10.bölüm - Vazgeçmemek

303 43 91
                                    

Herkese selamlar! Nasılsınız?

Bölümü biraz geciktirdiğim için özür dilerim. Ama size bir şey söylemek istiyorum. Okunma sayıyla kıyasta yorumlar ve oylar çok düşük. Lütfen emeğimi göz önünde bulundurarak oy verin, en azından bir kaç tanede olsa yorum yazarak düşüncelerinizi belirtebilirsiniz. Sadece bir kaç kişi hep yorum yapıyor ama diğer bir sürü insan sadece okuyup geçiyor. Beğenmiyorsanız eleştiri yapıp, okumaya bilirsiniz. Beğenmiyorsanız da lütfen oy vermeye dikkat edin. Bu benim emeğimin karşılığı. Şimdiden anlayışınız için teşekkür ederim. ❤️

Bu arada Whatsapp kanalım var;  oradan alıntılar, bölümler hakkında bilgiler söylüyorum ve bazen de sizinle konuşuyorum. Eğer katılmak isterseniz bio'm da olan linke tıklayarak katılabilirsiniz. Bu arada numaranız gözükmüyor, bu konuda rahat olabilirsiniz. 🤍

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar, ballarım. 💞

🫀

Yusuf Emre

Kübra'nı en son bir kaç gün önce görmüştüm. Sonra kafeye gelmemişti ama ben kafede çalışmaya devam ediyordum. Kübra'nı görmek istiyordum. Ne üniversiteye geliyordu son zamanlar, ne de kafeye. Onu görmemek beni delirtecekti.

"Masa 11'e götür bunları, Yusuf abi." diyen Gökay'ın sesini duydum. Hemen siparişi masaya götürdüm. Sevris ettikten sonra gülümseyerek yanlarından uzaklaştım. Bakışlarım kapıya gittiğinde Gökay'ın bir kaç kişiyle konuştuğunu gördüm. Onların arasında Kübra da vardı. Sanırım Gökay'ın ablası olmalıydı en önde durup Gökay ile konuşan hanımefendi. Onun arkasında bir adam duruyordu, herhalde eşiydi. Arkada ise bir çift daha vardı. Kübra ve Kübra'nın yanında da bir adam vardı. Parmaklarına baktığımda alyansı olduğunu gördüm. Evli olmalıydı.

"Masa dokuz iki tane çay istiyor." dedim siparişleri alan çocuğa. Hemen mutfağa doğru ilerledi. Ben ise mutfak kapısının yanında durarak Kübra'yı izliyordum. Bir kaç gündür onu görmüyordum. Onu görmek yeniden nefes almama yardım ediyordu. Onu görmeden geçirdiğim her gün susuz kalmışım gibi hissettiriyordu. Masaya oturduklarında onları izlemeye devam ettim ama bir kaç dakika sonra masadaki erkekler bana döndü. Benim hakkımda bir şeyler söylediklerini anladığımda rahatsızca yerimde kıpırdandım. Çok fazla baktığımı mı farketmişlerdi?

Kübra'ya dönüp bir şeyler sorduklarında iyice endişelendim. Kübra rahatsız olmuştu. Onu rahatsız eden benim hareketlerim ise hemen onlara bakmayı kesmeliydim. Kübra'nın daha fazla rahatsız olmasını istemiyordum.

Masadaki bir adam beni yanlarına çağırdığında başımı aşağı eğerek yanlarına yaklaştım. Pizzanın ne zaman hazır olacağını söylüyordu. Kübra'ya bu kadar yakınken ve bir kaç gündür onu görmemişken yüzüne bakmamak çok zordu. Ama o rahatsız olmasın diye yüzüne bakmadan bana soru soran kişinin yüzüne baktım. Sorusuna cevap vererek arkamı döndüm. Kübra'ya bakmamam gerekti. Ona nasıl bakmayabilirdim? Güzelime, gün ışığıma bakmadan bir günüm nasıl geçebilirdi? Ama söz konusu onun rahatlığı olunca ona bakmadan bir gününü geçiremeyen ben o rahatsız olmasın diye yüzüne hiç bakmazdım.

Bakışlarını cama çevirdiğini gördüm. Benim yüzüme bu kadar mı bakmak istemiyordu?

***

Kübra Kara

Eve geldiğimizde derin nefes almıştım. Yusuf Emre'yi tekrar görmek kalbimin tetiklenmesine sebep oluyordu. Onu seviyor muydum? Hayır, onun gibi birisini nasıl sevebilirdim ki? Her zaman böyle erkeklere karşı sevgim olmaz diye düşünüyordum. Herhâlde olmaz.

Vuslat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin