Parti Zamanı

497 6 0
                                    

Kafeteryaya girdiğimizde hala partiyi düşünüyordum. Bu yüzden Kate’in beni bir masaya oturtmasına izin verdim. Kate’in omzuma dokunup Kahve almaya gideceğini söylemesiyle dünyaya iniş yapmış oldum. Ona gülümseyip başımı salladım ve önüme döndüm. Tam karşımda Duncan oturuyordu. Kafasını yana eğip bana garip bir şekilde gülümsedi.

Ahh… Bazı yerlerimin kasıldığını hissettim. Tanrım o kadar seksiydi ki aklıma gelen her şey terli ve pis şeylerdi. Alışkın olduğum hassas, tatlı sevişme yerine bu adam bende sert, pis ve oldukça hararetli sevişmeleri hayal ettiriyordu.

Kendimi hemen toparlayıp ona selam verdim. O anda yanındaki kızda kollarını ona dolayıp “Sana da selam tatlım.”dedi. Yanındaki kız mı? Hayır, dünkü sarışın, boyum kadar bacaklı, değil. Bu sefer yanında daha minyon ve kızıl bir kız vardı. Korumacı bir tavırla kollarını Duncan’a dolamıştı. Parti için bu kadar endişelenmeseydim, bunları görür görmez bir bahane bulup kaçardım. Artık her şey için geçti.

Bu çocuğun karşısında neden bu kadar gerilip sapık birine dönüştüğümü bilmiyordum. Belki de parfümünde afrodizyak filan vardır. Biz garip üçlü sessizce otururken “Akşam parti varmış.” Diye muhabbet açmaya çalıştım. Kızıl “Ne partisi, kimin partisiymiş?” diye sorunca Duncan sesli bir şekilde nefesini verdi ve kızın kollarını çözdü.

“Senin davetli olmadığın bir parti. Belki de artık kalkmalısın. Seni sonra ararım.” Dedi. Kız ağzını açıp bir şeyler söyleyecekken Duncan bana dönüp “Adresi bilmediğine eminim. İstersen gelip seni alabilirim.” Dedi. Kızıl bir bana bir Duncan’a baktı ve hızla eşyalarını toparlayıp gitti. Kızlara bu şekilde davranıyorsa onu görünce arkamı dönüp kaçmam gerekirdi. Takıldığı kızları sadece becermelik nesneler olarak gördüğü belliydi. Ve şu anda tüm ilgisi bendeydi. Yaptığım hatalar aklıma gelince cevabım belliydi. Yine de onu reddetmek imkânsız bir şeydi.

“Eee, ne diyorsun?” diyen Duncan’a döndüm tekrardan. “Neye ne diyormuş bakalım?” diyerek yanıma oturan kurtarıcı meleğim Kate’e döndüm ve uzattığı kahveyi alıp teşekkür ettim. Bu sırada Duncan “Summer evin adresini bilmiyordur diye partiye bırakmayı teklif ettim.” Dedi tatlı tatlı gülümseyip.

“Aslında çok iyi olur. Evin adresini mesaj atarım diyordum ama bu daha iyi bir fikir. Hem dönüşte alkollü araba kullanmak zorunda kalmazsın.”

Kate’in bu sözleri üzerine Duncan’ın gülümsemesi sinsi bir hal aldı ve “Kesinlikle katılıyorum.” Dedi. Kahvemden bir yudum alıp “Ah hayır, gerek yok. Beni becerip teminki gibi davranamazsın. Bu yüzden hiç gerek yok.” demeyi çok isterdim. Ağzımdan ise “Tamam ama sana zahmet olmasın?” dedim. Gerçekten mi? Zahmet olmak mı? Niye böyle saçma cümleler kuruyordum ki? Birde kabul etmiştim teklifini. Canıma susamıştım resmen. Bu çocuk beni çiğ çiğ yerdi.

Duncan ve Kate kahkaha atmaya başladılar. Aniden masaya oturan David ve Lucas kaşlarını kaldırıp bana döndüler. David “Yine kızarmışsın. Neyi kaçırdık biz?” dedi. Kate gülmesine ara verip “Akşamki partiyi konuşuyorduk.” Diye göz kırptı bana. Lucas gülüp “ Bikini konusunu mu açtınız? Benim tercihim kırmızıdır, belirtmek isterim.” Dedi. Hep birlikte gülerken telefonumun sesiyle kendimi toparlayıp arayana baktım.

İÇ İÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin