"Hadi ama! Abartıyorsun. O kadar da sarhoş değildim.""Seungmin.. Sokakta gördüğün evsiz adama sarıldın ve 'Remus! Ölmediğini biliyordum' diye bağırarak ağladın."
Felix'in cümleleri bittiğinde küçük kamp alanımızı tekrar kahkahalar kaplamıştı.
Göl kıyısında Seungminle biraz daha - pekala birazdan bir kaç saat fazlaydı- muhabbet ederken - ki bunun çoğu kısmı, Seungmin'in utangaçlığının dağılması için havadan sudan konulardı-
Jisung'tan, kamp alanına döndüklerine dair bir mesaj almış ve saat gece yarısını biraz geçerken onlara katılmıştık.Seungmin'in gitarı eşliğinde şarkılar söyleyerek, bir şeyler atıştırarak ve saçma sapan oyunlar oynayarak epey vakit geçirmiştik.
Şuan ise saat üç civarıydı ve biz karavanların önündeki kamp sandalyelerinde oturmuş, ateş başında muhabbet ediyorduk.
"Bunun sarhoşlukla alakası yok Yongbok-ah..
Kitaptaki favori karakterlerinden biri öldüğünde 3 hafta yas tutmuştu." diye araya giren Changbin hyungla dudaklarını büzdü Seungmin."Sirius Black bir idoldü. Ölümü yas tutulmayı hak ediyordu."
"Sen Slytherin'sin aptal."
"Kabasın Jeongin. Bunun binayla bir ilgisi yok. Sirius ilk aşkımdı.."
"Ben Draco'ya düşüyordum."
"Hiç zevkin yok Jeongin."
"Hah! Klas zevkleri hiç anlayamayacaksın Lix hyung..
Senin favorin kimmiş?""Cedric elbette."
"Ne?! Yapma! Sen bile bu kadar zevksiz olamazsın."
"Neyi varmış Cedric'in?"
"Bir şeyi yok? Sorun o. Ayrıca hiç bir özelliği olmayan birine göre fazla burnu havada. Hem Harry'e yaptıkları unutulamaz."
"Bunu hallettiler! Ayrıca Turnuva Cedric'in hakkıydı. Bunu savunmasının yanlış bir yanı yok."
Jeongin ve Felix, ne olduğunu anlamadığım bu konu hakkında tartışırken gerçek bir münazara izliyor gibi hepimiz onlara kitlenmiştik.
Ta ki aynı anda dönüp:
"Seungmin?!"
"Seungmin hyung?!" diye bağırana dek.
Yanımda oturan Seungmin bir an irkilse de, basın açıklaması yapacakmış gibi bir ciddiyetle hafifçe boğazını temizledi.
"Öncelikle Cedric bence de haksız değil. Ve turnuva konusunda Felix haklı. Kazanan oydu. Harry şöhretini çaldı. Ve en başında onu düzgün tanımıyordu. En yakın arkadaşı bile sırt çevirmişken masum olduğuna inanmaması normaldi.
Ama öte yandan bir Hufflepuff olarak bunları yapması yanlıştı. Binasının adını lekeliyordu. Aynı zamanda Jeongin'in dediği gibi egoist biri. "
Üçü tekrar bir tartışmaya girerken hyunglar sıkılmış olacak ki onları görmezden gelip başka bir muhabbete döndüler.
Ben ise hala neler döndüğünü bilmemenin verdiği kafa karışıklığıyla Jisung'a eğilip fısıldadım:
" Neyden bahsediyorlar? "
"Harry Potter. Fantastik bir kitap ve film serisi.
Seungmin'in favorisi ve hepimize zorla yüzlerce kez izletti." derken göz devirmişti.Tekrar, dünyayı kurtarıyormuş gibi bir ciddiyetle tartışan üçlüye dönüp güldükten sonra bu kez hyunglara çevirdim odağımı.
"Denemek fena olmazdı Min. Eğlenceli görünüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opia (HyunMin)
Fiksi Penggemar'Anılar, onları hatırladığın sürece sana aittir..' Hwang Hyunjin, bir hastane odasında gözlerini açtığında hayatının son 2 yılı öylece elinden alınmıştı. *Tanıtım, bölüm olarak yayınlanmıştır. *