Karışık- 15

165 11 1
                                    

Uzun süre bölüm yayımlayamadığım için üzgünüm. Bir türlü konuyu toparlayamadım. İsim değişikliği filan yapınca da bir süre yazamadım. Şimdilik plan belli oldu gibi. Bir süre düzgün bir şekilde bölüm ekleyeceğimi umuyorum. Yazım hataları varsa üzgünüm. Umarım beğenirsiniz =)


Aptal gururumun başıma bela açıcağını biliyordum. Sadece bunun bu kadar yorucu düşünmemiştim. Sabaha karşı dört gibi işten çıkmıştım ve yarım saattir eve kadar yürüyordum. Henüz evi göremesem de çok yaklaştığıma emindim. Hava biraz serin olduğu için kollarımı bedenime dolamış yorgunluktan ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. İyi ki ayağımda düz ayakkabılar vardı. Neden bu halde olduğumu merak edenler için olayları başa sarıyorum.

Arabada çenemi kapatmamış olmam bana pahalıya atladı. Zaten aramızda hafif bir gerginlik vardı. İlk önce sessiz kalsam da aklıma avukatı geldi ve merak beni ele geçirdi. "Kimi öldürdün söyle bakalım. " dedim şakacı bir şekilde. Sorunum onun bunu pek komik bulmamasıydı. Bana yavaşça dönüp "Ne? " dedi. Bunu o kadar soğuk bir sesle söylemişti ki başta cevap veremedim. Daha sonra da kekeleyerek "Ya-yani avukatını kast etmiştim. Neden geldiğini. Tabi ki senin katil olduğunu filan kast etmedim. " dedim. Neden bu kadar alındığını ve soğuk davranmaya başladığını anlamamıştım. "Sadece şaka yapmak istedim. " dedim sakince.

"Belki de yol boyunca çeneni kapatmalısın. Avukatın neden geldiği seni hiç ilgilendirmez. Kendi işine bak. " dedi. O kadar soğuk konuşuyordu ki neler olduğunu anlamadım. Onu tanımasam şakamın gerçek olduğunu ve bunun için o şekilde davrandığını düşünürdüm. Sadece merak etmiştim e ben onun arkadaşıydım. Tabi ki böyle şeyleri merak edebilirdim. Bu kadar sinirlenip bana kaba davranmasına gerek yoktu. Bunları düşündükçe bende sinirleniyordum.

"Sadece merak etmiştim. Bu kadar kaba davranmak zorunda değilsin. Özel deseydin de soru sormazdım. " dedim. "Seni ilgilendirmeyen şeyleri merak etme. " dedi yine kabaca. "Affedersin, arkadaşın olarak seni merak etmek gibi bir hakkım var sandım. " dedim kızgınca. "Senden beni merak etmeni isteyen olmadı. Sen yokken de yeterince sorunum vardı zaten. " dedi. Beni sorun olarak görmesi beni gerçekten delirtti. Arabayı durdurup inmeye başlayınca gelmiş olduğumuzu fark ettim. Arkadan çantamı alarak indim. Yanından geçerken de "Eve kendim dönerim. Böylece senin de sorunlarından biri çözülmüş olur. " dedim. Onu beklemeden hızlıca arka kapıdan içeriye geçtim.

Gece boyunca da gerçek bir konuşma yapmadık bir daha. Beni sorun olarak görmesine inanamıyordum. Tamam, arabam olmadığı için onunla gidip geliyor olabilirdim ama evimiz aynı yerdeydi zaten. Ayrıca her seferinde işi olursa kendim gidebilirim diye söylüyordum. Hem gecenin bir yarısı attığı mesaj yüzünden onu gizlice yatağına alırdı ki? Peki, son soruyu yok sayıyorum. Bunu her kız yapardı. Onu bir görmelerinin yeteceğini biliyordum.

Bu gece aklımdakileri atıp sadece tepsilere odaklanmaya çalıştım. Geçen geceden daha az içki dökmüştüm. Molasından dönen Jess "Aman Tanrım, o tepsi kuru mu yoksa? İşte böyle kızım. " deyip popoma şaplak atmıştı. Kahkaha atıp "Biliyorum, kariyerimin zirvesindeyim. " dedim. Tepsiyi siparişlerle doldurması için Duncan'a verdim ve "Ben moladayım. Jess götürür. " dedim.-Bu gece boyunca ettiğimiz tek muhabbetti işte. Bazen bir şey söyliycek gibi olsa da ona konuşma fırsatı tanımadan uzaklaşıyordum.- Jess başıyla onaylayıp bar taburesine tünedi. Bende yanlarından ayrılıp mekanın arkasında kalan küçük terasa gittim. Burası mola vermemiz için yapılan ve arka sokağa bakan çok geniş olmasa da şirin bir terastı. Oturma koltukları bile vardı. En güzeli ise hiç müzik sesinin gelmemesiydi. Üçlü koltuğa uzanıp ayakkabılarımı çıkarttım. Hafta içi olduğundan işler daha durgundu. Yine de sürekli ayakta durmak bile yoruyordu. Ben orda uzanmaya devam ederken bar kapısı açıldı ve Duncan dışarıya çıktı. Etrafı tarayıp beni görünce yanıma gelmeye başladı. Hala kalmamıştım. Ayakucuma geçip koltuğun köşesine oturdu.

İÇ İÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin