve hiçbir gemi buraya yaklaşmamıştı. Zihnimdeki olumsuz düşüncelerin yerini neler yapabileceğimizle kaplamaya çabalıyordum. Çünkü Siraltomoz bu olumsuzluklara âşıktı. Bu olumsuzluklar onu kudretlendirir ve benimle konuşabilecek hale sokardı onu. Ama biz bunu kapatmıştık. Bu kahrolası ülkeden kızımı kurtarana kadar Siraltomuz'u uyandıracak tek bir olumsuzluğa bile yer vermeyecektim.

3 saattir denizin ortasında durmuş bekliyorduk. Yaklaşan bir gemide olmamıştı. Kalkıp yüzecek halimizde yoktu. Ama daha fazla bekleyemezdik de.
Ne yapabilirdik? Yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu ki. Arabayı burada bırakıp gidemezdik de. Kaptan ve tekniker hâlâ bir çözüm bulamamış mıydı bu saate kadar?

"Bana baksana sen bir Tom. Yoksa bu işi sen mi açtın başımıza? Gemiye bindik bineli yüzün hiç gülmedi. Kaskatı bakıyorsun etrafa. Doğru söyle bu işte bir parmağın mı var senin?" Ah Roberto. Bilip bilmeden konuşmakta üstüne yok değil mi hâlâ? Bir kere bile olsa kavga çıkarmadan duramıyor muydu bu çocuk? 3 saattir beklemenin ne kadar zor olduğunun bizde farkındaydık ama şurada iki dakika başımı dinleyemeyecek miydim ben? Zaten başımızda ki dertler yetmiyormuş gibi şimdi olay başlatmanın zamanı değildi. Burada yapabileceğimiz şeyleri düşünmekten fazlasıyla bunalmıştım. Bir de bunu çekemezdim. Ama işte oğlumdu o. Bir şekilde katlanmam lazımdı.

"Hadi ama bir cevap versene Tom. Öyle boş boş bakacaksan ben çok yanlış şeyler anlarım bundan. Babaa! Tom'un bu işte bir parmağı olabilir." Tom bakışlarını hâlâ Roberto'dan çekmemişti. Ama çene kasları gerilmiş, parmakları yavaş adımlarla avucunda yerini bulmuştu. Bakışları değişmeye başlamış o kaskatı bakan gözleri artık avına atlamayı sabırsızlıkla bekleyen bir aslan gibi bakıyordu.

"Roberto. Bilip bilmeden konuşmamak lazım değil mi oğlum. Ne kadar sabırsız olduğunu hepimiz biliyoruz. Ne kadar sıkıldığını da. Bizde sıkılmadık değil ama biz senin gibi bu sıkkınlığımızı başkalarını suçlamak için kullanmıyoruz. Bu yüzden Tom'un yanından uzaklaş." Tom, Roberto'ya bir şey yapmadan önce yanlarına doğru birkaç adım attım. Ne kadar o yataktan kalkamaya üşensem de şua ki durum için üşenmemem pişmanlık duyabileceğim bir şey olabilirdi.

Roberto'ya sadece üç adım uzaklıktaydım. Eğer aksi bir durum olursa onu ayırmak için veya Tom'a atlayabileceği zaman onu tutmak için. Ama o çekilmek yerine yüzünü daha da yaklaştırmıştı Tom'un suratına. Neden bu kadar kaşınıyorsun Roberto?
Gözlerinden öfke akan Tom bir kere bile olsun gözünü asla kırpmamıştı. Bir gram ileri veya geride gitmemişti. Hedefine fazlasıyla odaklıydı. Bu oğlanı seveceğime artık daha da emindim.
Tom'un Roberto'ya bir şey yapmasını beklerken Roberto Tom'un yanağına alaycı sırıtışıyla birlikte birkaç kere hafifçe vurdu.

"Şaka yapıyordum Tom. Bu kadar gerilmene ne gerek var. Her şeye bu kadar gerileceksen seni orada tutamayız he." Roberto laflarını bitirdikten sonra biraz bile beklemeden hızlı adımlarla Tom'un yanından uzaklaştı. O da anlamıştı Tom'un her an onun üstüne atlayabileceğini. Gözlerindeki o ışığı görmüştü Tom da.

"Daniel, az benimle bir gelsene." Matthiew'in aklında bir fikir mi vardı? Ya da bir şey duymuş olabilir miydi? Odanın kapısını açtı ve kapının önünde durdu. Yanına gittiğimde kapıyı işaret etti. Kapıyı kapatmamla birlikte konuşmaya başladı.

SİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin