17.bölüm - Yüsra'nın Sözlüsü

178 22 54
                                    

Herkese selamlar! Nasılsınız?

Geçen hafta gelmesi gerekirken bu haftaya geciken bölüm için özür dilerim. Beklediğiniz için de teşekkür ederim. 🤍

Bu bölüm daha çok yan çiftleri okuyoruz. Yan çiftlerimiz için baya büyük adımlar atılan bölümdü. Umarım beğenirsiniz. 🥹🤍

Bu arada Whatsapp kanalım var;  oradan alıntılar, bölümler hakkında bilgiler söylüyorum ve bazen de sizinle konuşuyorum. Eğer katılmak isterseniz bio'm da olan linke tıklayarak katılabilirsiniz. Bu arada numaranız gözükmüyor, bu konuda rahat olabilirsiniz. 🤍

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar. ❤️

🫀

Yusuf Emre Aydın

Kübra.

Benim güzel sevdiğim, canımı bile verecek kadar çok sevdiğim. Yirmi iki yıllık hayatımda hiçbir kıza karşı bu kadar duygu beslemediğim ama onun için tüm duygularımı harcadığım.. 

Ağlayarak beni evlerinden gönderdiğinden beri kendimde değildim. Alkol almamıştım ama içmeden sarhoş olmuş gibiydim. Yüreğimde büyük bir ağrı vardı. Sanki kalbimin üzerine tonlarca yük bırakmışlardı.

Beni dinlememişti. Ailesinin yanında benden utanmıştı. Oysa beni dinleseydi o fotoğrafta neden öyle olduğumu bilecekti. Fotoğrafı çeken erkek arkadaşımdı, Instagram'da paylaşmak için çekmişti, etrafa dağılan kıyafetler ikimizin sıcaktan dolayı üzerimizden çıkarıp fırlattığımız kıyafetlerimizdi. O kız bu fotoğrafı Instagram'dan görmüş olmalıydı. Sadece story olarak paylaştığımız bir fotoğrafı böyle iftira için kullanan psikopattı.

Şu an DNA testi için hastaneye gidiyorduk. Kübra ile konuşmaya çalışmalıydım. Çocuğunun benden olmadığını kanıtlamalıydım.

"Seni hapise atabiliriz bunu biliyorsun değil mi? Çocuğun için bir şey yapmıyoruz." dedi annem. Sinirle kızla konuşuyordu. Kız ise susmuş sadece annemi dinliyor, ağlıyordu.

"Yusuf Emre'yi başkasıyla görmeye hazır değilim! Hele ki o kapalı bozuntusu ile asla!" diye bağırdığında hızlıca arkaya koltuğa baktım. Arabayı babam sürdüğü için rahattım.

"Ona bir daha böyle bir tabirle seslenirsen kendime hakim olmam!" diye bağırdığımda sesim arabadan bile dışarı çıkmış olabilirdi. Sinirliydim. Bu kız yüzünden sevgilimin ağlamıştı. Ailesiyle tanışamamıştım. "Ne olduysa zaten senin yüzünden oldu! Sakin kalmaya çalışıyorum ama sen benim sevdiğim kız hakkında öyle konuşamazsın! Sevmediğimi, istemediğimi kaç kez söyledim! Gurursuz musun kızım ben? Başkasından çocuk yapıp gelip bana iftira atmak ne demek? Ne istiyorsun lan sen benden?! Sal artık yakamı! Yeter!" diye bağırdım.

"Durdur arabayı, baba." dedim babama. Babam lafımı ikiletmeden arabayı durduğunda kendimi hemen dışarıya attım. Arabadan uzaklaşıp kaldırıma oturdum. Sinirden bağırmak istiyordum, ağlamak istiyordum. Patlasam patlayacaktım. Kübra'nın ağladığını hissedebiliyordum. Onun ağladığını düşünmek bile kafayı yememe sebep oluyordu. Benim yüzümden ağlıyordu. Nasıl sakin kalabilirdim?!

"Gidelim." dedim arabaya binip. Bu işi hemen halletmem gerekiyordu. Sonra ise Kübra ile konuşmam gerekecekti.

***

Yazar anlatımı

Muhammed ve Murat işten çıktıktan sonra şirketlerinin yanındaki kafeye gidiyorlardı. Yüsra'yı üniversiteden seven bir çocuk vardı, onunla konuşmaya gelmişlerdi. Murat neden geldiğini bilmiyordu ama bir süre önce iş yemeğinde Muhammed ondan rica ettiği için konuşmaya gelmişti. Ne konuşacaktı ki?

Vuslat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin