"Bir yerden bir yere uçuyorsa kuşlar;
Mevsimler değişmiştir, insanlar da."(Cahit ZARİFOĞLU)
🦌
_____________________
Kızların ısrarıyla yan oteldeki bara gelmiştik. İçeri girdiğimizden beri yoğun sigara ve müzik sesinden başım dönmüştü. Geniş bir locaya oturmuş ayakta olan her yaştan insanı izliyordum. Gençler dünyadan habersiz dans ederken biraz daha orta yaşta olanlar kenardan onlara eşlik ediyordu. Önümdeki kokteyliden bir kaç yudum alıp yanımdaki muhabbeti dinlemeye başladım.
"Sanane lan benim askerlikte ne yaptığımdan?"
"Ben bilirim o tuale..."
"Olum sussana bu kızların yanında mı konuşulur pezevenk." Demir ve Kerim sürekli birbirine dalaşıyordu. Bu ekibin en komiği Kerimdi sanırım. Bu düşünceye tek sahip olanın ben olmadığıma emindim. Zira karşımdaki Kübra yanımdaki Kerim'e öyle dikkatli bakıyordu ki hayran olmuş edasıyla. Kerim'in söylediği her cümleye gülümseyerek bakıyordu. Diğerleriyle arasında olan bağdan daha farklıydı.
'Yani kerim abi demek istedim.'
'Kerim de gelmiş mi?'Aklıma gelen alıntılarla düşüncelerim biraz daha birleşti. Kübra, Kerimden hoşlanıyor olabilir miydi?
"Ay kızlar hadi kalkın eğlenelim. Oturmaya mı geldik?" Zeynep ayağa kalkmış hepimizin yüzüne bakıyordu.
"Aşkım saçmalama otur işte ne güzel bak muhabbet ediyoruz."
"Ay sorma ne muhabbet. Hiçbir şey duymuyorum ben. Kübra hadi." Kübra gülerek ayağa kalmış Zeynep'in yanına geçmişti.
"Baykuş otur oturduğun ye..."
"Of abi tatilimi zehir etme." Birbirlerine bağırıyorlardı. Ama müziğin sesinden ne dediği çok anlaşılmıyordu. Sude de yanlarına geçince bana döndüler. Erkeklerle tek kalmak istemediğimden bende çantamı bırakıp yanlarına geçtim. Gülerek kalabalığın arasına karıştığımızda bağırarak ortama ayak uyduruyorlardı. Hiç hoşlanmazdım böyle şeylerden. Onlara çaktırmadan aralarından sıyrılıp barmenin önündeki sandalyeyi çektim. Sude'nin tavsiyesiyle aldığım elbiseyi bir yerimin gözükmemesi için biraz çekiştirip oturdum.
"Bir votka alabilir miyim?" Barmen gülümseyerek yüzüme baktı.
"Vereyim güzellik." Onu takmayarak kızları izlemeye devam ettim. Çantam masada olduğu için telefonum da orada kalmıştı. Gözden kaçırmamak adına hem oturduğumuz locayı hemde kızları izliyordum. Yokluğumu çokta fark etmiş gibi durmuyordular. Demir ve Ademin de kızların yanına geldiğini görünce gülümseyip önüme konulan votkayı aldım.
"Selam" yanıma oturan adamın sesiyle ona döndüm. Gülerek yüzüme bakıyordu. Muhattap olmak istemediğimden kafamı sallayıp arkamı döndüm.
"Pek buraların insanı değil gibisin. Tek misin?""Hayır arkadaşlarımla geldim."
"Belli oluyor." Ben cevap vermedikçe bir şeyler soruyordu. Elimdeki bitmiş bardağı barmene uzatıp doldurmasını rica ettim.
"Amacım sana sulanmak değil. Bende en az senin kadar sıkıldım."Yan bir bakış atıp tavırlarına baktım. Dediği gibi sıkılmış duruyordu. Eliyle dans pistini gösterdi.
"Bak şuradaki mal gibi dans eden arkadaşlarımın zoruyla geldim buraya." Gülerek konuşmaya devam etti.
"Burada tek sıkılan benimdir diye düşünmüştüm." Son dediğine bende gülüp ona katıldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEYLAN (mahalle kurgusu)
Teen Fiction"Mezun olup aylarca şu lanet sınava hazırlanıp sonunda bir şehire yerleşmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Ben Ahu Yılmaz. Çevremdeki herkesin bundan bir şey olmaz dediği zamanlarda biricik babamın aşık olduğu edebiyat bölümünden mezun olup kendimi...