16. Baba

932 139 309
                                    

Gözlerimi geri açınca kolumun hiç sekmediğini, az önceki silah sesinin de benden gelmediğini fark ettim.

Silahın içini kontrol ettiğimde mermi falan yoktu, tamamen boştu. Sağ kulağımda cızırtıyla birlikte kahkaha sesleri yükseldi.

"Vay be!
Onu ciddi ciddi öldürecektin!"

Diz çöküp ağlamaya başladım. Babam öldürüldüğü için miydi? Yoksa onu ben vurmadığımdan dolayı hissettiğim gönül rahatlığıyla karışık boşluğa düşüşten miydi? Neydi bu gözyaşlarının sebebi?

Birkaç saniye sonra başımı da yere yaslayıp göğsümü tuttum. Kalbim acıyordu. Babamın cansız bedeni suyun içine düşmüştü.

Geminin içinde panik yaşanırken bazıları suya atladı, bazıları kaptana daha hızlı sürmesi için bağırdı.

Sinek Ailesinin adamları ise babamı vurduktan hemen sonra suya girmişti. Cesedini almaya gittiler.

Kıyıda beyaz torbayla bekleyen iki adam yüzünden orayı net göremiyordum. En son torbaya attıklarında ıslanmış gri saçlarını gördüm.

"Baba..."

♣️♣️♣️

Depoya dönerken bütün arabalarda coşku vardı. Bense liderin arabasındaydım. Camdan dışarıyı izliyordum.

Sigarasını yaktıktan sonra adamlarına "Onu morga götürün, yarına kadar bizde kalacak." dedi.

Gözlerimin hâlâ daha ıslak olduğunu görünce iç çekti ve sigara dumanını serbest bıraktı.

"Kaç aydır mafyada çalışıyorsun. Ne bu duygusallık? Babanı çok mu seviyordun sanki?"

Ondan nefret ediyordum. Ama ağlıyordum işte. Hâlâ o anın şokunu atlatamamıştım. Hiçbir cevap vermeden dışarıyı izlemeye devam ettim.

"Bunlar olgunlaşmanı sağlayacak Yongbok, güven bana."

♣️♣️♣️

Babamın meselesi bittiği halde annemin tembihlemeleri üzerine hiçbir yere gidemedim. Resmen artık Sinek Ailesinin çalışanlarıydık.

1 ay sonra yeni bir görev olduğunu öğrendik. "Kupa Ailesiyle tekrar buluşuyoruz. Geçenki toplantıyı telafi etmek istiyorlarmış!"

-Neyse biraz karı kız görürüz.
-Geçen buluşmada kaç kişi becerdin?
-3 ya da 4'tü.
-Yuh! Ben daha flörtleşemiyorum bile.
-O senin acemiliğin...
-Hahahaha

Yandaki konuşmalar midemin tekrar bulanmasını sağlamıştı. Donuk bir ifadeyle duvardaki slayta bakıyordum. Babamın ölümünden sonra ruhsuzlaşmıştım.

"Jennie yine Maça Ailesini çağırabilir, gizli ittifaklar. Hazırlığımızı buna göre yapalım. Anlaşıldı mı?"

Bununla kendime geldim. Hyunjin'i görebilir miydim? Kalp atışlarım anında yerine gelmişti, kanım canlanmıştı.

Bütün salon tek bir ağızdan bağırdı:
"ANLAŞILDI!"

♣️♣️♣️

Saçımı boyatacaktım. Belki bir ihtimal beni tanımaları güçleşirdi. Ve Hyunjin... Sarının bana çok yakışacağını söylerdi hep.

Kuaförde saçımı açtırdıktan sonra tam bahsettiği rengi seçtim. Kurulayıp şekil verdiler. Bambaşka birine dönüşmüştüm.

"Bu size çok yakıştı beyefendi! Kolay bir renk değildir, herkesin tenine gitmez."

Kill Bill | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin