8.bölüm - Asla

267 41 86
                                    

Herkese selamlar! Nasılsınız?

Bölüm biraz geç geldiği için özür dilerim. Dün hastaydım ve bölüm yazmak için hiç halim yoktu ama bugün biraz kendimi toparlayarak bölümü yazmaya çalıştım. Bölüm biraz kısa oldu ama bazı şeylerin başlangıcına ilk adımımızı attık bu bölümde. 🤭

Önemli! - Yusuf ve Kübra sahneleri Hasbelkader'in bazı bölümleri ile paralel ilerliyor ama Murat ve Yüsra, Gökay ve Gökçe sahneleri Hasbelkader bittikten sonra yaşanılan olayları barındırıyor. Bu yüzden hem benim kafam karışıyor yazarken, hem de sizin okurken kafanız karışıyor muhtemelen. Yusuf Emre ve Kübra sahneleri de Hasbelkader'in bittikten sonra yaşanılan olaylarını barındırdığında Gökay ve Gökçe, Murat ve Yüsra sahnelerini yazmaya devam edeceğim. Yani onları okumak için bir kaç bölüm beklemeniz gerekiyor. 🥺❤️

Bu arada Whatsapp kanalım var;  oradan alıntılar, bölümler hakkında bilgiler söylüyorum ve bazen de sizinle konuşuyorum. Eğer katılmak isterseniz bio'm da olan linke tıklayarak katılabilirsiniz. Bu arada numaranız gözükmüyor, bu konuda rahat olabilirsiniz. 🤍

Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. Siz ne kadar çok yorum yaparsanız bende o kadar hızlı bölümü yazıp yayımlamaya çalışacağım. İyi okumalar! 🤍

🫀

Kübra Kara

Üniversiteye geldiğimde yeniden o hocayı görmek beni strese sokuyordu. Umarım bugün gelmemiştir.

"Merhaba, Kübra. Nasılsın?" diye sordu Yüsra. Hemen koluna girdim.

"Elhamdülillah iyiyim. Sen nasılsın?" diye sorduğumda başını salladı.

"Bende iyiyim. Dün ağlayarak dersten çıktın, ne olmuştu?" diye sorduğunda dünü hatırlamak bile gözlerimin dolmasına sebep oluyordu.

"Şehmuz hoca rahatsız etti beni." dediğimde Yüsra gözlerini büyüterek bana baktı.

"Oha! Şehmuz hoca mı? Yusuf dün sınıfa gelmişti. Şehmuz hocayı dışarıya çağırdı. Sonra Şehmuz hocanın hastaneye gittiğini öğrendik. Kolu kırılmış." dediğinde bende şaşırmıştım.

"Yusuf o yüzden yanımdan hemen ayrıldı." diye mırıldandım kendi kendime.

"Ne dedin?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım.

"Hiçbir şey. Allah şifa versin Şehmuz hocaya." dediğimde Yüsra başını salladı. Üniversitenin bahçesinde dersin başlamasını beklemeye devam ederken Yüsra üniversite çıkışında abisini görmüştü. Hemen üniversitenin çıkışına ilerlerken bende peşinden gitmiştim. Ama gitmez olaydım. Muhammed abinin yanında Yusuf Emre vardı.

"İstediğin bir şey var mı?" diye sordu Yüsra'nın abisi. Yüsra başını iki yana salladı.

"Üniversiteden çıktıktan sonra benim iş yerime gel. Seninle bir şey konuşacağım." dedi Muhammed abi ve Yüsra'nın alnına öpücük kondurdu. Yüsra gülümseyerek başını salladı.

"Allah'a emanetsin, abi."

"Sende, Yüsra." dedi Muhammed abi ve arabasına bindi. Bakışlarım Yusuf'a döndüğünde kaşlarını çatarak bizi izlediğini gördüm.

"Siz konuşun. Ben birazdan geleceğim." diyerek Yüsra yanımızdan ayrıldı. Siz konuşun derken? Neden bizi yanlız bırakmıştı ki?

"İyi misin?" diye sordu Yusuf Emre. Başımı salladım.

Vuslat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin