bölüm 22 ; kader satılmıyor ki iyisini alalım
çalıyor ; haley joelle - memory lane***
Derek'in söylediği gibi o gece bavullarımızı toplayıp ertesi sabah okula dönmek için yola çıktık. Bu âni kararımız ailelerimizi endişelendirse de bir sonraki dönem için yapılacak ders kayıtları gibi basit bahanelerle işin içinden çıkmak kolay oldu. Dönüş yolculuğu gelişimiz gibi değildi. Herkes sessizliğe gömülmüştü ve bir yas havası hâkimdi. Halbuki kimse ölmemişti. Ama Derek gergindi; doğal olarak Isaac ve Scott da gergindi. Bu -elbette doğal olarak- benim de gergin olduğum anlamına geliyordu ki benim gergin olmam Lydia'yı ve Lydia da geri kalanları etkiliyordu. Sonunda hepimiz koltuklarımıza gömülmüş vaziyette dönüş yolculuğunu tamamlamayı başardık.
Beacon Hills'te geçirdiğimiz dört günlük tatilden -ızdıraptan- sonra geri dönmek yorucuydu. Yılbaşı kutlamalarını babamla geçirme planım da toprağa gömülmüştü. Argentları elime geçirirsem gerçekten hepsini zevkle boğacaktım. Sadece yılbaşını mahvettikleri için değil; Derek'in yüzünün asık olmasına sebep oldukları için. Yol boyu surat asmıştı.
Scott'la konuşmam gerektiğini bahane ederek yurdun önünde indiğimde Derek bana birkaç saniye sessizce baktıktan sonra "Eve gelecek misin?" diye sordu.
Başımı sürücü tarafının camından içeri sokup dudaklarına hızlı bir öpücük bıraktım. "Elbette geleceğim. Kısa bir işim var."
Cevap vermedi. Giderken öyle mutsuz görünüyordu ki araç görüş açımdan çıkar çıkmaz en yakındaki direği tekmeledim. Direk hafifçe içeri göçtü. "AMINA KODUMUN AVCILARI!"
Ayağımın tekrar havalandığını gören Scott beni koltuk altlarımdan kavrayıp sürüklemeye başladı. "Dostum, insanlar bize bakıyor," dedi yurdun camlarına özür dileyen bakışlar atarak. "Isaac, bavulumu getirir misin?"
Isaac başını iki yana sallayarak bavullarla birlikte bizi takip etti. Merdivenlerden yukarı sürüklenirken bildiğim bütün küfürleri sıralamaya devam ettim. Isaac bavulu odanın kapısına bırakıp kendi odasına giderken Scott beni odamıza soktu ve içeri fırlatırken "Anasını sikiyim Stiles! Sen kilo mu aldın?" diye çıkıştı.
"Acılarımı sırtlandım, o mu fazlalık etti acaba?" Yapay bir gülümsemeyle ona bakarken yerde duran bir tişörtü tekmeledim. "Şu odayı biraz toplasan mı?"
"Oda arkadaşım biraz daha duyarlı olsaydı belki-"
"Isaac'le oda arkadaşı olsana," dedim lafını kesip umursamazca yatağa yığılırken. Başımın altındaki küçük kutuyu uflayarak yere savurdum. "Cidden adamım. Hem kendini kontrol etmene de yardımcı olur."
Scott bavulunu odanın ortasına açıp kıyafetleri hışımla dışarı fırlatırken "Olmaz," diye kestirip attı. Esmer yanaklarının kızardığı gibi garip bir algıya kapıldım. "Isaac'le aynı odada kalamam."
Diklenip oturdum. "Niye kalamıyorsun?" Kaşlarım çatıldı. "Yatağını ıslatmayı birkaç yıl önce bırakmamış mıydın?"
"Aman ne komik," diye söylenirken kazaklarından birini yüzüme fırlattı.
Kazağı çekip yüzümden ayırırken "Cidden ama," dedim. "Niye birlikte kalmayasınız? İkiniz de kurtsunuz. Sana saldıracağından mı kor-"
Scott bavulu büyük bir gürültüyle kaldırıp kenara koyarken bıkkın bir iç çekişle sözümü kesti. "Stiles, hatırlamıyor olabilirsin ama ondan hoşlanıyorum. Aynı odada kalmak demek aynı banyoda duş almak, sürekli aynı havayı solumak ve tanrı bilir birbirini hangi olmadık anlarda görmek demek. Kaldırabileceğimi sanmıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faculty of those stuck in the past | sterek [b×b]
FanfictionTEEN WOLF FANFICTION | sterek | b×b Hayat size çok şey öğretebilirdi. Ama Stiles Stilinski'ye göre, hayat size bir bok öğretmiyordu. Bunu kampüsün ortasında sebepsizce gözyaşlarına boğulduğunuzda ya da yemekhanedeki bezelyeler boğazınıza dizildiğind...