İÇ İÇE

Beklenmedik Mesaj-14

Yazım hatalarım varsa şimdiden özür dilerim. Bir an önce eklemek istedim. Umarım beğenirsiniz =)

"Hayır, neden öyle dedin ki şimdi?" dedim. Saatin geçliğini kast etse hiç gelmez yarını beklerdi sonuçta. "Yüzünde bir şey var çünkü. " dedi gülerek. Ne olduğunu soracaktım ki maske yaptığımız aklıma geldi. "Maske yapmıştık. İçeriye gelsene kapıda kaldın. " dedim. "Kate hala burada mı? " dedi. Tam cevap vericekken "Ben şunu çıkartıyorum artık. Yüzüme ifade bile yerleştiremiyorum ve bu çok sinir bozucu. " dedi Lucas.

Duncan kaşlarını çatıp "Lucas mı? " diye sordu. "Geç hadi içeriye. " dedim. Bu sefer itiraz etmeden içeriye girdi. Yanımdan geçerken burnuma sigara içki kokusu geldi. Çok içmiş olmalıydı. Onu takip edip salona geçtim. Kate Duncan'ı görüp uzandığı yerden kalkmıştı. Duncan ayakta dikilmeye devam ederken "Sende mi buradaydın? " dedi Kate'e. Gülüp "Evet, pijama partisi yaptık. Geç kaldın. Summer Lucas'a maske yaptı. Halini görmeliydin. " deyip Duncan'a sarıldı. Geri çekilip "Çok fazla içmişsin. Sorun ne? " dedi. Demek ki doğru tahmin etmişim. Duncan koltuğa oturup başını akasına yasladı ve gözlerini kapattı. "Hiç bir şey. Demek Lucas'ın maskeli halini kaçırdım ha. " deyip konuyu değiştirdi. Kate bana bakınca omuz silkip "Sana kahve yapıyorum. Sende ister misin Kate? " dedim. Duncan hiç sesini çıkarmadı. Kate "Hayır, ben şu yüzümdekini çıkartayım. " dedi. Mutfağa gitmeden önce "İyi misin? " dedim Duncan'a. "Evet, kahve çok iyi olur. " dedi. Bunu söylerken en azından gözlerini açmıştı. Ona gülümseyip mutfağa geçtim. İkimize kahve hazırlarken Lucas'ın içeriye geçip Duncan'la konuştuklarını duydum. Makineyi beklerken bende yüzümdeki maskeden kurtulmak için banyoya gittim.

Mutfağa giderken Kate de bana katıldı. "Daha öncede bu halde geldi mi? " dedi. "Hayır, daha önce hiç içip içip kapıma gelmemişti. " dedim gözlerimi devirerek. "Sorun neyse Lucas halleder. Duncan'ın kendini sınırlandırmadan açtığı tek insandır kendisi. Tabi kimse Lucas'ın karşısında sırlarını anlatmadan duramaz ya neyse. Herifte şeytan tüyü var resmen. Ne zaman baş başa kalıp konuşsak ağzımdan çıkanları kontrol edemiyorum. Çok sinir bozucu. " dedi. Tek kaşımı kaldırıp ona döndüm. Konunun Duncan'dan Lucas'a getirmesi karşısında şaşırmıştım. Kızarıp "Her neyse. Şunları götürmene yardım edeyim. " deyip kahve bardaklarını aldı. "Sakin ol şampiyon. İçlerinde kahve yok daha. " dedim. Ben gülmeye başlayınca o da çok fazla dayanamadan gülmeye başladı. Ben bardaklara kahve doldururken "Lucas demek. Hımmmm. " dedim. "Ne olmuş bana? " diye yanımıza geldi Lucas. Kate kızarıp "Hiçbir şey. Ben içeriye gideyim. Sen getirirsin. " deyip gitti.

Lucas'a dönüp "Her şey yolunda mı? " dedim. Tezgaha yaslanıp "Evet, her ay avukatıyla görüştükten sonra böyle olur. Toparlar kendini merak etme. " dedi. Soru sormama fırsat vermeden kahve bardaklarını alıp içeriye geçti. Tezgaha yaslanıp başımı iki yana salladım. Erkekler, her zaman gizemli olmak zorundalar sanki. İçeriye girdiğimde herkes neşeyle sohbet ediyordu. Sehpanın üzerindeki asetonu ve birazda pamuğu alıp yere oturdum. Ben elimdeki kırmızı bulamacı silerken Duncan "Kızların bu işlerde genleri sayesinde usta olduklarını sanırdım. " deyip güldü. Hepsi gülerken "Ben mükemmelim zaten. Ancak arkadaşının hiçbir becerisi yok. " dedim Lucas'ı işaret ederek. "Tanrım, bu felakete sen mi sebep oldun? " deyip tekrar gülmeye başladı. Hep birlikte gülerken Lucas ellerini havaya kaldırıp "Tamam, benim suçum. Ama başlarken gerçekten de kolay olduğunu sanmıştım. Kızlar bunu yaparken o kadar kolay görünüyordu ki. Bu konuda doğuştan yeteneklerin olmalı gerçekten de. " dedi. Yarım saat daha oturduktan sonra Kate esnemeye başlayınca yatmaya karar verdik. Zaten saat bire geliyordu. Kate benim misafir odamda Lucas'ta Duncan'da yatmaya karar verdi. Onlar gittikten sonra bizde etrafı toplayıp yattık.

Yatağa yattığımda ne kadar yorulduğumu fark ettim. Sırt üstü yatıp ağrı bulutunun vücudumdan akıp gitmesini bekledim. Bu his çok hoşuma gidiyordu. Bu sırada uyuyakalmış olmalıyım ki telefonun titreşimiyle aniden yatakta doğruldum. Saate bakınca kırk beş dakika da olsa uyuduğumu anladım. Telefonu alıp mesajın kimden geldiğine baktım. Ekranda yazan ismi görünce şaşırdım. Duncan mesaj atmıştı. Ayrılalı çok olmamıştı. Neden mesaj attığını merak edip mesajı açtım.