16.bölüm - Tek Yol

175 26 98
                                    

Herkese selamlar! Nasılsınız?

Bir ayın sonunda Kübra'nın duyguları ile bol bir bölümle geldim. Ahmet amcayı özleyenler burada mı? Eğer buradaysanız bu bölüm onu da bolca okuyoruz. 🤭

Yine yan çiftleri yazamadım... Genel olarak çift sahnesi yazacak hevesim yoktu, özür dilerim. İsterseniz gelecek bölümü sadece Murat&Yüsra, Gökay&Gökçe için yazayım? 🥲

Bu arada Whatsapp kanalım var;  oradan alıntılar, bölümler hakkında bilgiler söylüyorum ve bazen de sizinle konuşuyorum. Eğer katılmak isterseniz bio'm da olan linke tıklayarak katılabilirsiniz. Bu arada numaranız gözükmüyor, bu konuda rahat olabilirsiniz. 🤍

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar. ❤️

🫀

Kübra Kara

Yatağımda uzanarak bacaklarımı karnıma çekmiştim. O kadar ağlamıştım ki içim yanıyordu. Gözlerim ağrıyordu, başım ağrımaya başlamıştı. Üzüntüden midem bulanıyordu ama ağlamam asla durmuyordu.

İlk defa bir erkeğe karşı bu kadar yoğun duygular beslemiştim. Yusuf Emre'nin bakışlarını, yüzünü, gülüşünü, bana olan hassasiyetini, namaz kıldığını hayal etmeyi sevmiştim. Ben onu hayallerimde bile sevmiştim. Çok fazla sevmiştim. Ben ilk defa ailem dışında bir erkeğe güvenmek istemiştim. Genç yaşımda, evlilik gibi büyük sorumluluğu sırtlamak istemiştim. Yusuf Emre'ye güvenmiştim. Ama ona nasıl güvenmiştim ki? Ne ara tanımıştım da güvenmiştim? İlgisine nasıl bu kadar çabuk kanmıştım?

Sevgisiz büyüyen bir kız değildim, aksine hep sevgi ile büyüdüm. Ama şimdi... Nasıl bir erkeğin ilgisine böyle kendimi kaptırmıştım? Bundan öte... Yusuf Emre başkasını hamile bırakırken nasıl bana öyle güzel bakmıştı? Bakışları nasıl o kadar güzel olabilirdi? O bakışlar yalan mıydı? Nasıl yalan olabilirdi?

Onu çok seviyordum. Onu ne ara bu kadar sevmiştim bilmiyordum ama onu çok sevmiştim. Kapının önünde o kız fotoğrafı bana gösterdiğinde, 'Yusuf Emre ile birlikte olduğumuz gece çekmiştim bu fotoğrafı.' dediğinde kalbimde bir sızıntı oluşmuştu. Kalp ağrısıydı bu. Kalp yarası.

En acısı Yusuf Emre'nin kabul etmesiydi. Fotoğrafta ki kişinin kendisi olduğunu kabul etmişti. Çok utanmıştım. Babamın, abimin, annemin yanında böyle adamı sevdiğim için çok utanmıştım. Kız arkadaşları olduğunu biliyordum, içki içtiğini biliyordum ama bu kadar ileri gittiğinden hiçbir zaman haberim olmamıştı. Bir erkeği sevmek çok güzel gelirdi. Abilerim gibi, babam gibi bir erkeği sevmek güzelmiş oysa ki, Yusuf Emre gibi erkeği sevmek sadece kalp yarası bırakırmış insana.

"Kızım," Annemin sesiydi. "Güzel kızım." Babamın sesi. Kapıyı çaldılar. Ağlamaya devam ettim. Onların karşına bu hâlde çıkamazdım. Çok kötü gözüküyordum, ayrıca çok utanıyordum. Aileme hiç bahsetmemiştim bu durumdan. Sadece Mustafa abi, birde arkadaşlarım biliyordu.

"Miniğim." dedi Abdullah abim. "Küçük cadı." Ali abimdi. Yine kapıyı çaldılar. Açmaya çalıştılar ama kilitlediğim için açamadılar. Ali abimin Yusuf Emre hakkında söyledikleri aklıma gelince ağlamam şiddetlendi. Ona yumruk atması canımı yakmıştı. Evet, Yusuf Emre beni kırmıştı. Güvenimi kırmıştı, kalbimi kırmıştı ama o güzel yüzünde yara olsun istemiyordum. Hep güzel kalsın. Kıskansam da güzel kalmaya devam etsin.

"Canım." Meryem'in sesi. "Güzelim." Zehra'nın sesi. "Bebeğim." Elif'in sesi. Bir kaç saniye geçti. Kapıya birisi yaklaştı. "Kübra..." Yüsra bile gelmişti. Arkadaşlarım buradaydı, abilerim buradaydı ama benim istediğim tek kişi Yusuf Emre'ydi. Onu görmek istiyordum, konuşmak istiyordum, tüm sinirimi ondan çıkmak istiyordum. Gitmeden önce yapmak istediği açıklamasını duymak istiyordum. Onun yüzünden bu hâle gelmişken hâlâ onu istiyordum. Ona ihtiyaç duyuyordum.

Vuslat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin