🦌"Hayatım iki kelimeden ibaretti. Biri yalnızlık diğeri mavi. Birbirini tamamlamış iki bütündüler. İçimdeki boşluğu doldurandı mavi. Yalnızlık da onu karşılayan bir pencere misali..."
_____________________
Gözüme giren güneş ışıklarıyla uyandım. Alarmım henüz çalmadığına göre saat 6 civarıydı. Okulun beni bu kadar yoracağını düşünmemiştim hiç. Her zaman öğretmenin, öğrenmekten kolay olduğunu savunurdum. Boş bir tezmiş. En az öğrenmek kadar zordu öğretmek. Koca bir sınıfta birden fazla çocuğa laf geçirmeye çalışmak büyük bir sınav. Küçükken babam eve geldiğinde benimle çok oynamaz diye kızardım. Bana 'şimdi kardeşinle oyna biz senle daha sonra oynarız' derdi. Bende ona küser odama giderdim. Efe o zamanlar daha çok küçüktü. Ben onun oyuncaklarıyla oynamak yerine satranç oynamak istiyordum. Şimdi anladım ki babam öğrencileriyle ilgilenmekten çok yorulurmuş. Üniversiteden ilk mezun olduğumda bana şimdi yer değiştirdik papatyam demişti. O gün bu dediğine de anlam verememiştim. Oysaki demek istediği artık benim babama vakit ayıramayacağımdı. Mardin'e geleli üç hafta oluyordu. Ve ben babamla birkaç kez konuşabilmiştim. Genelde okuldan gelince yemek yer ardından derste işleyeceğim konulara bakıyordum. Birkaç kez Sudeyle oturduk. Onun dışında erkenden uyuyordum. Uyku düzenimde bozulmuştu. Kalkıp her sabah olduğu gibi duşa girip hazırlanmaya başladım. Beyaz bir gömlek ve kot pantolon giydim. Havalar ilk geldiğim günlere nazaran biraz daha serinlemeye başlıyordu. Kışlıkları yavaştan giyme vakti gelmişti. Henüz vaktim varken kendime güzel bir kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Bugün mahallenin yine toplanma günüydü. Makbule teyze ve Hatice teyze yine davet etmişlerdi. Pek gitmek istediğim söylenemezdi. Adem de nöbette olduğu için Sude de gelemeyeceğini söyledi. Tek başıma kalmak istemezdim. Her biri çok candan insanlardı fakat hala hepsini tanımıyordum. Kahvaltımı yaparken neredeyse bir haftadır girmediğim sosyal medya hesaplarıma bakındım. Gündemin bu kadar hızlı değişiyor olması beni şaşırtıyordu. Sudeye birazdan çıkacağımı hazır olması gerektiğiyle ilgili bir mesaj atıp bulaşıklarımı makineye yerleştirdim. Son kez alacaklarımı kontrol ettikten sonra evden çıktım. Sude evin kapısı açık makyajını yapıyordu.
"Geliyorum hemen Ahu sen git arabaya" Sudeyi beraber gittiğimiz her sabah 10-15 dakika bekliyordum. Biraz yavaş süsleniyordu diyebiliriz. Zaman zaman Adem için üzülmüyor değildim. Ben bile beklerken bu kadar sıkılıyorsam bir erkek olarak onu düşünmek beni güldürüyordu. Sude sonunda geldiğinde okula doğru sürmeye başladım.
"Kız bugün gidecek misin güne? Melda bekler şimdi seni. Taze dedikodu kaynağısın sen onun."
"Yok ya gitmem. Sende yoksun ben tek başıma ne yapıcam orada. Bir dahakine diyelim."
"Kübra var ya kız. Beraber gidiverin ne olacak."
"O da pek sevmiyor ki bu ortamları. Hem bende biraz dinlenmek istiyorum."
"Sen bilirisin kuzum. Akşam bize gel çay içelim o zaman."
"Bakarız, söz vermim şimdi."
"Tamam canım. Sizin edebiyat zümresi ne zaman toplanıyor? Bizim bugün dersler bittikten sonra toplanıyormuş."
"Ay hiç bilmiyorum ki. Zeynep'e sorayım okulda."
"Unutma aman. Sınavlarla ilgili karar alınacak. Sen orada yokken tüm sınavları sana hazırlatırlar sonra. Gerçi Zeynep müsaade etmez ama sen yine de unutma."
"Sağol canım. İyi hatırlattın. Yoksa kaynardı arada." Birkaç dakika sonra okula geldik. Hava serin olduğundan bahçe her zamankinden boştu. Bugün bahçede nöbetçi öğretmendim. Böyle olması beni daha az yoracaktı. Sudeyle vedalaştıktan sonra bahçeyi kontrol edip bende dersime geçtim. Bu sınıf ilk hafta yaşadığımız münakaşadan ötürü beni yoruyordu. Sınıf kapısını açtığımda yine aynı manzarayla karşılaştım. Herkes kendi kafasına göre takılıyordu. Kimisi tahtaya bir şeyler yazmakla kimisi yanındakilerle konuşuyordu. Kapıyı biraz sert kapatıp kendimi onlara fark ettirdim. Ardından oflayarak ders pozisyonuna geçtiler. Masama geçtikten sonra gözüm derse geç kalan çocuğun sırasına takıldı, gelmemişti. Tekrar kapıyı çarparak gelmemesini ümit ederek yoklamayı aldım. 9. Sınıflarda uyguladığım şiir okuma projesini onlara da sundum. 9.sınıflar gibi heyecanlı olmasalar da ekstra bir not için kabul ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEYLAN (mahalle kurgusu)
Teen Fiction"Mezun olup aylarca şu lanet sınava hazırlanıp sonunda bir şehire yerleşmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Ben Ahu Yılmaz. Çevremdeki herkesin bundan bir şey olmaz dediği zamanlarda biricik babamın aşık olduğu edebiyat bölümünden mezun olup kendimi...