Gizli Saklı Öpücük-7

419 3 0
                                    

O içeriye geçerken "Lüks bir yer. Ona göre bir şeyler seç. " dedi. Kafamı sallayıp hemen dolabımın karşısına geçtim. Siyah bir elbise seçip hemen makyajımı yapmaya başladım. Saçlarım fena değildi. Makyajımı da bitirince ayakkabılarımı giyip aynada kendime baktım. Lisa dolabıma mükemmel parçalar katmıştı. Bunları Duncan için giymediğime kendimi ikna edip içeriye onun yanına geçtim.

Koltuğa yayılmış oturuyordu. Geldiğimi hissedip toparlandı ve bana baktı. Bir iki dakika boyunca ağzı açık beni süzdü. Bakışlarından aldığım keyifle gülüp elimi belime koyup ona poz verdim.

Kafasını sallayıp ayağa kalktı. "Cidden bu elbiseyle mi gelmeyi düşünüyorsun? " dedi. Şaşırmıştım, bu elbisenin gayet uygun olduğunu sanıyordum. "Nesi var elbisemin? " dedim üzerime bakıp. " Tanrı benim yardımcım olsun. Yürü hadi geç kalıyoruz. " deyip yürümeye başladı. Kahkaha atıp peşine düştüm. Çıktığı -düzeltiyorum çaktığı- kızları bile bu derece umursadığını görmemiştim. Ahhh, hayır bu keyfimi yerine getirmemeliydi. Bu gece çok tatlı bir çocuk bulup onunla kafamı dağıtmam gerekiyordu. Evet, bunu kesinlikle yapmalıydım.

Arabaya bindiğimizde kendi kendine homurdanmaya devam etti. Bir süre sonra da bana dönüp "Hep böyle mi giyinirdin sen? " dedi. Gülüp "Hayır, bunlar Lisa'nın yeni harikaları. " dedim.

"Amanda başının etini yiyecek. " dedi gülerek. "Belki de ona söylemezsin. " dedim. "Bu işten çıkarım ne olur peki? " dedi tek kaşını kaldırarak. Tanrım, bana yardım et! O kadar tatlıydı ki dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Hey, orda mısın? " diye sorunca kendime geldim. "Anlaşma mı yapmak istiyorsun? Peki, sen bu konuda bir şey söyleme bende yarın senin şu kahveni yapayım. Ne dersin? " dedim uzlaşmacı bir tavırla. O ise kahkaha attı ve "O kahveyi zaten yapıcaksın güzelim. Şuna ne dersin? Ben ağzımı açmayım sende yarın bana akşam yemeği hazırla. " dedi.

Bu sefer ben kahkaha atmıştım. Ben ve yemek yapmak mı? Bu konularda hiç iyi değildim. "Ben yaparım ama ortaya ne çıkar bilemem ama tatlı yapabilirim. " dedim. Dediklerime güldü. "Beceriksiz şey seni. O zaman yarın saat sekizde sana geliyorum. Beraber yemek yapıyoruz. Tabi sen bir de tatlı yapıcaksın. " dedi. ona döndüm ve "Sen ciddi misin? " dedim. Akşam, birlikte, benim mutfağımda. Hayal bile edemiyordum.

"Kabul ettin sayıyorum. Söyle bakalım, tüm geceliklerin öyle mi? " diye sordu. Konudan konuya atlaması karşısında şaşırsam da söyledikleri yüzünden utandım. Bunu belli etmemek için omuz silktim ve "Sanırım bu beni ilgilendirir. " dedim. Gülüp bana doğru bir bakış attı.

"Erkek arkadaşında olmadığına göre ya kendin için giyiyorsun ya da bir gecelik bir şeydi. " dedi. "Erkek arkadaşımın olmadığı nerden çıkardın? " dedim meydan okuyan bir tavırla. Kocaman bir kahkaha attı ve "Eğer olsaydı partiden partiye koşmana -hem de benimle birlikte- asla izin vermezdi. " dedi. Bende omuz silktim. "Lisa'nın getirdiği tüm gecelikler o tarz merak ediyorsan. " dedim. Derin bir nefes alıp gözlerini önüne dikti.

Yolun geri kalanı daha güvenli konulardan bahsettik. İşinden, okuldan, bizimkilerden bahsettik. Arabadan inince barın önündeki uzun kuyruğu görünce şaşırdım. Duncan kolunu omzuma dayayıp beni kendine yapıştırdı. Kulağıma doğru eğilip "Yanımdan ayrılma sakın. " dedi. Mükemmel kokusunu içime çıkarken öyle bir niyetim yok zaten, diye düşündüm. Duncan fedainin yanına yaklaşıp erkekçe selamlaştı. Tanıştıkları belliydi. Biz içeri girerken Duncan'a "Nerden tanıyorsun? " dedim. "Eskiden çalıştığım yerde çalışıyordu. " diye cevapladı beni. Kafamı sallayıp boğuk gelen müziğin kaynağına doğru gitmeye devam ettim. Beni kendine iyice yaklaştırdı ve içeriye öyle girdik. Gerçekten çok kalabalık ve güzel bir yerdi. Yan tarafta localar tam karşımızda ise bar kısmı vardı. Duncan beni localara doğru çekiştirince etrafı izlemeyi bırakıp ona ayak uydurdum.

İÇ İÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin