Başka Şans- 11

266 14 3
                                    


Öncelikle yorum yapan, oy veren herkese teşekkür ederim. Cidden. Bu beni motive ediyor. Diğer konuya gelince.. Olay kurgusu ile ilgili ufak bir sorun yaşadığım için bu bölümü bir türlü bitiremedim. Taslak kısmı, bölüm bağlantıları filan zor şeylermiş. Yani geciktiğim için üzgünüm. Şimdilik düzene soktum gibi. Bakalım =))

Daha fazla uzatmıyorum. Size iyi okumalar =)))

Biz ikimizde kapıda öylece birbirimize baktık. "İçeriye davet etmeyecek misin? " diye sorduğunda kendime geldim. Kenara kayıp geçmesini bekledim. Amber haberleri bu kadar hızlı yaydığına göre gerçekten sinirlenmiş olmalıydı. Babam içeri geçerken arkasından takip ettim.

"Merak etme. Çok kalmayacağım. " deyince şaşırdım. Çoğul konuşmamıştı. Ben daha çok eşyalarımı toparlatıp eve döndüreceğini düşünmüştüm. Ben bunları düşünürken aniden duran babama çarptım. Ne olduğunu soracakken salonda oturan Duncan'ı gördüm. Babam gelince onu tamamen unutmuştum. Babam hemen bana dönüp açıklama beklercesine yüzüme baktı. Duncan bizi görüp ayağa kalkmıştı. O konuşmaya başlamadan durumu toparlamam gerekiyordu.

"Komşum. Kahve için uğramıştı. Şimdi gidicek zaten. " deyip bakışlardan kurtulmaya çalıştım. Duncan ne olduğunu anlamamış benden bir açıklama bekler gibi bakıyordu. Babam yanına gidince panik moduna geçtim. "Duncan bu da babam. Eminim adını duymuşsundur. " dedim uyarı amaçlı.

"Evet, tabikii duydum. Sizinle tanıştığıma çok memnum oldum Bay LANDERS. İş konusundaki zekanıza hayranım. " deyip babamı ve beni şaşırttı. El sıkışmaları bittikten sonra "Bende tanıştığıma memnum oldum genç. " dedi. Duncan sert bakışlarımı sonunda anlayıp "Ben gideyim artık. Size iyi günler efendim. Tanıştığıma memnun oldum. " deyip çıkışa yöneldi. Babam Duncan gittikten sonra bana dönünc "Sadece arkadaş gerçekten. " dedim. "Onun için değil sadece tanıdık geldi. " dedi kaşlarını çatıp. Omuz silkip asıl konuya gelmesini bekledim.

Tekli koltuğa oturup benimde oturmamı bekledi. O konuşmaya başlamadan önce - konuşmaya başladıktan sonra asla karşısındakinin konuşmasına izin vermez- ben başladım.

"Dün gece olanlar yüzünden geldiğini tahmin edebiliyorum. Bu sefer benim hiçbir suçum yoktu ama. Bütün kışkırtmaları o yaptı. Ayrıca üniversiteyi de bırakmıyorum. Beni buradan zorla götüremezsin. Gerekirse çalışır tüm parayı kendim öderim. Ama seninle gelmiyorum. " sonlara doğru sesimi yükselttim. Başta sadece özür dilemeyi düşünüyordum ama ağzımdan çıkanlara kendim bile inanamadım. Babam kadar bende şok olmuş, nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. "Özür dilerim. Ben bir anda öyle şey olunca. " diye mırıldandım. Yaptığıma hala inanamıyordum. Babama asla karşı gelmeyen ben ona rest çekiyordum.

"Bilgin olsun diye söylüyorum küçük hanım buraya seni götürmek için gelmedim. " dediğinde daha fazla şaşırdım. Beni buraya götürmek için gelmediyse ne için gelmişti o zaman?

"Dün geceyi videoya çekmişler. Amber sana mahkeme açtı. Avukatımla konuştum. Duruşmalara gitmene gerek yokmuş. Videonun tamamını yayınladığı için kışkırtma olduğu görülüyor. Çok sorun çıkmaz. Gelelim buraya neden geldiğime.-İşte eğlenceli kısmı!- Olanları öğrenince Lisa ile konuştum. Seni götürmemem konusunda beni ikna etti. Ancak yaptığının bir bedeli olucak tabiki. Arabana ve kredi kartlarına veda et. Ayrıca harçlıkta yok artık. Bundan sonra kendi başınasın. Evi satın aldığım için şanslısın. Artık tüm masraflarını kendin karşılayacaksın. Böylece belki de partilerden, alkolden ve uyuşturucudan uzak durmuş olursun. " dedi. Ağzım açık ona bakıyordum. Para yok, araba yok, kredi kartı yok. Nasıl yaşamamı bekliyordu acaba?

İÇ İÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin