Bayan Bacak-12

279 15 5
                                    


Beğeniler ve yorumlar için çok teşekkür ederim =) Yazım yanlışlarım olabilir şimdiden üzgünüm. İyi okumalar =)

Tanıdıklarını araya sokup işlerini gören tiplerden değildim. Bu benim için bir ilkti ve çok gergindim. Tahmin edebileceğiniz gibi Duncan gece işe giderken beni de yanına almıştı. Max'in orada olduğunu umut edip gelmiştik. Ancak bir saattir bar taburesine oturup gelmesini bekliyordum. Geldiğimizde Duncan, Lexi ile konuşup daha gelmediğini öğrenmişti. -Bu arada Lexi burada Max'ten sonra gelen yetkili kişiymiş. Taş gibi bir hatun olduğunu inkâr edemem yine de.- Duncan barın diğer tarafında çalışırken benim gözünün önünde durmamı söyledi. Bahanesi ise Max geldiğinde bana hemen haber verebilmesiymiş. Kesin öyledir zaten. -Evet, özgüven patlaması yaşıyorum.- Bir saattir vişneli kola içmeye çalışıyordum. İş görüşmesi olduğu için içki içmek istemedim. Aslında Max'in beni reddedeceğini düşünmüyordum. Yine de bunu ondan istiyeceğim için gergindim işte. Yanıma gelen birkaç kişi muhabbetimden sıkılıp kaçtığı için -şu hiç konuşmayıp dik dik baktığım muhabbetler- artık gelip tanışmaya veya asılmaya çalışan yoktu.

Duncan ile birlikte Paul'da barda çalışıyordu. Onunla Debby sayesinde tanıştığım için fazla yabancılık çekmiyordum. Ara sıra bana dönüp muhabbet ediyordu. Burası geceleri gerçekten havalı ve şık bir yerdi. Etrafta hep belli kaliteden insanlar vardı. Burada çalışmanın bu yüzden daha kolay olacağını düşündüm. Yanıma yeni birinin oturmasıyla oturduğum yerde toparlandım.

Size birazda potansiyel iş yerimden bahsedeyim. Daha önceden de tahmin ettiğim gibi üst katlar VIP bölümüydü. Ortadaki masalar kalkmış dans pistine çevirmişlerdi. Üst katlara ve localara servis yapılıyordu. Cam kenarında kalan bistro masalara servis yapılmıyordu. Dj için üst katta camdan bir bölüm vardı. Gerçekten seçkin kişilerin geldiği bir yerdi. Burada başıma herhangi bir bela açmazdım. Güvenli bölge. Duncan'ın bana seslenmesiyle kendime geldim. Barın diğer tarafına geçmiş bana bir şeyler söylüyordu.

"İyi misin sen? " diye sordu. Neler kaçırdığımı merak ettim. "Evet, dalmışım sadece. Ne demiştin? " diye sordum. "Max gelmiş. Odasındaymış. Paul beni idare edicek. Seni Max'in yanına götüreyim. " dedi ve yürümeye başladı. Oturduğum yerden kalktıp onu takip etmeye başladım. Merdivenlere geldiğimizde iki tane güvenlik görevlisi vardı. Duncan onlara bir şeyler söyledi ve biraz bekledikten sonra bizim için merdiven girişini boşalttılar. Kulaklıklarından Max il konuştuklarını tahmin ettim. Her neyse sonuç olarak üst kattaydık. Solda VIP localar vardı. Ancak biz düz devam edip loş ışıklı koridora girdik. Koridordaki dört kapıdan en sonuncusu Max'indi. Diğer kapıların ise nereye açıldığını bilmiyordum. Duncan önde ben arkada içeriye girdik. Max'in odası kırmızıya boyanmış ve mobilyaları da tamamen siyahtı. Etkilendiğimi söylemem gerek. Sert ve tehlikeli bir havası vardı odanın. Masanın arkasında oturmuş telefonla konuşuyordu. Masanın diğer tarafında iki tane tekli koltuk ve duvara dayanmış rahat görünümlü ikili deri koltuk vardı. Odanın bir duvarı ise tamamen camdı ve şehir ışıklarıyla harika bir manzarayı gözler önüne seriyordu.

Max bizi görünce eliyle koltukları gösterdi ve konuşmasına devam etti. Duncan ile karşılıklı oturduk ve Max'i beklemeye başladık. Çok geçmeden telefonu kapatıp ayağa kalktı. Sarılmak için olduğunu anlayınca bende kalktım. Sarıldıktan sonra "Seni gördüğüme sevindim. İyi ki geldin. Nasılsın? " diye sordu. Beni kendisiyle birlikte ikili koltuğa çekerken "İyiyim. Ayrıca mekanına bayıldım. Burası cidden harikaymış. " dedim.

"Biliyorum. Burayı adam etmek için epey vakit harcadım ama değdi sonunda. Gerçekten iyi misin? Burada istediğim gibi takılabilirsin. Ayrıca kimsenin senden hesap almamasını söyledim bile. " dedi.

İÇ İÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin